KEMAH TÜRBESİ
İLİ KASTAMONU
İLÇESİ MERKEZ
YERİ KEMAH KÖYÜ
Türbenin Kastamonu Merkez Kemah Köyü içinde bu köydeki tarihi caminin yanında çevresi taş ile örülmüş üzeri ahşap bir örtü olduğu anlatılmaktadır. Türbenin giriş kapısı ise kesme taş ile çevrili olup üzeri kemerli imiş ve sadece bir metre kadar yükseklikte olup içerdeki zatlara saygı için eğilerek türbeye girilirmiş.
Kastamonu Merkezine 13 km mesafede olan bu köydeki halk arasında Kemah camisi diye bilinen tarihi cami görülmeğe değer güzelliktedir. Ancak camide kullanılan bazı taş sütün ve blokların bu cami yapılırken başka bir yapıdan söküldüğü bellidir.
Camiyi hicri 833 yılından önce Pinti Gâsım diye bilinen Kemahgil sülalesinden olduğu anlatılan bir zat tarafından yaptırıldığı anlatılmaktadır. Bu zat hemen köy yakınlarındaki eski bir yapıyı yıktırıp buradan elde ettiği malzemelerden de yararlanarak bu camiyi yaptırdığı anlatılmaktadır.
Bu Tarihi cami vakıf malı olup tamiri sırasında yanındaki türbenin sonradan yapıldığı ve caminin tarihi dokusuna uymadığı gerekçesi ile yıkılmış ve bir daha da yerine bir türbe binası inşa edilmemiş.
Türbede içindeki iki ahşap sanduka altındaki iki mezardan birisinin Pinti Gâsımın annesi Selçuk hatuna ait olduğu anlatılmaktadır.
Pinti Gâsım’a ait olduğu ikinci sandukanın altındaki mezar taşları ise Müze müdürü tarafından yerinden alındığı ve Kastamonu Arkeoloji müzesine sergilenmek üzere nakledildiği anlatılmaktadır.
Kastamonu müze bahçesinde ise bir mezar taşında “ Allah bagı entegaled el merhume el magrufe essaide essehide selcuki bindi Gasım Beg “ hemen yanındaki başka bir mezar taşında “mın der ul fanı dar ul bega lısena selase ve selasıne ve selamı fıye fievazatı sehrizılhıdce” şeklinde kendisinin iyi derecede arapca bildiğini söyleyen bir arkadaşım tarafından okunmaya çalışıldı.
Bu arkadaşımım söylediğine göre bu zatın Şehirin önemli kumandanlarından Kasım bey diye birisine ait olduğunu ve hicri 833 yılında zilhicce ayında şehit edildiği yazılı diye bu mezar taşlarındaki yazıyı günümüz konuşmasına göre açıklamaya çalıştı. Bu tarihin miladi hangi yıla denk geldiğini sorduğumda ise parmak hesabı ile 1429 yılı diye belirtti.
Bu tarih ise Candaroğlu beyliğinin miladi 1424 yılında karşılıklı düğünler ile Osmanlıların karşılıklı düğünlerin yapıldığı tarihlerden sonraya rastladığı ve miladi 1461 yılında da bu beyliğin tarih sahnesinde yer aldığını biliyoruz. Candarlar da ise bir emirin yani bir beyin Kasım bey olduğu bilgisi de mevcut.
Bu zatın kim olduğu hakkında daha fazla bilgi bize değil tarihçilere düşer.
Mekanı cennet ruhu şad olsun.
Zühtü Aslan