Pınarbaşı Notları

Abone Ol

Kendisi kara, lezzeti ak bir çorba

Kavurmacı baba kimdir?

Savaş köyünün barışa davet eden camisi

Kastamonu bizim memleket,

Dağı, denizi, ovası, gölleri, mağaralarıyla hala keşfedilmemiş güzellikleriyle bambaşka bir şehir. Bunu ancak dışarı, gurbete, uzağa gidince anlıyor insan.

Yıllardır adım adım gezsen de yine de hala hiç bilmediğin, görmediğin nice güzelliklerine rastlayınca hayret ediyor, daha bir seviyorsun.

Biz de hasbelkader bu memlekette epey ayak izi bırakmışızdır dağında bağında, ovasında. Yine bir vesile oldu ve yolumuz Pınarbaşı ilçemize düştü.

Pınarbaşı ilçemizin tarihi insanlığın ortaya çıkışına kadar uzanıyor.

Sonrasında tüm uygarlıkların geçit törenine ev sahipliği yapıyor. Kısaca her dönem gözde olmuş bir yöre. Kimler gelmiş kimler geçmiş:  Gasgaslar, Kimmerler, Lidyalılar, İranlılar, Helenler, Pontuslar, Romalılar, Bizanslılar ve Çobarlar hâkim olmuş, 1460 yılından itibaren Osmanlı İmparatorluğuna katılmış,

Yazılı ve sözlü tarihsel kaynaklar ile rivayetlere göre şimdiki adı Çamkışla, önceki adı Erkemle olan köy Pınarbaşı’nın merkezi konumundaymış.

Şimdilerde pek olmasa da Roma ve Bizanslılar döneminde önemli ve kalabalık bir yerleşim merkezi olduğu biliniyormuş.

Tarihin ilk çağlarından bu yana yerleşim yeri olarak seçilen Pınarbaşı ilçemiz idari yapı olarak 1987 yılında belediyelik olmuş.

Ülkemizin dünyaya armağanı Pınarbaşı’nda neler var…

İlk çağlardan bu yana önemli bir merkez durumunda olan ilçemiz, günümüzde de doğa turizminin en önemli destinasyonlarına sahiptir. “ Kültür, karavan, akarsu-kanyon, termal, Foto safari, yürüyüş, ekstrem doğa sporları, kaya tırmanışı, inanç, mağara, tabiat anıtları” bunlardan bazılarıdır.

"Dünyanın en derin ikinci kanyonu"  Valla Kanyonu

Pınarbaşı ilçesine bağlı Muratbaşı köyündeki Valla Kanyonu Devrekani Çayı ile Kanlıçay’ın birleştiği bölgeden başlamakta olup, Cide ilçesi istikametinde 12 km uzunluğunda, yan duvar kayaların yüksekliği yer yer 800-1300 metreye ulaşır. Muratbaşı Köyü sınırları içerisinde bulunmaktadır. Kanyonun ilçeye uzaklığı 26’km’dir.  Kanyona kadar olan 1.5Km’lik kısmı ise orman içi patika yoldur.

Bu kanyonda sarp kayalıklar ve bu kayalıklarda kartal, akbaba, atmaca, doğan ve diğer tüm yabani av hayvanlarını bünyesinde barındırmaktadır.

Kanyon üzerinde “Muratbaşı  Burgu Seyir Terası” ve “Kerte Seyir Terası” olmak üzere iki adet seyir terası vardır.

Horma Kanyonu

 (Ambar Gölü) Zarı Çayı üzerinde yer alan kanyonda, suyun taştaki kireçleri aşındırması ile oluşan ve derin kazanları andıran çukurlar mevcuttur. Meydan düzü tabir edilen havzadan başlayan kanyon, Ilıca Şelalesi’nde sona erer.

Ilıca Şelâlesi

Ilıca Köyü’nde bulunan şelâle, ilçe merkezine 12 km uzaklıktadır. Şelâle suyu, Horma Kanyonu’nun sona erdiği noktada, takriben 10 metre yüksekten dökülmekte olup suyun döküldüğü yerde tabiî bir havuz oluşmuştur. Çok sayıda ağaç ve bitki ile çevrili olan havuz, tam anlamıyla, bir tabiat harikasıdır.

Ilgarini Mağarası

Sümenler Köyü’nde ve ilçe merkezine 36 km uzaklıkta bulunan mağara, Birleşmiş Milletler bünyesinde faaliyet göstermekte olan FAO’ya göre; dünyanın 4. büyük mağarasıdır. Valla Kanyonu ile Ilgarını Mağarası’nın çevresi, FAO tarafından örnek proje alanı seçilmiştir

Ölmeden önce görmeniz gereken bir yer, açık hava müzesi Pınarbaşı…

İlçemiz, Unesco işbirliği ile hazırlanan  “Ölmeden Önce Görmeniz Gereken 1001 Doğa Harikası” listesinde yer almıştır. 

Küresel ölçekte 200, Avrupa kıtasında 100 ve Türkiye’de ise 9 önemli (sıcak nokta) orman alanlarından biridir.  Avrupa’nın iyi yönetilen ve başarılı turizm uygulamalarının yapıldığı Türkiye’nin ilk, Avrupa’nın 13. Pan Park’ı (Korunan Alanlar Ağı) olma özelliğini taşımaktadır. 

Küre Dağları Milli Parkı’nın kalbi konumunda olan Pınarbaşı, eşsiz doğal ve kültürel değerleriyle eko-turizmi benimsemiş cennetten bir köşe ve huzur dolu bir ilçemizdir

Endemik bitkileri, yaban hayatı, jeomorfolojik oluşumları, derin vadi ve kanyonları, coşkun şelalesi ve otantik değerleriyle ilçemiz, tropik bölgeler dışında dünyanın ender coğrafyalarında rastlanan biyo-çeşitliliğiyle bir açık hava müzesi konumundadır.

Pınarbaşı şu ana kadar tespit edilen 50’den fazla mağarasıyla Türkiye’de ve Dünyada sayılı yerlerden biridir.

Kendisi kara, lezzeti ak coğrafi işaretli çorba…

Pınarbaşı ilçesinin eşsiz lezzetlerinden biri de Kara Çorbadır. Sadece bu efsane Kara çorbayı içmeye ilçeye gelenler bile vardır.

“Kara Çorbanın adı ve kendine has rengi pişirme esnasında içine katılan ve yörede endemik olarak yetişen kızamık ekşisinden kaynaklanır. Özellikle kış aylarında bol tüketilen vitamin deposu ve şifa kaynağı bir çeşit tavuk çorbasıdır.

Pınarbaşı Kaymakamlığınca Türk Patent ve Marka Kurumuna yapılan başvuru sonucu "Pınarbaşı Kara Çorba" coğrafi işaret belgesiyle tescillendirilmiştir.”

Kara çorba nerede içilir?
Ben de ne zaman Pınarbaşı’na gidecek olursam işim biter bitmez, midemin çağrısına kulak verip soluğu Aydın Abimin yerinde alırım.

Sormaz bile ne yersin ne içersin diye.

Fiks menümüz bellidir.

Vazgeçilmezimiz kara çorbadır ama o gelinceye kadar masadaki ikramlıklar hem gözümüz hem de midemize hitap eder.

Ispıt (hodan) bacağı, Ispıt dolması ve mevsimine göre mantar turşusu ya da kabak çiçek dolması standart lezzetimizdir.

Ardından peruşke, mantı, et ekmeği artık hangisi gelirse yer, tatlı olarak ev baklavası ve üstüne Aydın abimizle uzun bir sohbet alırım. Kara çorbadan, Pınarbaşı’ndan, eşten dosttan, hasıl harmandan konuşuruz.

Çorbamız çok ünlü, en ünlü gurmemiz Mehmet Yaşin’de zamanında buralara gelip bu lezzeti tadıp yazmış. Bakalım ne demiş,

Mehmet Yaşin “Türkiye’nin en zengin mutfağı Kastamonu’dadır”

“… Aslında Kastamonu mutfağına bir dalsanız, şaşırıp kalırsınız. Bilmediğiniz onca malzeme, hiç tatmadığınız onca yemek!

 Arkeolog Ahmet Gökoğlu yaptığı çalışmalarda, tamı tamına 812 çeşit yemek saptamış. Onun için ben her ağzımı açtığımda boşu boşuna, “Türkiye’nin en zengin mutfağı Kastamonu’dadır” demiyorum!

Bu çorba, düğünlerde, bayramlarda içilen bir şölen çorbası. Karalığı da içine konan kızamık ekşisinin koyu renginden kaynaklanıyor.

Bu bitkinin Latince adı amberbaris. Bizde ise çeşitli adlarla biliniyor: Diken üzümü, karamık, çobantuzluğu.”

Sözün özüne gelirsek: Kastamonu mutfağı yaz yaz bitmez. Türkiye mutfağının bir özeti gibidir.

https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/mehmet-yasin/kastamonu-mutfagi-yaz-yaz-bitmez-kara-corbanin-sihirli-eksisi-40406455

Kayabükü Köyü Gündoğdu Mahallesinde kavurmacı baba mezarı.

Aydın abime beni Pınarbaşı’nı tepeden görecek bir yere çıkar diyorum. Bizi Kayabükü köyü Gündoğdu mahallesinde bir noktaya çıkarıyor. Çok güzel bir yer ben buraya hiç çıkmamışım hayret, önümüzde Pınarbaşı alabildiğince uzanıyor.

Serin rüzgârlar esiyor efil efil.

Tepenin zirvesinde bir ağaç görünüyor,  altında da bir mezar. Taşında “ Kavurmacı Baba” yazıyor. Öyküsü neydi acaba? Diye merak edince Zühtü Aslan hocamı arıyorum.

Hocam kısaca bilgi veriyor; Rivayetlere göre bir Allah dostu yaşarmış burada, zamanında ordu gelip konaklayınca elindeki bir tabak kavurma ile tüm orduyu doyurmuş. O günden sonra adı Kavurmacı baba olarak kalmış.

“Allah sizi barışa çağırıyor…”

Pınarbaşı’nda uzun zamandır görmeyi istediğim yerlerden biri de Savaş köyünde bulunan ve nakışlarıyla ünlü Aşağı Tekke Camii.

“Savaş Köyü sınırları içerisinde bulunan Aşağı Tekke Caminin üzerinde herhangi bir kitabe olmadığı için yapılış tarihi kesin olarak bilinmemekledir. İlçe merkezine uzaklığı 15 km’dir. Cami dikdörtgen planlı moloz taş duvar örgülü, taban ve tavan döşemesi ise ahşaptır.

Mevcut iç duvarın sıva olduğu düşünülen camiye 1950 yılında kalem işi yapılmıştır. Cami minaresi ahşaptır. Muhteşem mimarisi ve içindeki büyüleyici kalem işleriyle görülmesi gereken bir yerdir.

Caminin cümle kapısının yanındaki yazıda da belirtildiği üzere köyde hicri 705 miladi 1305 yılında Dualı Seyyidi zaviyesi kurulmuştur.

Kaynaklarda caminin yapılış tarihi hakkında herhangi bir bilgi bulunmazken Pınarbaşı müftülüğünün internet sayfasında yer alan bir haberde caminin 1746 yılında yapıldığı belirtilmektedir. Camii Vakıflar bölge müdürlüğünün himayesinde olup 2008 yılında restore edilmiştir.

Tekke Camii Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından 2007 tarihinde korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edilmiştir”

Bu köy camisi tam bir nakış şaheseri. Cami içinde nereye bakacağımı şaşırıyorum. Desenler, renkler, hat yazıları, kalem işleri inanılmaz. Etrafımda dönüyorum. Her baktığım yerde farklı bir süsleme var. Her birinin anlamını çözmeye çalışsam da mümkün değil.

Ama en dikkatimi çeken yazı mihrap üzerinde bir hat yazısı oluyor. Bilenlerin okuduğuna göre camilerde görmeye pek alışkın olmadığımız bir ayet var.

Yunus suresi 25. Ayet
“Allah sizi barışa çağırıyor”

Pınarbaşı’m…

Bizim memleketin doğa turizminin amiral gemisi, gastronomisi, doğası, kültürü ve insanıyla göz bebeğimiz

“Ölmeden Önce Görmeniz Gereken 1001 Doğa Harikası” yerden biri.

Bu kısacık hayatımızda, kısıtlı imkânlarımızla 1001 yerden belki birçoğunu göremeyebiliriz ama en azından kendi memleketimizdeki, hemen yanı başımızdaki bu değerimizi bilmemiz, görmemiz, gerekir.

Öyle değil mi?

Hem de ölmeden.

 22 Temmuz 2024- Kastamonu/Pınarbaşı
Cebrail Keleş- Balıkçı Şef