Macera Turizmi

Abone Ol

Merhaba dostlar.

Yeni bir yaz sezonu, turizm sezonunun başlangıcındayız.

Bu hafta Kastamonumuza dair çok önemli olduğunu düşündüğüm bir konuda sizlerle hasbihal etmek, konuya dikkatlerinizi çekmek istiyorum.

Öyle ki sahip olduğumuz değerler ve fırsatlar ile, ülkemiz genelinde tartışmasız önde olduğumuz, ancak şehrimizde bu anlamda ciddi sayılabilecek hiç bir farkındalığın olmadığı  bir konu bu.

Aslında daha önce de birkaç kez değindiğim bir husus. Kastamonu Turizmi için çok çok önemli gördüğüm bir konu olduğundan, aralıklarla gündeme getirmenin faydalı olacağını düşünüyorum.

Şimdi sizlere MACERA nedir diye sorsam, cevabınız ilgi alanlarınıza göre değişkenlik gösterse de, şu an bu kavram içinde kendinizi sorgulağınız için az ya da çok bir heyecan duyduğunuz kesin olmalı.

Macera nedir?

Macera, rutin hayatın dışına çıkarak yeni deneyimler yaşama, sınırları zorlama ve kendini keşfetme amacıyla gerçekleştirilen heyecan verici bir etkinliktir diyebiliriz.

Peki macera turizmi nedir?

Macera Turizmi, genel olarak Doğa Turizmi tanımı içerisinde değerlendirilen, ve daha heyecan verici, riskli ve sıra dışı deneyimler sunan etkinlikleri ifade eder.

Dağcılık, yamaç paraşütü, dalış, kaya tırmanışı, sörf, rüzgar sörfü, vahşi doğa keşifleri gibi faaliyetler macera turizmi kapsamına girer.

Bu tür etkinlikler, genellikle fiziksel yeteneklerin kullanılmasını gerektirir ve katılımcılara adrenalin dolu deneyimler sunar.

Macera turizmi, rutinden çıkarak sınırları zorlama ve yeni deneyimler yaşama amacı taşır...

Eminim siz de Kastamonumuz adına yapılan tanıtım çalışmalarında “Doğa ve Macera” vurgusunu sıkça duymaktasınız.

Peki kendimizin deneyimlemediği, tecrübe etmediği hatta rehberlik edemediği bir konuda insanlara anlatıp durduklarımız ne kadar etkili olur?

Kastamonumuzun hem iç hem de dış turizm açısından sahip olduğu muhteşem bir fırsat Kanyoning. Eğer Kastamonumuz için Macera Turizminden bahsedeceksek, işte bunun bizim için en net cevabı kesinlikle KANYONİNG’dir.

Peki Kanyoning nedir?

Kanyoning, kanyonların doğal şekillerini keşfetmek, ilerlemek ve keşfedilmemiş doğal güzelliklerin tadını çıkarmak için yapılan bir macera sporudur.

Kanyoning, suyun etkisiyle oluşan kanyonlarda yürüyüş, tırmanış, yüzme, kayma, ip ile iniş, sürünme ve zıplama gibi farklı becerileri bir arada toplar.

Kanyonlar, genellikle suyun oluşturduğu derin vadi geçitleri olarak tanımlanır ve doğal olarak oluşan kayalar, şelaleler, göletler, sarkıtlar ve dar geçitler gibi özelliklere sahiptir.

Kanyoning, bu kanyonların içerisinde ilerleyerek doğanın sunduğu zorlukları aşmayı ve keyifli bir şekilde etkileşimde bulunmayı hedefler.

İşte dostlar coğrafyamız sınırları içinde, en temel seviyeden en üst seviyeye bu etkinliği gerçekleştirebileceğimiz birçok kanyonumuz bulunmakta. Ancak şehrimizde bu konuda ciddi hiç bir farkındalık göremiyoruz maalesef. 

Nedense Macera Turizmi kavramını özdeşleştirdiğimiz “Rafting” parkuruna sahip olmayışımıza hayıflanıp duruyorken, burnumuzun dibinde durmakta olan onca kanyonumuzu göremiyor, muhteşem bir fırsatı farkedemiyoruz.

Kanyoning sporu, yalnızca dışarıdan gelen kulüplerin, sporcuların yapabileceği bir etkinliktir diye bir öğreti işlendi sanırım benliğimize.

Allah’tan o kulüpler, dernekler var. Yoksa biz bunu hiç bir zaman farkedemeyecekmişiz sanırım.

Hele şu an benim de üyesi bulunduğum KAD’a (Kanyon Araştırma Derneği) müteşekkirim. Ben bu fırsatı, bu derneğimizin organize ettiği Pınarbaşı Kanyon Festivali sayesinde keşfettim.  

Tabi burada KADASK’ı da unutmamak gerekir. KAD ile ve de Kanyon ile tanışmam da KADASK sayesinde olmuştur.

Yüzde yetmiş orman varlığı ile coğrafyası ormanlık ve dağlık olan bir şehirde çok uzun zaman düşünülememiş, kurulamamış olan Dağcılık Kulübünü kuran, başta Alp Arslan hocam olmak üzere tüm KADASK kurucularına da şahsen müteşekkirim.

Hele böyle bir şehirde üniversitemizin dağcılık, kanyoning hatta bir gezi kulübüne bile sahip olmayışını da anlayabildiğimi söyleyemeyeceğim açıkçası.

Gerçekten değer verdiğim kıymetli hocalarıma ve üniversite yönetimimize çağrımdır.

Bir şehirde gelişimin öncü kuruluşudur üniversite. Bu nedenle dağcılık, kanyoning ve gezi kulüplerinin acilen kurulması ve faal olması gerektiğine inanıyorum.

Tabi buradan, şehrimizde bu anlamdaki ilk teşebbüs olan Pınarbaşı Kanyon Derneği’ni de kutluyorum. İnşallah güzel işler yapacaklar.

Evet dostlar, Kastamonumuz kanyoning açısından hem ülkemizde hem de dünya üzerinde çok şanslı bir coğrafya.

Bizler hem bir spor olarak hem de bir turizm modeli olarak kanyoningi coğrafyamız içerisinde kurumsallaştırabilirsek, bu bizlere hem tanıtım - reklam açısından hem de ekonomik kazanım açısından çok ciddi katkılar sağlayacaktır.

Bu konuda hem kamu hem de sivil girişimler ile acilen eyleme geçmek zorundayız. 

Hem tanıtım anlamında, hem rehberlik anlamında hem de malzeme terdariği anlamında organize olmamız gerekiyor.

Girişimci ruhu taşıyanlar; bu konu kesinlikle geleceği olan, gelecekte çok ciddi kazançlar sağlayacak olan bir konu. Aklınızda bulunsun. 

Evet dostlar, yeni bir sezonun başlangıcında bu konuya dikkatinizi çekmek istedim. Bu konu üzerinde daha çok duracağız. Anlatmak, söylemek istediğim çok şey var.

Ben bugüne kadar üç kanyonumuzdan geçiş yaptım. Horma, Ersizler ve Cibiş Kanyonu. Üçü de kendisine has özellikleriyle muhteşem.

İnşallah kısmet olursa bu yaz, Anday, Aydos, Çatak, Malyas ve kanyoningin zirvesi Valla Kanyonu’ndan da geçiş yapmak istiyorum.

Amacım, coğrafyamızın kanyoning fırsatına dair bir harita ve rehber ortaya koyabilmek.

Bu yazı, bir farkındalık girişimi olarak burada kalsın, arşive girsin.

Gelişim; ister kolay, ister zorlu bir süreç olsun, zaman isteyen, emek isteyen bir serüven.  

Dün yaptıklarımızı bugün tüketiyoruz. Bugün yaptıklarımızı ise yarın tüketeceğiz...

Selam ve dua ile... Hoşçakalın.