Neden Savunma Sanayi?

Abone Ol

25 Ekim 2024 günü Savunma Sanayimizin önemli bir kurumu olan TUSAŞ’a (Türk Uçak Sanayi Anonim Ortaklığı) hain bir saldırı gerçekleştirildi. Dikkat edin! Onlarca stratejik tesis varken teröristler savunma sanayi kuruluşuna saldırmayı tercih etti. 2006 ve 2007 yıllarında Aselsan’da kritik görevlerde bulunan mühendisler şüpheli biçimde şehit oldular. Güya intihar, elektrik çarpması, trafik kazası vb nedenlerle şehit oldular. Ünlü Enver Paşa’nın kardeşi Nuri Killigil’in de İstanbul Sütlüce’de bulunan fabrikası 1949 yılında şüpheli biçimde infilak etmiş ve Nuri Killigil de şehit olmuştu. Nuri Demirağ, Şakir Zümre ve diğerleri de öldürülmemiş ama şüpheli yapılar onların firmaları batırılmıştı. Toryum madeninin Türkiye’nin enerji ihtiyacını karşılaması için önemli projeler yapan Prof. Dr. Engin Arık ve ekibinin de uçağı şüpheli biçimde düşmüştü. Sonuç olarak Türkiye’nin sanayi özellikle de savunma sanayinin gelişmesi şüpheli tesadüflerle engellenmek isteniyor. Bu yazımızda neden savunma sanayinin hedefte olduğunu inceleyeceğiz.

Birinci olarak savunma sanayinde üretici ülkeler arasında sert bir rekabet vardır. Türkiye son yıllarda yaptığı atılımlar ile savunma sanayinde yerlilik oranını %20’lerden %80’lere çıkardı. Silahlı İnsansız Hava Araçları (SİHA) pazarında Çin ve ABD gibi devleri geçerek pazarın %65’ini Türkiye ele geçirdi. Bunun dışında zırhlı araç, personel taşıyıcı, tüfek gibi savunma sanayi ürünlerini de ihraç eder duruma geldik. 2023 yılında Türkiye’nin savunma sanayi ihracatı 5,5 milyar dolar oldu ve 2024 yılında bu rakamın 6 milyar doları geçmesi bekleniyor. Bu arada savunma sanayinin yüksek katma değerli bir sektör olduğunu yani karlılığının yüksek olduğunu da belirtelim. Dolayısıyla yüksek kazançların döndüğü bir piyasaya Türkiye’nin gelmesi piyasadaki diğer üretici ülkeleri rahatsız etti.

İkincisi; Savunma sanayisi güçlü olan ülkelere birileri söz geçiremez. Kolay kolay söz dinlemezler. TUSAŞ saldırısı ne zaman oldu? Cumhurbaşkanımız BRICS toplantısına katıldığı anda oldu. BRİCS’in son dönemde ortaya çıkan planlarından biri ne? BRICS parası ortaya çıkarıp Dünya’da dolar hakimiyetini ortadan kaldırmak. Dolar’ın rezerv para olmaktan çıkması durumunda ABD ekonomisi ne olur? Yani BRICS’in güçlenmesinden, Türkiye’nin BRICS’e katılmasından rahatsızlık duyan büyük, çok büyük ülkeler var. Türkiye ise savunma sanayisinin verdiği güvenle kendi çıkarlarını düşünerek politikalar geliştirebiliyor. Sadece meselenin bununla sınırlı olmadığını belirtip üçüncü nedene geçelim.

Üçüncü neden aslında bir miktar ikinciyle de alakalı. Ortadoğu ve Kafkaslarda Türkiye’nin çıkarları ile büyük ülkelerin çıkarları her zaman uyumlu olmayabiliyor. Bölgede Türk Savunma Sanayisinin güçlenmesi ABD ve İsrail gibi ülkelerin planlarını gerçekleştirmelerini zora sokar. Türkiye, gelişen savunma sanayi ve özellikle de SİHA ve İHA’lar sayesinde PKK terör örgütüne önemli darbeler vurdu. PKK terör örgütü elebaşları da Suriye ve Kuzey Irak’ta kimliği belirsiz SİHA’lar tarafından etkisiz hale getiriliyor. Türkiye Savunma Sanayi ürünleri sayesinde Azerbaycan, Ermenistan tarafından işgal edilen Karabağ topraklarının önemli kısmını geri aldı. Bu bazı ülkeleri rahatsız etti. Örneğin; Türk SİHA’larının kamerası Kanada’dan ithal ediliyordu. Kanada rahatsızlık duyarak Türkiye’ye savunma sanayi ihracatını durdurdu. Ama Türk SİHA’ları bu sefer Aselsan tarafından üretilen kameraları kullanarak bu krizi de aştı. Bir süre sonra Kanada’da kamera üreten firma iflas etti. ABD, bölgedeki PKK ve DEAŞ unsurlarını kullanarak Büyük İsrail projesini hayata geçirmek istiyor ve Türkiye Savunma sanayinin gelişmesi ABD ve İsrail’in planlarını zora sokuyor.

Dördüncü olarak Türkiye savunma sanayi ürünlerini Dünya’da pek çok ülkeye satıyor ama özellikle Afrika’daki ülkelere satması birilerini rahatsız ediyor. Avrupa ülkeleri, doğal kaynaklar açısından zengin olan Afrika ülkelerini uzun süre sömürdü. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Afrika ülkeleri bağımsızlıklarını kazanmaya başladılar ama Avrupa farklı yollardan Afrika ülkelerini sömürmeye devam ettiler. Avrupa’nın çıkarlarına uygun davranmayan ülke yöneticilerine karşı hep darbeler yapıldı. Bu darbeler de Avrupa ve Batı tarafından desteklendi. Afrika ülkeleri çoğunlukla Batı’da üretilen silahları kullanan terör örgütleriyle uğraştı ve uğraşıyor. Fransa’da para birimi olarak artık Frank kullanılmıyor, Avro kullanılıyor. Ama Afrika’da pek çok ülkede para birimi olarak Frank kullanılıyor. Ancak Afrikalı ülkelerin Türk SİHA’larını ve savunma sanayi ürünlerini satın alması kendilerinin Fransa’ya karşı elini kuvvetlendiriyor.

Beşincisi; senden savunma sanayi ürünü satın almak isteyen bir ülkeden sadece para istemez, başka tavizler de isteyebilirsin. Yıllarca ABD ve Avrupa’dan silah satın almak isteyen Türkiye’den tavizler istendi. Parasını kabul ettiğimiz halde bize bu ürünleri satmadılar.

Bu arada belki aranızda Türk Savunma Sanayinin İHA ve SİHA’lar ile sınırlı kaldığını sananlar olabilir. Onlar için Türk Savunma sanayinin ürünlerinden biraz bahsedelim. MİLGEM başta olmak üzere çeşitli tiplerde ağır tonajlı harp ve Amfibi gemiler, helikopterler (T925, Gökbey, T629, Alpin İnsansız helikopter, Atak 2, Baykar Malazgirt Mini İnsansız, T129 Atak), uçaklar (Kaan milli muharebe, Hürjet, Hava Soj, Anka 3 İnsansız, Kızılelma İnsansız, Hürkuş), Helikopter, Uçak ve İHA motorları, Zırhlı kara araçları (Tuğra, Kirpi, Pars 8*8, BMC 8*8, Yörük, Zaha, Korhan, Altınay İnsansız Kara, Altay Tankı, Hisar, FNSS, Kaplan, Tulgar, Akrep, Ejder Yalçın), Keskin Nişancı ve Piyade Tüfekleri… Gördüğünüz gibi ürünlerden tek model değil pek çok farklı model üretiyoruz. Bu ürünleri de Azerbaycan, S.Arabistan, Polonya, Ukrayna, Estonya, Katar, BAE, Endonezya, Malezya, Filipinler, Somali, Libya, Fas, Somali, Cibuti, Uruguay, Peru, Kazakistan, Tunus, Togo, Bangladeş gibi çok farklı ülkelere mal ihraç ediyoruz. Savunma sanayi ürünlerimizden alanlar memnun kaldıkça satışlarımız da artıyor. En son Sarsılmaz yerli silahlı robot SARBOT üretti ve seri üretime hazırlanıyor. SARBOT, mağaraya girdiğinde içeriyi tarıyor ve haritasını çıkarabiliyor. Gerektiğinde hedefe nişan alabiliyor. Şimdilik %80 millilik oranına sahip ama firma sahipleri 6 ay içerisinde %100 millilik oranına ulaşacaklarını söylüyor.

Gelelim yazımızın özetine… “Barış yaparak yaşayabiliriz” diyen romantiklere bakmayın. Eğer hayatta kalmak istiyorsak güçlü olmalıyız. Eğer sizin silahınız yoksa karşıda elinde silah olan taraf sizi dinlemez. Sözünüzü dinletecekseniz güçlü silahlara ve teknolojiye sahip olacaksınız. Filistin’e, Afrika’ya bakın. Silahı olan kuralları koyuyor. Senelerdir Afrika sömürülüyor. Kim sömürüyor? Elinde silahı olan sömürüyor. Bunu biz de birilerini sömürelim anlamında söylemedim. Demek istediğim birilerinin bizi sömürmesini istemiyorsak güçlü olacağız.

Prof. Dr. Serkan DİLEK

Kastamonu Üniversitesi