Saadet Partisi Kastamonu İl Başkanı Kadir Yalçın, yazılı bir basın açıklaması yaptı. Yalçın açıklamasında Milli Görüş Hareketi'nin mecliste yer almasınin önemine vurgu yaparken, Kastamonu Üniversitesi ile ilgili liyakat vurgusunda bulundu.
Saadet Partisi Kastamonu İl Başkanı Kadir Yalçın, son genel seçimlerin ardından Milli Görüş hareketinin 21 yıl aradan sonra TBMM'de yer almasının önemine dikkat çekti.
"Kastamonu'daki Gelişmeleri Yakından Takip Ediyoruz"
Saadet Partisi olarak, Kastamonu'da yaşanan gelişmeleri yakından takip ederek şehrin maddi ve manevi anlamda kalkınması için muhalefet görevini yerine getiriyoruz.
"Üniversitenin Son Etkinliği Hayal Kırıklığı Yarattı"
Kadir Yalçın, Kastamonu'daki üniversitenin son etkinliği hakkında hayal kırıklığı yaşadıklarını ifade etti ve rektörün protokol odaklı yaklaşımlarına karşı çıktı.
"Kastamonu Bir Bütündür"
Kadir Yalçın, Kastamonu'nun tüm siyasi partileri ve sivil toplum kuruluşlarının bir bütün olduğunu vurgulayarak ayrımcılığa karşı olduklarını belirtti.
Üniversite Başarısı ve Liyakatın Önemi
Üniversite başarısının ve liyakatin önemine dikkat çeken Kadir Yalçın, Kastamonu Üniversitesi'nin dünya sıralamasındaki durumunu eleştirdi.
Yalçın, Saadet Partisi olarak eksiklikleri ve liyakatsizleri takip ederek millete hizmet etmeye devam edeceklerini vurguladı.
Yalçın'ın açıklamalarının tamamı şöyle oldu:
"Herkesin malumu olduğu üzere son genel seçimlerle birlikte Milli Görüş hareketi 21 yıl aradan sonra TBMM’de yer almış ve grupta kurmuştur. Bugün grubu olan bir partinin il başkanı olarak açıklama yapabilmekte bizleri daha da onurlandırmaktadır. Bizlerde bunun bilinciyle özelde Kastamonu’da olan tüm olayları yakınen takip ederek yanlışların düzelmesi, Kastamonumuzun maddi ve manevi anlamda kalkınması adına muhalefetteki rehberlik görevimizi hiçbir beklenti içerisinde olmadan yapmanın gayretinde oluyoruz.
Bu manada önceden yaptığımız değişik açıklamalarımızda da belirttiğimiz üzere kamuoyunu bilgilendirme ve canlı tutma, Kastamonu’nun mağduriyetlerini giderme muvacehesinde çalışmalarımızı devam ettiriyoruz. Tabi bizim ekran görüntüsüyle, reklamla, fırsatçılıkla işimiz olmadığı için Kastamonu’nun ali menfaatleri için yaptığımız kimi çalışmalarımızı hem biz medyaya yansıtmamış oluyoruz hemde ne yaptığımızın şuurunda olduğumuz için samimiyetin içerisine riyanın karışmasını istemiyoruz.
Şimdi şehrimizdeki üniversitenin “üniversite” kelimesinin manası gereği akademik bir vasıfla muttasıf olması münasebetiyle Kastamonu’nun ilerlemesinde lokomotif olmasını ve her türlü manada örnek çalışmalar sergilemesini bekliyoruz. Ama gelin görün ki kıymetli basınımızdan gördüğümüz kadarıyla sayın rektörün son etkinliğinin fotoğrafına baktığımızda ve içeriğini okuduğumuzda tam bir hayal kırıklığı yaşadım. İnanıyorum ki “Kastamonu’nun protokolü” diye o fotoğrafı görenlerde benimle aynı duyguları yaşadılar. Çünkü kimse kusura bakmasında fotoğraf Kastamonu’nun fotoğrafı değildir. Fotoğraf rektörde dahil olmak üzere Kastamonu’ya bir kısım atanmışların, protokolle ilgisi olmayanların ve seçilen iki vekilin fotoğrafıdır. Ama kesinlikle Kastamonu’nun fotoğrafı değildir. Çünkü Kastamonu’da var olan bütün siyasi partiler, Kastamonu’daki bütün STK.lar ve her ferdiyle Kastamonu bir bütündür. Başta fotoğrafın ev sahibi rektör olmak üzere bunu bölmeye, parçalamaya kimsenin hakkı yoktur. Biz Saadet Partisi olarak Kastamonu içinde belli bir kesimle ayrım yapmaya ve insanları sınıflandırmaya çalışan, üstün ırk hastalığının yansıması olan sayın rektörün yaptığı bu tip yaklaşımların daima karşısında olacağız. Bu hastalıklı zihniyetle de, bu zihniyeti taşıyanlarla da Kastamonu’nun yarınları adına mücadele edeceğiz. Çünkü biz milli görüşçüyüz, bu sebepten dolayıda her şartta doğruyu söylemek vazifemizdir. Buna görede her ne kadar rektör ve onun kafasında olanlar görmek istemeselerde, Kastamonu’nun tümünün söz sahibi olduğu, yer bulabildiği, kendisini ifade edebildiği ve herkesin kendisinin insan olarak görüldüğünü bildiği ve hissettiği bir zemin oluşmuştur. Bu fotoğraf ise kendinden ve kendi düşüncesinden olmayanlara karşı, iletişimin kapalı olduğunu gösteren ve belli kişilerin arasındaki iletişimi ortaya koyan aristokratik bir fanustur.
Sayın Rektör böyle ekran görüntülerinin yerine üniversitenin başarılı olması için, öğrencilerin Kastamonu’ya keyif için değil de nitelikli bir üniversite eğitimi alması için, akademisyenlerin dünya çapında aranan nitelikleri kazanmaları ve alanlarında otorite haline gelmeleri için yapılması gerekenlerin yollarını düşünmesi ve bulması icap eder. Biz burada sadece hatırlatma görevini yapıyoruz. Çünkü sayın rektör bulunduğu üniversitede huzur kaynağı olması lazım. Bütün renkleri temsil etmesi lazım. İnsanların dünya görüşüne göre değil, giyim kuşamına göre değil, liyakatına göre değerlendirmesi lazım. Sayın Rektör bu anlattığımız husustan uzak olduğu için üniversitenin durumuda ortada. Liyakatta yok, hastanedeki durumda fecaat. Zira basınımızda da yer aldı. Rektör bey üniversitenin belli bir standardı yakaladığını iddia etmiş. Bende merakımdan baktım. Dünya genelinde 100’den fazla ülkeden toplamda 1904 üniversitenin yer aldığı Times Higher Education dünya sıralamasında Kastamonu Üniversitesi, 1501. Sırada derece yaparak dünyadaki en seçkin üniversiteler arasında yer almış. Yani üniversiteyi dünyadaki 1904 üniversite arasında 1501. yaparak Kastamonu’yla dalga mı geçiyorsunuz. Bu mu sizin başarınız? Bu sıralamayla tarih sizi yazmaz. Esasında da zaten ödeneği gelen bir ihaleyi daha 10 aydır yapamayıpta sonuçlandıramayan bir rektörden bir şey beklemek abes olur. Onun için her zaman ifade ettiğimiz liyakat konusu da eğitimde basit konular değildir. Biz Saadet Partisi olarak eksikleri, liyakatsizleri, rektör gibileri de biliyoruz. Aziz milletimize de bunları göstermeye ve takipçisi olmaya devam edeceğiz. "