“Koca Türk”

Abone Ol

1883’de Niş’de doğdu, Manastır Harp Okulu’ndan mezun oldu, Balkan savaşıyla başladı yurt müdafaasına...

Tanışıklıkları vardı öncesinden, Anafartalar’da omuz omuza çarpıştılar Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile, “ölüm ayırıncaya kadar” omuzdaşlıkları orada başladı.

“Başyaver” Cevat Abbas Gürer…

“Olmasaydı, olmayacaktık” dediklerimizden.

Kader birliğidir bu…

Kafkasya komutanlığıyla Anadolu’nun Doğu cephelerinde birlikte çarpıştılar.

Suriye ve Filistin cephesine görevlendirildi iki vatansever…

Yıldırım Orduları Grup Komutanlığı’nda Anadolu’nun Güney cephelerinde çarpıştılar.

Birinci Paylaşım Savaşı sonuçlandı, İstanbul’a döndüler, payitaht düşman işgali altındaydı…

Gazi Mustafa Kemal Atatürk boğazdaki işgal donanmasına baktı içi parçalanarak, Cevat Abbas Gürer’e döndü ve o tarihi sözü söyledi, “Geldikleri gibi giderler”.

“16 Mayıs 1919”…

Bandırma vapurundaydı iki kahraman.

Samsun’a çıktılar, Osmanlı ordusu üniformalarını çıkardılar, “yalın yürek” Türk Milleti’nin üniforması ile kuşandılar…

Amasya Genelgesi, Erzurum Kongresi, Sivas Kongresi.

“İstiklal Savaşı”…

Gazi Mustafa Kemal Atatürk neredeyse Cevat Abbas Gürer de oradaydı.

8 Ocak 1920 seçiminde “Bolu Milletvekili” seçildi,  5 Temmuz 1920’de yeniden Bolu Milletvekili seçildi, 17 Temmuz’da Yozgat’ta çıkan ayaklanmayı bastırmak için izin alıp Meclis’ten ayrıldı…

Bu nasıl bir vatanseverlik Ya Rab?

Sofya elçisi oldu…

Ne görev verilirse devlet katında alnının akı ile başardı.

Türk Tayyare Cemiyeti’ni (Türk Hava Kurumu) kurdu…

Bir yıl boyunca başkanlık etti.

(O Türk Hava Kurumu’nun Kastamonu şubesine üye olmak istedim, yeminle söylüyorum, ipe un serdiler…

Üyeliğe beni layık bulmayanlara sorsak Cevat Abbas Gürer’i, bilirler mi, bilirler bilirler.)

Türkiye İş Bankası’nın kurucularından…

Ateş Güneş Spor Kulübü’nün de.

Bir gün…

Gazi Orman Çiftliği’nde (Atatürk Orman Çiftliği) beraber yürüyorlardı Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Cevat Abbas Gürer.

Hararetle çalışan bir işçinin yakınında durdular, işçinin çapasından fırlayan toprak taneleri yağmur gibi dökülüyordu gökten yere adeta, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün beğenisini kazandı işçinin emeği…

“Nerelisin çocuğum?”, işçi belini doğrulttu ve çapasına yaslandı, “Kastamonuluyum beyim”.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü daha önce görmemişti çapası ile bıraksalar yeryüzünü alt üst çevirecek Kastamonulu…

Tanıyamadı.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk tekrar sordu “Kastamonu’nun içinden misin?”, “Hayır köyündenim”, “Askerlik yaptın mı?”,  “Yapmaz olur muyum?”, “Harp gördün mü?”, “Sakarya muharebesinde bulundum. İzmir alındıktan bir kaç ay sonra tezkere aldım.”…

Gazi Mustafa Kemal Atatürk gurur duydu.

Pehlivan yapılıydı Kastamonulu…

Gazi Mustafa Kemal Atatürk sordu, “Sen güreşir misin?”, “Güreşmez miyim?”

İki yiğit çıktı meydana…

Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Kastamonulu işçi güreşe tutuştular.

Buradan sonrasını Cevat Abbas Gürer’in bu olayı anlattığı “Yakınlarından Hatıralar” isimli kitaptan okuyabilirsiniz…

Sulanan gözleriniz bırakın bu sayede çeşme misali aksın, aksın, aksın.

Altını çizmeden geçemeyeceğim…

Cevat Abbas Gürer Kastamonulu işçiden “Koca Türk” ifadesiyle söz ediyor hatırasında.

Kastamonulular…

“Koca Türkler”.

Not: Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ifadesidir…

“İki Mustafa Kemal vardır: Biri ben, et ve kemik geçici Mustafa Kemal… İkinci Mustafa Kemal, onu ‘ben’ kelimesiyle ifade edemem; o, ben değil, bizdir! O, memleketin her köşesinde yeni fikir, yeni yaşam ve büyük ülkü için uğraşan aydın ve savaşçı bir topluluktur. Ben, onların rüyasını temsil ediyorum. Benim girişimlerim, onların özlemini çektikleri şeyleri tatmin içindir. O Mustafa Kemal sizsiniz, hepinizsiniz. Geçici olmayan, yaşaması ve başarılı olması gereken Mustafa Kemal odur!”

Bugün “10 Kasım”…

Gazi Mustafa Kemal Atatürk(ler) ölmez.