Oto sanayi değil orası; hastane

Abone Ol

Kastamonu’nun sağlıkta fersah fersah ileri gitmesi, bölge illeri içinde tercih edilir merkeze dönüşmesi, tıp ve diş hekimliği fakülteleri ile eğitimde başarı hikayeleri yazması için yazıp çiziyoruz seneler senesidir…

Bir “otopark” eksik kaldı.

Yeni teşhis, tedavi ve eğitim binaları yapılsın, binaların içi son sistem cihazlar ile donatılsın, işinin ehli uzmanları gelsin de gitmesin diye türkü tutturuyoruz…

“Otopark” da “otopark”.

Ne badirelerden geçildi, hekimi olmayan branşlar mı dersiniz, cihazı olmayan hastalıklar mı?..

“Otopark olsun da mühim değil” (mi?)

“Her şeyim tamam da bir sendin noksan”…

“Otopark”.

Mevcut hastaneyi büyütmek, tıp fakültesi binalarını ayağa kaldırmak, FTR’yi bir an önce bitirmek nemize lazım?..

Evvela “otopark”.

Diş hekimliği fakültesinin boy vermesiyle kıvanç duymak varken…

Otoparktan ses ver önce.

Otomobiller sığmıyor hastane otoparkına…

Vatandaş mağdur.

“Oto sanayisi mi burası?” diye sormanın alemi var…

Neyin otopark sevdası bu? 

Dünyada eşi benzeri var mıdır bu durumun?..

“Tıbbın otoparkla entegrasyonu” mu demeli?

Not: Fikrimce, oto sahibi vatandaşın gece gözüne uyku girmediği gibi iş otoparka emanet etmek olunca da tedirginliği büsbütün katmerleniyor, nasıl bir sevdaysa?..

Oto mülksüzlerinin anlayabilecekleri mevzu değil.

Kalp ameliyatına girecek vatandaş…

Aklı otosunda, dokunduran olur mu yanına park ederken, çizilir mi kaportası.

Kendi kaportası çizilirken…

Aklı nerede bakar mısınız?

Özel hastaneye gidin oto sahipleri…

Bırakın gücü toplu taşıma araçlarına binmeye yeten vatandaşa kalsın kamu hastanesi.

Bari orada…

Mutlu olsun dolmuş müşterisi.  

(Kastamonu Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin açık ve kapalı otoparkı…

Toplam “770” oto kapasiteli.

Hastaneye günde “5 bin” vatandaş giriyor…

“Bin 200” oto.

Matematik günde “500” aracın dışarıda kaldığını gösteriyor…

Yapımı sürmekte olan Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi otoparkının “Bin” oto kapasiteli olacağı ifade ediliyor.

Az sabredildiğinde sorun zaten ortadan kalkacak…

Ki, sağlık altyapımızın “otopark” öncesi çok daha acil ihtiyaçları söz konusu, ne enerjimizi boş yere heba edelim ne de kamuyu otopark talepleri ile yoralım.

Ki…

Otomobilsiz ulaşım sağlamaya da az bir özen gösterelim.

Her yere özel oto ile ulaşmak gerekmiyor…

Az bir iğnenin ucunu kendimize batıralım.)

Not 2: Ne çok yazdım…

Kastamonu Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yaşanan doluluğun birinci müsebbibi “1” ve “2” numaralı sağlık basamaklarının kullanılmadan soluğun 3’üncü basamakta alınması.

Aile hekimlikleri “1”…

İlçe devlet hastaneleri “2”.

Vatandaş doğrudan 3’üncü basamak sağlık kurumu olan Kastamonu Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin yolunu tutuyor…

En basit hastalıklarda dahi.

Önce aile hekimine git bakalım…

Evvela ilçendeki sağlık kurumlarını dolaş.

Her neyse, çorbayı sulandırıp sulandırıp yeniden servis etmenin yeri değil, nasılsa davul zurna az…

Sağlığın “ana” sorunlarına dair eleştirilere kulaklarını sıkı sıkıya kapatan sağlık bürokrasisi, mevzu “tali” bir mesele olarak “inşaat” olunca bir güzel toplanmışlar otopark güzergahında,  “Arnavut kaldırımlar asfalt olacakmış” filan.

İster gül…

İster ağla.

Önce sağlıktaki “ana” meseleler konuşulsa…

Ardından sıra gelirse, ki gelmez, “otopark” gibi olsa olsa “arka kapının mandalı” konuların hakkından gelinse.