KKV

Abone Ol

20 Nisan 2017 tarihli Kastamonu Gazetesi’nde yayımlanan yazımda “Rahmetli Vali Kamil Demircioğlu’nun KKV’yi kurduğu tarihten bu yana dünya çok değişti, günümüzde KKV’nin 1980’lerdeki bakış açısı ve kurumsal içeriğiyle yoluna devam etmesi mümkün değil, yönetim kurulunun yapısı başta olmak üzere tüzük baştan aşağı elden geçirilmeli” demiştim…

Sene 2024.

Dünya nereden nereye geldi…

KKV’nin saati 1992’de durdu.

32 yıldır…

Aynı kafa.

Kastamonu Kalkınma Vakfı (KKV) yönetim kurulu ve üyeleri önceki akşam İstanbul’da toplandı…

“Burs” ve “yurt” konusunda karar aldıklarına dair sosyal medya paylaşımlar gördüm.

(Katılımcıların kaçı üye?..

Kaçı bağışçı?)

Kastamonu’nun “kalkınması” nire?..

“Burs” ve “yurt” nire?

Ancak “tali” olabilecek konuları “asli” hale getirmenin Kastamonu’ya ne faydası var?..

İstikametini tutturamayan bir “vakıf”.

2017 yılındaki yazımı https://www.kastamonugazetesi.com.tr/kkvde-yeniden-yapilandirma-sart/ adresinde bulabilirsiniz…

KKV’nin günümüzde alması gereken pozisyonu olabildiğince izaha gayret etmiştim o gün. Yazıdaki bir paragrafın altını bugün de çizmem elzem, “Ezcümle KKV’nin yönetim kurulu başkanlığı başta olmak üzere tüzüğünün baştan ele alınması lazım günümüz koşullarına uygun olarak…”. Bir de hatırlatmada bulunmuştum, “En son geçtiğimiz kongrede hararetli tartışmalara konu olmuştu tüzük değişimi… Dönemin valisi ve KKV Başkanı ‘getirin tüzük önerilerinizi’ diyerek sivilleşmeye yeşil ışık yakmıştı. Ne var ki tüzük önerisini kongre gündemine taşıyanlar bile bu çabanın altına girmediler. Cumartesi gün yapılacak kongrede de büyük olasılık tüzük ana başlığı gündeme gelecektir… Hararetli konuşmalar bari bu sefer tüzük değişikliğine yol açsın”.

2017’den bu yana tek harf değişmedi…

Çağa uymayan bir vakıf yapılanması ve yürüyüşü.

(29 Nisan 2024 tarihinde Kastamonu İstiklal Gazetesi’nde de bir yazım yayımlandı, o günkü mali kurul toplantısını konu etmiştim, izlenimimi “Bir deste keçiboynuzu yemiş gibi oldum” ifadesi ile nitelemiştim.

Son durum şuydu…

“Burs verilen öğrenci sayısı ‘binli’ rakamlardan, en son ‘650’ rakamına gerilemiş, an itibarıyla ‘150’ öğrenciye düşmüş… Niye, karşılığında fatura alıp vergiden düşme olanağı ortadan kalktığı için, Kızılay ile ‘işbirliği’ kopmuş.”

Üzüntü verici haliyle…

“E vergiden düşünce burs bedelini, veren el mi burs vermiş oluyor yoksa devlet mi, ‘hayır yaparken veren el görmesin’ kaidesinin son versiyonu bu... Çare, KKV’nin hükümet tarafından ‘kamu yararı dernek’ statüsüne yükseltilmesi, aksi halde ‘hayırsever’ vatandaşlardan burs çıkmıyor.”

Vakıf bütçesindeki para “altın” yatırımında tutuluyordu o gün öğrendiğimiz…

Faiz “haram”.

Mali kurul toplantısının en ateşli gündemi “aidat” üzerineydi, yıllık aidat 2 bin mi 4 bin mi, “ayakbastı” 10 bin mi?..

Büyük bağışçı var mı o kadar varsıl KKV’li içinde?

Kamu görevlilerine ne “ayakbastı” ne “aidat”…

Maaşlarını memleket yolunda dökmelerini beklemek ayıp olur!

O yazıda altını çizmiştim…

“KKV yöneticilerinin evvela bir ‘vakıf nedir?’ ünitesini okumaları lazım… Uyguladıkları yöntem dernekçilik bile değil.”)

(KKV’nin “fiilen” İstanbul merkezli olması…

Kastamonu ilişiğini kopardı.

“Kalkınma” denildiğinde kimsenin aklına KKV gelmiyor Kastamonu’da…

Geleceği de yok.

Ortada ne bir proje var…

Ne de fikir.

Ahbap çavuş…

Yaraya merhem değil.)

(Fotoğraflara bakıyorum…

Kastamonu Belediye Başkanı KKV toplantısında yok.

Araya “siyaset” de girmiş besbelli…

Belediye başkansız KKV olur mu?)

(Aytaç Eruz Anadolu Lisesi…

“Vekil müdür” ile “idare ediliyor”.

Şehrin en “ağırlıklı” lisesine bu eğitim sezonunda müdür ataması yapılmadı iyi mi?..

Neden?

O okul “vekalet” ile yürür mü?..

Sorumlu kim?)