Meclis

Abone Ol

Yerel seçim bitti, belediye başkanının parti teşkilatından “fiilen” olabildiğince uzaklaşması lazım, tüm şehrin “rozetsiz” belediye başkanı ancak bu sayede olabilir…

Kastamonu belediye geleneği “partili belediye başkanı” sistemini kaldırmadı, kaldırmaz da, tabandaki doğal “koalisyon” ile seçilir belediye başkanı şehrimizde çünkü.

Belediye meclisinin ilk toplantısı öncesi CHP belediye meclis grubu toplantısının fotoğrafı paylaşıldı sosyal medyada…

Belediyede yapılan toplantıda partinin il başkanı toplantı lideri olarak masanın başkan koltuğunda oturuyor, belediye başkanı ise yan koltukta, kabul edilebilir bir “protokol” değil bu.

“Yetki devri” demeye dilim varmıyor…

“Belediye başkanı da dahil olmak üzere belediye meclis üyelerinin tamamının üzerinde bir il başkanı” fotoğrafını nasıl yorumlamak lazım?

Belediye başkanı kendi belediyesindeki toplantıda “muavin” koltuğunda oturabilir mi?..

Şoför kim?

Başkan ve üyeler “halkoyu” ile geldiler o odaya…

İl başkanı ise “delege oyu” ile.

CHP parti meclisi üyesi de masada…

Meclisleri mi karıştırdı acep?

Belediyede başkandan üstte bir irade olabilir mi?..

Başka ülkeleri bilmem de Türk demokrasisinde olmaz.

Not: Belediye başkanının meclis toplantısının başlangıcında ayağa kalkarak okuduğu metin, “siyasi” idi, yerel yönetim ile genel seçim arasındaki seçmen davranışını anlamaktan “uzak” görüşlerini dile getirdi…

Belediye meclisine siftah adımın “siyaset” ile atılması endişe verici.

Önceki belediye başkanına cevap hakkı doğuran sözler de dile getirdi mevcut…

“Kasada para kalmamış” açıklamasına verdiği “zülfü yare dokunmayan” cevap misali bir karşılık verecek mi bakalım önceki?

AK PARTİ grubunun belediye başkanının söz konusu konuşmasına “takılmaması” da ilginç…

Ya duymadılar ya yorumlayamadılar, makam odasından Cumhurbaşkanı ve AK PARTİ Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın fotoğrafının kaldırılmasını protesto ettiler, görsel zekaya sahipler anlaşılan.

Merak ettiğim, devlet başkanının fotoğrafını makam odasından kaldırıp da devlet kurumları ile nasıl işbirliği yapacaktır belediye, ilk günden kapıyı içerden kilitlemenin ne manası var?..

Memleket hizmet beklemiyor mu?

Geçtiğimiz yıla ilişkin denetleme raporunun son kısmı okundu…

Raporu hazırlayanlara “pes”, Alev Alatlı’nın “Her yasal olan helal değildir” sözünün hakkını dolambaçlı cümleler ile vermişler, icraatlar yasal ama “helal değil”.

Vicdani mi?..

“Yasal”.

Faaliyet raporu okundu, CHP’liler “yeterli değil” oyu kullandı, AK PARTİ”liler de “yeterli değil” oyu kullandı, “oybirliği” sağlandı…

“Cumhur İttifakı” üzerinden değerlendirildiğinde, beraber sorumluluk aldıkları geçtiğimiz dönemin faaliyet raporunu “yeterli bulmadı” AK PARTİ grubu, “komedi”.

“Dram”…

AK PARTİ meclis grup başkanı belediye başkanından komisyon üyeliklerine dair “ricacı” oldu partilerinden de üye alınması için, “ret” haliyle, “iyi hal” gösterirlerse bir yıl sonra yeniden değerlendirilecek.

“Trajedi”…

AK PARTİ meclis grup başkanı belediyenin gelir ve gider durumundan meclis üyelerinin haberdar olmadıklarını söyledi, kulaklarıma inanamadım, belediye meclisleri tarihine geçmiş oldu bu mantık kabul etmez cümlesiyle.

(Hastane ruhsatı mevzusunu da “ittifak ortağı” önceki belediye başkanından öğrenememiş AK PARTİ’li belediye meclis üyeleri…

Ricacı oldu Millet İttifakı belediye başkanından konunun ayrıntısını anlatması için.)

CHP meclis grup başkanvekili kendisini TBMM’de zannediyor olabilir, AK PARTİ grubuna birkaç salvo yolladı toplantı süresince, belediye başkanı da destek verdi bu hale…

“Meclis konuşsun” da memleket meselelerini konuşsun, “siyaset” peşinde dil dökmesin kimse, orası “şov meclisi” değil.

Dilek ve temenniler bölümünde üyelerin sesi çıkmadı…

Yılların hastalığı bu dönem de devam edecek besbelli, “gündem dışı” hiç mi mevzu yok belediye meclis üyelerinin kafasını kurcalayan, tekinin dahi yok.

“Siyaset” kolay…

“Hizmet” zor.

Halkın derdini bilmek, çözüm üretmek, sürdürülür kılmak ayrı bir uzmanlık alanı…

Okulu da yok, alayı da, beyin ve yürek koordinasyonu.

Not 2: Cumhurbaşkanı ve AK PARTİ Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın fotoğrafını “partili cumhurbaşkanı” olduğu gerekçesiyle makam odasından kaldırınca ortaya “tarihi” bir çelişki çıkıyor…

Cumhuriyetimizin kurucusu büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk de “partili cumhurbaşkanı” idi.

Demek ki evvela “gerekçeyi” doğru ortaya koymak gerekiyor…

Bu da öncelikle kendi parti tarihini bilmek ile olur.