Dünya Diyabet Günü, 1991 yılında Uluslararası Diyabet Federasyonu ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından başlatıldı ve 2006 yılında Birleşmiş Milletler tarafından resmi bir gün olarak kabul edildi.
Uzm. Dr. Derdiyok, 2024-2026 yıllarının temasının “Diyabet ve Esenlik” olduğunu belirterek, diyabet bakımına erişimin ve desteğin önemine vurgu yaptı. Mesajında, tip 2 diyabetin sosyoekonomik, demografik, çevresel ve genetik faktörlerden kaynaklandığını ve dünya genelinde diyabetli kişilerin %90'ının bu tür diyabetten muzdarip olduğunu aktardı. Tip 2 diyabetin artışına katkıda bulunan faktörler arasında kentleşme, yaşlanan nüfus, azalan fiziksel aktivite, yanlış beslenme alışkanlıkları ve artan obezite oranları yer alıyor.
Erken teşhis ve uygun tedavi ile diyabetin etkilerinin azaltılabileceğini ifade eden Dr. Derdiyok, bu tedbirlerin diyabetle yaşayan kişilerin komplikasyonlardan korunmasına veya geciktirmesine yardımcı olduğunu belirtti. Ayrıca, diyabetin kalp damar hastalıkları ile birlikte dünya genelinde en önemli ölüm nedenlerinden biri olduğunu ve Avrupa’da 60 milyondan fazla kişinin diyabetle yaşadığını aktardı. Bunların 32 milyonu Avrupa Birliği sınırlarında bulunuyor.
Diyabetin ve kalp damar hastalıklarının önlenmesinde çevresel faktörlerin ve değiştirilebilir davranışsal risklerin yönetilmesi gerektiğine değinen Dr. Derdiyok, Türkiye’nin 1992 yılında St. Vincent Bildirisi'ni imzaladığını ve 1994'te başlatılan “Ulusal Diyabet Programı”nın günümüzde de başarıyla yürütüldüğünü belirtti. Bu programın beş ana hedefi olduğuna işaret eden Dr. Derdiyok, etkin diyabet yönetimi, erken teşhis, etkin tedavi, çocukluk çağında diyabet bakımının geliştirilmesi, tip 2 diyabet ve obezitenin önlenmesi gibi alanlarda somut strateji ve eylemlerin belirlendiğini vurguladı.
Son olarak, diyabetin en önemli risk faktörlerinden biri olan obezitenin önlenmesi için “Sağlıklı Beslenme ve Hareketli Hayat Programı” ile desteklenen Türkiye Diyabet Programı’nın ilgili paydaşlarla birlikte kararlılıkla uygulandığını belirtti.