Köylü’nün yapay zeka çalışmasıyla hayat bulan “İbn-i Batuta’nın Kastamonu Seyir Defteri”, kente dair yüzlerce yıl öncesine ait benzersiz gözlemleri sesli anlatımla bugünün insanına ulaştırdı.

İbn-i Batuta, seyahatnamesinde Kastamonu’ya dair öyle detaylar sunuyor ki, hem dönemin sosyal yapısını hem de şehrin ruhunu adeta satır satır aktarıyor. “Bir yanda atım, bir yanda defterim. Gönlümde merak, dilimde tekbirim vardı” sözleriyle başlayan anlatı, seyyahtan çok bir gönül adamının izlenimlerini yansıtmakta.

Kastamonu’yu “kırk şehirden müteşekkil, kırkta kalesi var, müstakil” diye tanımlayan Batuta, dönemin hükümdarı Candaroğlu Süleyman Bey’in misafirperverliğini ve ilme verdiği değeri de satırlarına taşıyor. Sabah pazarında ceviz, elma ve kestane alırken duyduğu şaşkınlığı da anlatan Batuta, “Ucuz bulunca şaşıp kaldım” diyerek dönemin ekonomik refahına işaret etmiş.

İbn-i Batuta’nın, “Bu şehirde ekmekle ilimle mukaddes” sözleri ise Kastamonu halkının misafirperverliği ve yüksek manevi iklimine bir övgü niteliğinde kayda geçmiş.

Ayrılırken ettiği dua ise adeta şehre bırakılan bir vefa nişanesi:
“Ya Rab, bu beldenin halkını ikramdan, ilimden, izzetten ayırma. Hanelerine huzur, gönüllerine merhamet ver.”

Kaynak: İzzet Serhat Köylü