Kent gibi kentmiş bir asır önce İnebolu

Abone Ol

İnebolu’nun yüz küsur yıl önceki fotoğraflarına bakıyorum, olur da bu kadar olur “şehirleşme, kültür, üretim”, kent tanımı için ne ararsan var…

Hey gidi İnebolu hey.

Bir yolcu gemisi yaklaşıyor limana…

Bacasından çıkan dumana kurban olalım bu vakit.

Belli ki o devrin en modern gemilerinden biri…

Göz alıyor.

Güvertesine birikmiş insanlar karşılarında tüm güzelliği ile salınan şehre hayran gözlerle bakıyor…

Aşk okunuyor göz bebeklerinde.

Kalpler çarpıyor…

Kimi sevdiğinden ayrılmış gelmiş İnebolu’ya, kimi sevdiğine kavuşacak İnebolu’da, kim bilir?

Martılar gökyüzünde…

Mavnalar deniz yüzünde.

İnebolu’ya yolcu gemileri gelir giderdi İstanbul’dan…

Fransa’dan, İspanya’dan, Rusya’dan.

Gemiler umuttu o vakit…

Gemiler unuttu bu vakit.

Not 1: Şehirler zaman güzergahında ilerledikçe “ekonomik kalkınma” ve “sosyal gelişme” kompartımanlarında ileri mi giderler geri mi kalırlar?..

“İnebolu” örneği üzerinden bakıldığında ne cevap verirsiniz?

Yüzyıl hatta beşyüz yıl önceki İnebolu mu?..

Bugünkü İnebolu mu?

Tarihin hiçbir devrinde kıymetini kaybetmeyen, üstüne koyan, değerli bir maden misali İnebolu…

Her medeniyetin baş şehirlerinden.

İnebolulu dostlara soruyorum hallerini…

Bir “cezaevi” meselesi bile İnebolu’yu sallamış durumda, cezaevinin kapanması ile ilçeden ayrılan memurların yokluğu ekonomiyi baltalamış, buyrun size bir anekdot nereden nereye gelindiğine dair İnebolu’da.

İlçede çocuk ve genç nüfus azaldığı için okul nüfuslarının düştüğünden bahsediliyor…

Hey gidi İnebolu.

Mimari bozuldu zaten…

Kültürel korumacılık ne alemde İnebolu’da?

En baba gastronomi şehri misal…

İsminin çok daha gür çıkması İnebolu’nun.

İnebolu’nun yüzyıl önceki fotoğraflarına bakıp bakıp…

Keder dehlizlerinde yitip gitmemek mümkün değil.

Nasıl bir güzellik(miş)…

Bugüne ne kaldı?

Not 2:  İnebolu’da bugüne dair “umut veren” ne var?..

“İnebolu Kültür ve Sanat Derneği” var misal.

Sanat ve kültürün hemen her dalında karınca misali emek…

Var olsun gayretleri daim.

“Üçüncü Oğuz Atay Öykü Ödülü”  ödül töreni düzenliyorlar…

Bugün saat 17’de Belediye Sinema ve Çok Amaçlı Salonu’nda.

İnebolulu edebiyatçı Oğuz Atay’a vefa…

İlelebet yaşasın ismi.

Not 3: Aynı dertlenmeyi Kastamonu şehri için de iliklerimizde hissedebiliriz pekala…

İleri mi istikametimiz geri mi?

Zamanın koşulları göz önüne alınarak değerlendirildiğinde…

Ticarette, üretimde, mimari dokuda, kültürde üzerine koyduk mu?

Şehirleri birbirinden ayıran fark “kimlikli” olmaktır…

Bugün “kimlik” namına özelliklerimizi ne oranda koruyoruz?

Mimari dokuda restorasyonlara aldanmayın…

Ne kadar çok restorasyon o kadar çok “asli kimliğinden uzaklaşma” anlamına da geliyordur belki.

Kastamonu türküleri, şarkıları, melodileri nerede?..

Derin bir müzik tarihi tasavvuftan toplumsal hayatın her koridoruna uzanan.

El sanatları…

Tarım ürünleri.

Nerede?..

Yitti gitti mi?