TV366 ekranlarında Gazeteci Emin Eğri’nin bu haftaki konuğu Kastamonu Arıcılar Birliği Başkanı Cem Başar oldu. Programda, tüm kesimlerden vatandaşları doğrudan ilgilendiren, çocukların beslenmesinde önemli bir yeri olan ve Türkiye’nin de iyi bir üreticisi olduğu bal ve arıcılık konusunda bilinmesi gerekenler üzerinde duruldu. Başar; "Tüketicinin alışkanlığını değiştirmesi lazım, 50-60 liraya bal yok artık, bir kavanoz 20 lira olmuş durumda” dedi.

“SON 4-5 YILDA 100 BİN TON’UN ÜZERİNDE BAL ÜRETİMİMİZ VAR”
Programa konuk olan Kastamonu Arıcılar Birliği Başkanı Cem Başar, Türkiye’nin bal üretiminde Dünya sıralamasında ikinci sırada yer alması ve Einstein’ın arılar yok olursa insanlık yok olur sözü üzerine;
“ Türkiye’de arıcılık rakamları yıllar içerisinde çeşitli mevsimsel faktörler, iklim değişiklikleri dolayısıyla değişiklik göstermekte, arı sayısı ve bal üretiminde genelde Çin’in ardından 2’nci, bazı yıllar bal üretiminde 3’üncü sıraya gerilediğimiz oluyor ama ortalama olarak son 4-5 yılda 100 bin ton’un üzerinde bir bal üretimimiz var” ifadelerine yer verdi.

“BİZ ONLARA BAL BİLE DEMEK İSTEMİYORUZ”
Hileli olarak üretilen ‘sahte bal’ konusuna da değinen Başar; “Biz arıcılar olarak, onlara bal bile demek istemiyoruz, ‘ürün’ olarak değerlendiriyoruz” dedi. Ülkemizde başka ürünlerin sahteleri de yapılabiliyor ama gıda ürünleri konusunda maalesef en çok sahtesi yapılan ürün; bal” şeklinde konuştu. Başar; sahte bal konusuyla ilgili sözlerine şu şekilde devam etti:

“Aileler çocuklarına şifa olsun diye yediriyor ama bu konu çok suistimale açık bir konu. Balın içerisinde bulunmaması gereken maddeler olabilir. Bunlar; şeker, glikoz ve farklı tatlandırıcılardır. Bunlar katılarak arı dahi görmeden merdiven altı üretim yapılan, daha sonra kavonozlandırılarak tüketiciye sunulan ürünlerdir. Bu noktada tüketiciye her bulunduğumuz ortamda, balı öncelikle çok iyi bildiğiniz markalardan ya da genel itibariyle Kastamonu gibi bir yerde yaşıyorsanız mutlaka çevrenizde, köylerinizde bulunan eşinizden dostunuzdan temin edebilirsiniz diyoruz. “


“ARTIK 50-60 LİRAYA BAL YOK”
Ayrıca, ürünün fiyat dengesine de dikkat etmek lazım diye konuşan Başar; “Bugün iyi marka bir reçeli 250-300 TL gibi bir fiyata alıyorsunuz, bunun altındaki bir rakama bal almanız mümkün değil. Herhangi bir yerde 100 liraya bir bal satılıyorsa, kimse bunu alıp şifa beklemesin. Bu konuda en önemli tepkiyi gösterecek kişi; tüketici. Tüketicinin alışkanlığını değiştirmesi lazım, artık 50-60 liraya bal yok, bir kavanoz 20 lira olmuş durumda” dedi.

“VATANDAŞIN BUNU AYIRT ETME ŞANSI YOK”
Sahte balın tespiti ile ilgili “Ben dahil bunu kimse tam anlamıyla çözemez“ diyen Başar sözlerine şöyle açıklık getirdi; “Ben dahil bunu kimse tam anlamıyla çözemez ama üniversite laboratuvarında yaptırdığımız analizlerle bunu öğrenebiliyoruz, vatandaşın bakarak ya da damak tadıyla bunu öğrenme şansı yok. Çünkü hileciler, bu konuda o kadar uzmanlaşmış ki bunu kesinlikle vatandaşın ayırt etme şansı yok, bu yüzden balı aracıdan değil arıcıdan alın diyoruz”
 

Başar, Pandemi süreciyle tüketicinin hayatına alternatif tıp ürünü olarak giren ve yaygınlaşan arıcılığın yan ürünleriyle ilgili de konuştu. Başar; “Bizim sadece balımız yok, balımızın yanında polenimiz, propolisimiz, arı sütümüz, arı zehrimiz ve çeşitli alanlarda kullanılan bal mumumuz var, bunların da tüketimi git gide artıyor” dedi.

“GAL ARISI KASTAMONU’DA ÜRETİMİ HIZLA DÜŞÜRDÜ”
Kastamonu’nun son yıllarda arıcılık sektöründe yaşadığı sorunlara değinen Başar; “Kastamonu bundan 4-5 yıl öncesinde Türkiye ortalamasının biraz altında üretim yapıyordu. Türkiye ortalaması 10-12 kg seviyesindeyken bizdeki üretim 8 kilogram bandındaydı. 2021 yılında bizim kestane ağaçlarımızda da gal arısının görülmeye başlamasıyla, üretimimiz hızla düştü. Kastamonu’da arıcılarımızın yüzde 70 civarı kestane bölgesinde üretim yapmakta.” İfadelerine yer verdi. Üretim sayılarıyla ilgili konuşan Başar; “2023 yılında yaklaşık bin 600 işletme yani arıcı ailesi 85 koloni ile üretim yaptık ve 375 ton bal üretimi gerçekleştirdik. Bunun 150 ton kadarı kestane balı. 2021 yılı tahmini bal üretimimiz 71 koloni ile 650 ton, bunun 400 tonu kestane idi. O zamanki rakamlara baktığınız zaman bu ortalama 9 kilogram civarına tekabül ediyordu ama gal arısının zararının artması ve kestane ağaçlarımızın yüzde 100’ünde gal arısı tehlikesiyle karşılaşmamızın ardından büyük bir düşüş gerçekleşti” dedi.

İKİNCİ BİR LABORATUVAR KURULACAK
Başar; gal arısı tehlikesine karşı yürütülen biyolojik mücadele ile ilgili olarak,sürecin uzun süreceğini belirtti. Bu yıl doğaya salınan toplam yararlı böcek sayısının 10 bin 300 olduğunu ifade eden Başar; Cide’deki laboratuvarın dışında ikinci bir laboratuvarın daha kurulacağının müjdesini aldıklarını aktardı.

“YENİ NESİL SIKINTILI İŞİ SEVMİYOR”
“Gençler bu işi yapmak istemiyor” diye konuşan Başar; “Dışarıdan görüldüğünde zormuş gibi geliyor, yeni nesi sıkıntılı işi sevmiyor” şeklinde konuştu. Başar konu ile ilgili; “Bakanlığımız gençlere teşvikte bulundu ama ben biraz ümidimi yitirdim, bu işe gençleri çekemiyorsak eldeki durumla devam etmek zorundayız. 2016 yılından beri Bakanlık tarafından yürütülen bir uygulama var buna rağmen arıcılık yaş ortalaması gençleşmedi” ifadelerine yer verdi.

“MAZOT DESTEĞİ İSTİYORUZ”
Arıcılara yapılan devlet desteğin devam ettiğini söyleyen Başar; “Birliğe üye olan vatandaşlarımız 2023 yılı için kovan başına 60 TL destek aldılar. Desteğin olması iyi fakat rakam yeterli değil, 2023 yılı için en az 100 TL’nin üzerinde olması gerekiyordu. Ayrıca gezginci arıcılarımız için en önemli maliyet; nakliye maliyeti. Bu nedenle mazot desteği istiyoruz. Bugün çeşitli tarımsal faaliyetlere mazot desteği veriliyorsa, biz de arıcılar olarak mazot desteğini istiyoruz” dedi.

(SERKAN KEBECİOĞLU)

Muhabir: SERKAN KEBECİOĞLU