1) Amaç kaygıyı ortadan kaldırmak değil, çocuğun kaygıyı yönetmesine yardımcı olmaktır.
Hiçbirimiz bir çocuğu mutsuz görmek istemeyiz, ancak çocukların kaygılarının üstesinden gelmelerine yardımcı olmanın en iyi yolu onu tetikleyen stres faktörlerini ortadan kaldırmaya çalışmak değildir. Endişeli olduklarında bile kaygılarına katlanmayı ve kaygının işlevini anlamalarına yardımcı olmaktır. Ve bunun bir etkisi olarak kaygı zamanla azalacaktır.
2) Olumlu - ama gerçekçi - beklentileri ifade edin.
Bir çocuğa korkularının gerçekçi olmadığına dair söz veremezsiniz - bir testte başarısız olmayacakları, buz pateni yaparken eğlenecekleri gibi. Ama iyi olacaklarına, bunu yönetebileceklerine dair güveninizi ifade edebilirsiniz. Ve bu korkularla yüzleştikçe kaygı düzeylerinin zamanla azalacağını bilmelerini sağlayabilirsiniz. Bu onlara, beklentilerinizin gerçekçi olduğu ve onların altından kalkamayacakları bir şeyi yapmalarını istemeyeceğiniz konusunda güven verir.
3) Yönlendirici Sorular Sormayın.
Çocuğunuzu duyguları hakkında konuşmaya teşvik edin, ancak yönlendirici sorular sormamaya çalışın: "Büyük sınav için endişeli misin? Yapacağın sunum için endişeleniyor musun?" tarzı sorular sınav/sunum için endişe duyması gerektiğini düşündürebilir. Bu nedenle endişe döngüsünü beslemekten kaçınmak için olası duygusunu tahmin etmeden, açık uçlu sorular sorun: "Sınav hakkında ne hissediyorsun?"
4) Kaygı ile Başa Çıkmanın Sağlıklı Yollarını Modellemeye Çalışın
Çocukların kaygıyla nasıl başa çıktığınızı görmelerine izin verin. Siz kaygılıyken bir arkadaşınıza telefonda kaygınızı stresinizi anlatın ve çocukların bunu duymasına olanak sağlayın.
Çocuklar bunu sakince yönettiğinizi, tolere ettiğinizi, üstesinden gelme konusunda kendinizi iyi hissettiğinizi duysun veya görsün.
5)Endişelenme! ya da Kaygılanma!
Herhangi bir olay karşısında endişe duyan çocuğunuzun endişesini gidermek için ona endişelenmemesi gerektiğini söylemeniz, onun endişesini maalesef uzaklaştırmaz. Çocuğunuz zaten endişeli bir haldedir ve söylediğiniz bu cümle, yaşamış olduğu bu duygunun sanki mantıksız ya da kabul edilemez olduğunu ima eder. Bu cümle yerine kullanabileceğiniz daha olumlu bir ifade tercih etmenizi öneririm. Örneğin: ”Yaşadığın kaygı ile ilgili biraz daha fazla bilgi verir misin?” Ya da ”Endişelenmene neden olan durum hakkında biraz daha bilgi verir misin?” cümleleriyle kaygısını anlamaya çalıştığınızı vurgulayabilir, empati kurabilirsiniz.
5-Erken uyumalı ve uykunu almalısın!
Çocukluk dönemlerinde yaşanan kaygıların en zor yanlarından biri de, çocukların yatağa yatmasını oldukça güçleştirmesidir. Çocuğun zihni endişeliyse, gün boyunca uğraşarak meşgul olarak atlatmaya çalıştığı kaygıları geceleyin onunla uğraşma eğiliminde olur. Bu durum, çocuğunuzun bilerek yaptığı veya onun hatası olan bir durum kesinlikle değildir. Bu cümle yerine çocuğunuza farklı bir şekilde yardım edebilirsiniz. Örneğin: Çocuğunuzun yatağa girmesini ve uyuyabilmesini kolaylaştırabilmek için yatmadan önce bir meditasyon veya gevşeme egzersizi uygulaması yapabilirsiniz.
İkinci bir seçenek olarak çocuğunuz eğer 0-8 yaş aralığındaysa kaygı nedeniyle uyku uyumada güçlük çeken çocuklar için ”canavar spreyi” adını verebileceğimiz basit bir sprey geliştirebilirsiniz. Bunun için evinizde bulunan ve sprey şeklinde olan bir şişeyi alıp (içinde kimyasal bir kalıntı olmadığından emin olun) içine su doldurup, aynı zamanda arzu ederseniz renklendirmek için gıda boyası kullanıp, şişenin üzerine de bir yapışkan etiket kullanarak büyük harflerle ”CANAVAR SPREYİ” ya da çocuğu kaygılandıran şey neyse ”….. SPREYİ” yazıp uyku vakti geldiğinde onu korkutan şeyleri uzak tutmak için birlikte odaya sıkabilir, aynı zamanda spreyi yatağının yakınına koyarak gece korktuğunda bu spreyi kullanabileceğini belirtebilir ve bu şekilde kaygılarını azaltabilirsiniz.
6-Her şey senin kafanın içinde…
Aşırı kaygı, yani anksiyete psikolojik açıdan değerlendirildiğinde beyin temelli bir bozukluktur. Dolayısıyla çocuğun bilerek ve isteyerek içine girdiği bir durum değildir. Fakat çocuğu bu cümle ile ”reddetmek”, çocuğun suçluluk hissetmesine ve utanmasına neden olur. Bu cümle yerine çocuğunuzla hem bir aktivite yapabileceğiniz hem de rahatlamasına yardımcı olabileceğiniz şu ifadeyi kullanabilirsiniz: Kaygılanan beynin sanırım şu anda çok gürültü yapıyor, istersen birlikte bir yürüyüşe çıkalım ve kaygılanan beynini sakinleştirelim.