Kastamonu'dan kısa öyküler...

Abone Ol

1- Kem âlât ile kemâlât olmaz. Kötü araçla iyi hizmet verilemez

Özel İdare Genel sekreterliği parkında hummalı bir çalışma var. Yeni araçlar bayraklarla süslenmiş. Tüm personel sahada toplanmış.

Açılış var.

Tüm bu hazırlıkların sebebi Özel idarenin yaklaşan kar mücadelesinde kullanacağı araçların tanıtımı ve makine parkına yeni aldığı 11 tane iş makinesinin hizmete girmesi.

Valimiz Meftun Dallı, MV Halil Uluay ve İGB Başkanı Güray Parçal ile Genel Sekreter Nida Sinsi ve yetkililerle yaptıkları açılış sonrası Özel İdare atölyelerini, çeşitli tamir bakım birimlerini geziyor.

Valimiz sahadaki Atölye ustalarıyla, operatörlerle, şoförlerle tek tek tokalaşıp hal hatır soruyor.

Sıcak samimi içten bir karşılaşma ve aynı sıcaklıkta bir sohbet gerçekleşiyor.

Boyabatlı operatör Şenol’a emekli olunca nereye yerleşeceğini soruyor.

-Bizim memleketimiz artık burası sayın valim, ölümüzün de dirimizin de gidecek yeri, memleketi burası artık diye cevap veriyor.

Kaynak ustası Kamil’in yaşının 61 olduğunu duyunca hiç göstermiyorsun maşallah diyor, gençlerin sizleri örnek alması gerektiğini söylüyor.

Atölyelerde her birimdeki yapılanları görüp inceliyor bilgi alıyor.

Valimiz Meftun Dallı Özel İdare’de yeni makineleri, atölyeleri, tamir bakım yapan ustaları görüyor, inceliyor.

Ve diyor ki; Kem âlât ile kemâlât olmaz. Kötü araçla iyi hizmet verilemez.

“Yeni araçlarımızın hemşerilerimize verilecek hizmette çok ciddi kalite yükselmesini sağlayacağını umuyorum. Allah her türlü kazadan, beladan, sıkıntıdan, muhafaza etsin. Huzur içerisinde güzel Kastamonu'muza hizmet vermeyi arkadaşlarımıza nasip etsin."

2-Demirin sonsuz yolculuğu…

Balıkçı Şefin en sevdiği metaldir demir. Demirden yapılma her şeyi çok sever. Belki de uzak galaksilerin izinin olduğundandır onda demiri sevdiren.

Nasıl mı, şöyle ki, bilir misiniz demirin öyküsü oldukça ilginçtir. Öncelikle demir bildiğin uzaylıdır. Demir bu dünyaya değil dünya dışında bir yerlere aittir.

Evrenin oluşumundan milyarlarca yıl sonra, büyük yıldızların çekirdeklerinde gerçekleşen nükleer füzyon reaksiyonları sonucu oluşmuştur.

Yani,

Evrendeki yıldızlar, ömürlerinin son evrelerine geldiğinde, hidrojen ve helyum gibi hafif elementlerin birleşerek daha ağır elementleri oluşturduğu yoğun basınç ve sıcaklık koşullarına sahip oluyor. Kısaca süpernova patlamaları gerçekleşir. Bu patlamalar sırasında, demir dâhil birçok element uzaya saçılır. Bu saçılan elementler zamanla yeni yıldızlar, gezegenler ve diğer gök cisimlerinin oluşumuna katkıda bulunur.

Dünya da bu elementlerin bir araya gelmesiyle oluşmuş bir gezegendir ve bu nedenle demir, yeryüzümüzün ana bileşenlerinden biridir.

Demir deyip geçmeyin. İnsanlığın en çok kullandığı madendir. Ben de işim gereği tabiri caizse demir içinde yaşayan biriyim. Şimdi de özel İdare’nin atölyesinde bir greyderin daire dişlisine hayranlıkla bakıyorum. Uzun yıllar hizmet etmekten aşınmış dişlerinin bakıma ve yenilenmeye ihtiyacı var. Atölye ustaları bu demir/çelik alaşımını yeniden iş başı yaptırmak için çalışıyorlar.

Karşısında durup baktığım demir parçasının öyküsünün dünyamızın dışında milyarlarca yıl önce evrenin bir yerinde başladığını kim bilebilir ki. Dünya’nın oluşumundan sonra adını bilmediğimiz bir dağın derinliklerinden, ismini duymadığımız bir ülkenin topraklarından yeryüzüne çıkarılmış, potalarda eritilmiş, çelik haline getirilmiş preslerle dövülmüş, şekillendirilmiş.

En sonunda ise kendini bir iş makinesinin parçası olarak bulmuş. Uzak ülkelerden birinden çıkıp gelmiş bizim memlekete, topraklara.

Dağ bayır kar kış dememiş memleketimize hizmet etmiş.

Yorulunca da yeniden yollara çıkabilmek için bir tamir molası vermiş.

Demir/çelik o parça ve o greyder de belli bir zaman sonra hurdaya çıkacak.

Geri dönüşüme girip tekrar bir potaya atılıp eriyecek.

Bu sefer farklı bir formda yeniden doğacak.

Belki bir inşat demiri, belki bir makine yedek parçası, belki bir otomotivde yerini alacak.

Günün birinde yine toprağa karışacak.

Uzak galaksilerden birindeki bir yıldızdır, doğduğu yer.

Milyarlarca yıl sürmüştür yolculuğu. Dünyayı oluşturmuştur. Son durağı olmayan bir yolculuğun kısa molasıdır dünyadaki misafirliği.

Yeryüzünde durmadan şekil değiştirir.

Biteviye süren bir döngüdür yaşadığı.

Belki de bu yüzden demiri çok severim.

Çünkü hiç ölmezler.

Sadece şekil değiştirirler.

3-Sisler Bulvarında iki gölge…

Bir sabah erken saatlerde meçhul bir yolcu köprü üstünden telaşla şehre doğru yürüyordu. Arkasında sis, üstünde güneş parlarken, yanından hızla geçen araçlar onu hiç görmediler. Sanki bir yerlere geç kalmış gibiydi iyice adımlarını sıkılaştırdı.

İşte şehir az ötedeydi.

Bir karanlık siluet soğuk bir aralık gününde sunta kavşağının üstünden şehre doğru hızla yürüyordu.

O sadece bir siluetti.

Her şeye ve herkese çok uzaktı, ne adını, ne işini, ne de öyküsünü kendinden başka kimse bilmiyordu. Sisler Bulvarında yürüdü.

Arkasında şehrin bulanık görüntüsü, yanından geçen araçlar, uzak dağlardan gelen bulutlar hiç biri umurunda değildi. Sadece şehre bir an önce gitmeye çalışıyor gibi kararlı ve hızlı yürüdü.

Kimse onu görmedi, kimse onu tanımadı.

Uzaklarda bir tepede elinde bir kamerayla bakan gölge hariç.

Sisler arasında iki meçhul gölgeden bir tanıdık çıkar mı?

Gölge sisler arasından sıyrılınca iki meçhulden bir tanıdık çıktı ortaya, Balıkçı Şef Hacı ortadan izliyordu memleketini, Kastamonu’yu

Diline bir şiir, yüzüne birkaç damla yağmur düştü.

Ne diyordu Attila İlhan “Sisler bulvarı” şiirinde.


“Sisler Bulvarı bir gece haykırmıştı

Ağaçları yatıyordu yoksuldu

Bütün yaprakları sararmıştı

Bütün bir sonbahar ağlamıştı

Ağlayan sanki İstanbul’du.”

Ilgaz’ın eteklerinden bir bulut seli akıyordu şehre, güneş tepede parıldarken aşağıda evlerin çatılarında bulutların dansı sürüyordu.

Sisler bulvarına yağmur yağıyordu ve bir şehir sabaha uyanıyordu.

Karanlık bir siluet sisler bulvarında meçhule yürüyor, sis denizinin dalgaları bulut şeklinde Ilgaz’ın üstünden akıyordu.

Köprü üstünde bir gölge şehre doğru yürüdü,

Arkasında sisler bulvarı, gökyüzünde güneş vardı.

Bir fotoğrafçının gölgesi makinesinin deklanşörüne bastı.

7 Aralık 2023-Kastamonu

Cebrail Keleş-Balıkçı Şef