1912-1913 Balkan Savaşı sırasında, İşkodra’yı savunan Hasan Rıza Paşa, kısıtlı imkanlarla ve İstanbul’la bağlantısı tamamen kopmuş bir şekilde şehri Karadağ ve Sırp birliklerine karşı savundu. Her gün biraz daha azalan mühimmatla, yiyecek kıtlığıyla ama yüksek bir inançla aylarca süren bu direniş, bir askeri dehanın ve sarsılmaz bir vatanseverliğin göstergesiydi.
Ne var ki, direnişin kırılması için sadece dış düşmanlar değil, içteki ihanet de devreye girdi. Hasan Rıza Paşa, teslim yanlısı Ali Rıza Paşa’nın planladığı bir suikastla şehit edildi. Onun ardından gelenler şehri Karadağlılara teslim etti. Ama o gün İşkodra’da sadece bir şehir değil, bir ideal de kaybedildi.
Bugün, Hasan Rıza Paşa’nın kahramanca savunduğu şehirde, o mücadeleden geriye kalan tek Osmanlı eseri hala ayakta: Kurşunlu Camii.
1773 yılında Buşati Mehmet Paşa tarafından inşa ettirilen cami, Enver Hoca’nın dinî yapıları hedef alan rejiminde minaresini kaybetti ama yıkılmadı. Kurşunlu Camii, baskıcı yönetimin İşkodra şehrinde de uyguladığı dinî yapı soykırımından, tek başına, minaresini kaybederek ancak kurtulabildi. Bugün ise başka bir tehditle karşı karşıya: su baskınları. Boyana ve Drin nehirlerinden tarım arazilerine çekilen kanallar, özellikle yağışlı mevsimlerde camiyi haftalarca sular altında bırakıyor. Caminin etrafında oluşturulan hendek, ulaşımı zorlaştırıyor; cami cemaati neredeyse kalmamış durumda. Yağışların arttığı sonbahar ve ilkbahar aylarında yaşanan taşkınlar, caminin haftalarca sular altında kalmasına neden oluyor.
Kurşunlu Camii, Kastamonulu Hasan Rıza Paşa'nın destansı savunmasından geriye kalan somut bir iz. Her taşında, minaresi yıkılmış olsa da ayakta kalan gövdesinde, Osmanlı'nın son neferlerinin direnişi saklı.
2015 ylında TİKA tarafından restorasyon sırasına alınan Kurşunlu Camii'nin restorasyonu 2018 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne bırakıldı. Caminin sel baskınlarından kurtarılması için; taşınması veya etrafının yükseltilmesi seçenekleri üzerinde duruluyor.