Ayaküstü bir matematik yaptık, Kastamonu çiftçisinin cebinden geçtiğimiz yıl sadece kimyasal gübre için çıkan tutar 420 milyon TL, gerisini varın siz düşünün…
Tohum, mazot, kimyasal ilaç, işçilik, ve sair.
420 milyon TL “kemiksiz” hali ödenen rakamın…
Çiftçinin durumu belli, faizli para kullanmıştır kesin, sağı soluyla iki katına varmıştır hesap.
E birader bu kadar verdin de kimyasal gübreye karşılığında ne aldın?..
Attığın taş ürküttüğün kuşa değdi mi?
Resmi rakam, 2023 yılında Kastamonu’da tüketilen gübre miktarı, büyük olasılık bayilerin girdi faturalarından derlenmiş olmalı…
28 bin 51 ton.
50 kilogramlık çuval birimlerini 750 TL ile çaptığınızda…
420 milyon TL buz gibi karşımıza çıkıyor.
Bu gübrenin kaçta kaçı yerli üretim?..
Yerlinin de çoğu girdisi “ithal” gerçi.
420’yi verdik…
Elimize ne geçti?
(Yıllara sari gübre tüketimi göz önüne alındığında…
Kastamonu’daki tarımsal üretim alanlarının “neredeyse” yerinde saydığı da “ayna”.
2023 yılında 28 bin ton…
2016’da 27 bin ton.
En yüksek değere, ilginçtir, pandemide ulaşılmış…
30 bin 672 ton.
Vatandaş gübreye yüklenmiş o vakit…
Gerekçesi ne ise?
2022 “tepetaklak”…
“22 bin ton”.
“2021” ile “2022” arasındaki uçurum…
Sebebi ne?
Bu hale kafa yoran var mı?..
Şaka mı bu soru?
İlginç rakamlar…
“Vah, vah” ile biten cümle.)
(Tarım ve Orman Bakanlığı, Tarımsal Ekonomi ve Politika Geliştirme Enstitüsü, “Durum Tahmin 2023 Çeltik” isimli dosyası…
“Türkiye’de illere göre çeltik verimi kg/da”.
İlginç bir tablo…
Kastamonu’da çeltik tarımının durumu ortada.
2020 itibarı ile çeltik veriminde…
Kastamonu 17’nci sırada.
En verimli il “Amasya”…
İkinci sırada “Karabük”.
Amasya’nın verimi 952 kg/da…
Kastamonu’nun verimi 667 kg/da.
Kastamonu çiftçisine yazık değil mi?..
Amasyalı çiftçiden dönümde 285 kg az ürün alıyor.
Sinop 762 kg/da…
Kastamonu’ya 95 kg fark atmış durumda.
Bir yürek sızlatan durum daha var…
Kastamonu’nun 2014 yılındaki verimi 856 kg/da.
8 yılda nereden nereye?..
Sebep?
2014 yılında Türkiye 7’ncisi…
2022 yılında 17’nci.)
(Ege Bölgesi Sanayi Odası yayımı, Prof. Dr. Kemal Kocabaş’ın “Köy Enstitülerinden Günümüze Eğitim ve Arayışlar” kitabında, “Köy Enstitüleri Üzerine İçte ve Dışta Değerlendirmeler” sayfası var…
“Türkiye’de Köy Enstitüleri” kitabı elimde okunmayı bekleyen Fay Kirby’nin değerlendirmesine Prof. Dr. Kocabaş yer vermiş kitabında.
Kirby der ki…
“Köy Enstitüleri sadece bir okul, her köye bir öğretmen yetiştirecek birer öğretmen okulu değillerdi. Eğitim ile toplum arasındaki karşılıklı ilişiklik probleminde, Türk düşünürlerinin pekiyi bildiği ve çıkar yolu bulunmayan bir davanın, hiçbir memlekette eşi görülmemiş bir şekilde çözümlenmesinin gerektirdiği yepyeni nitelikte bir eğitim sistemi idiler. Bu sistem yalnız köy eğitimi için değil, bütün Türk eğitimi için çok önemli olan sonuçlar vermeye başlamıştır.”
John Dewey’in aynı kitaptaki değerlendirmesini buraya kaydetmezsem “ölürüm”…
“Benim düşlediğim okullar Türkiye’de Köy Enstitüsü olarak kurulmuştur. Tün dünyanın bu okulları görüp eğitim sistemini, Türklerin kurduğu bu okulları göz önünde bulundurarak yeniden yapılandırması isabet olacaktır”.
Yazı boyu köyden, üretimden, toplumsal yapıdan bahsettim…
Köy Enstitüleri’ne kıymasaydı “CHP” ve “DP”, ülkemizin köyü de kenti de bambaşka olurdu, kendimiz ettik.)