Kastamonu dağlarında kırsalında gezdiğim her yörede şimdiye kadar hep izlerine rastladığım, her köyde bir karşılaşma hikâyesini dinlediğim ama bir türlü göremediğim ve fotoğraflayamadığım o efsanevi hayvanı sonunda buldum.
Fotoğrafladım.
Onlarla bir yamaçta karşılaştık.
Neresi diye sormayın söylemem.
O güzelim hayvanların rahatsız olmalarını istemem.
Anne ayı yavrularını peşine takmış karşı kayalıklarda onlara ders veriyordu.
Oturup izledim.
Tabi aramızda güvenli bir mesafe vardı.
Ben onları onlar beni rahatsız etmeden birbirimizi saatlerce izledik.
Öncelikle gördüğüm yavrular çok yaramaz oluyor öyle ki bir an bile rahat durmuyorlar,
Birbirleriyle boğuşup duruyorlar.
Anne ayı hiç umurunda değilmiş gibi onları üstten seyrediyor, başını kayaya koymuş uyuyor ama bir gözü daima açık ve onların üzerinde.
Normalde bir duvar gibi görünen kayalıklarda kendince bir yol bulmuş kolayca tırmandılar.
Sonra bir başka Anne ayı ve yavrusu geldi
Bunlar daha açık renkliydi
Bildiğimiz inekler gibi düzlükte epeyce otladıktan sonra onlarda bir başka yoldan kayalıklara tırmanıp gözden kayboldular.
Derken bir başka ayı ailesi gözüktü ama bunun yavrusu bir taneydi. Kardeşi olmadığı için boğuşacak kimsesi de yok o yüzden daha bir akıllı gibi duruyordu.
Onlarda epey bir otladıktan sonra kayalıklardan yukarı tırmanıp kayboldular.
Yöre köylüleriyle aylıları konuştuk.
Bize şimdilik bir zararları olmadı. Bizimde onlara. Bu kayalıkların üst tarafındaki ormanlarda yaşıyorlar. Yavrularını alıp aşağıdaki dereye getiriyorlar çünkü yukarıda su yok. Sonra buradan otlanarak tekrar ormana çıkıyorlar.
Bizler onlarla uzun zamandır barışık halde yaşıyoruz.
Arada bir bahçelerimize uğrasalar da artık o kadar olur. O da onların hakkıdır deyip ses çıkarmıyoruz.
…
Aşağıda bu hep duyduğumuz ama hakkında pek bir şey bilmediğimiz ayılarla ilgili bilimsel veriler var.
Bir göz atmakta ve onların yaşamının özellikleri hakkında bilgilenmekte fayda var.
…
Son söz
Kastamonu her haliyle güzel ve kıymetli özelliklere sahip, Sadece tüm bu değerlerimizi korumak geliştirmek ve gerektiği gibi değerlendirmek gerekiyor.
Sadece benim gördüğüm bu anı yaşayabilmek fotoğraflayabilmek izleyebilmek için kaç kişinin koşa koşa geleceğini tahmin bile edemiyorum.
Türkiye’de yaşayan ayı türünün “Ursus arctos L.” yani bozayı olduğu bilinmektedir.
Ortalama olarak dişiler 80-150 kg arasında erkekler ise 100-230 kg arasında olduğu boylarının 110-250 cm arasında değişebildiği bilinmektedir. Boz ayılar belirgin burun ve kafa yapıları, yuvarlak ve tüylü kulakları, küçük gözleri, iri vücutları sayesinde hemen fark edilir. Genel olarak boz renkten, kahverengiye, altın sarısına, griye, siyaha veya açık bej rengine kadar çeşitli kürk rengine sahiptirler. Kafaları genel olarak daha koyu renklidir ve sırtlarından beline doğru bir şerit bulunur. Ancak bulundukları yaşama alanına ve beslendikleri yere göre çok fazla morfolojik farklılık gösterirler. Yükseklerdeki kayalık alanlarda griye yakın tonlarda, kahverengi ve gümüş renginde olabilirler. Ancak açık alanlarda veya topraklı yamaçlarda boz veya kızıl-tarçın rengine yakın tonlarda olanları da vardır.
Bozayıların beslenmesi nasıldır, ne yerler?
Boz ayının besin aralığı çok geniştir ancak genelde otçul diyeti seçerler. Büyük memelilerden, küçük memelilere, kuş yumurtalarından böcek ve larvalarına, bitki köklerinden meyvelere kadar çok farklı besinleri tüketebilirler. İlkbaharda zor iklim koşullarında arı kovanlarındaki bal ve larvalar ile yonca tarlalarından, yazın bahçelerdeki meyveler ve tarladaki ürünler ile ve kimi zaman da evcil hayvanlar ile beslenebilirler. Meyve veya sebzelerin en iyi, vitaminli ve proteinli olduğu olgun zamanını beklerler, eğer meyvelerin olgunlaşmadığını görürse aynı yere bir iki hafta içinde yeniden gelir. Yaşam alanları ÇBDK, yaban keçisi, yaban domuzu, karaca, sansar, tilki, kurt vb. hayvanlar ile örtüşebilir. Kurt ve yaban domuzu ile aralarında bir rekabet vardır. Yaban domuzu yavruları ile beslenebilirler. Kurtlardan ilkbaharda ve kışın çekinirler.
Bozayılar kış uykusuna yatar mı?
Ilıman iklimlerde ve kuzey yarım kürede ayılar yeterli yiyecek bulamadıkları zaman bir tür kış uykusuna yatarlar. Bu uyku aslında uzatılmış uyku olarak adlandırılır çünkü kış uykusuna yatan diğer hayvanların aksine vücut sıcaklıkları sadece bir iki derece azalar, metabolizmaları daha az yavaşlar ve rahatlıkla uykudan uyandırılabilirler. Kış uykusuna yatma zamanı yaklaşırken, ayıların yemek yeme ihtiyacı çok artar ve gündüz vakitlerinde de beslenmek için dışarı çıkabilirler. Ayılar bu dönemde aldıkları besinleri yağ olarak depolarlar. Bu yağları uyku sırasında ve uykudan kalktıklarında kullanmak içinde saklarlar. Ancak bu 3 ila 7 aya yayılmış bir uyku halinde kolayca uyandırılabilirler. Mevsime göre Kasım-Aralık aylarında bu uykuya yatma ve uyuşma hali başlar ve Mart ile Nisan arasında uyanırlar. Boz ayılar kış uykusu sırasında yemek yemez, su içmez, dışkı ve idrar bırakmazlar ancak ciddi biçimde kemik ağırlığından ve vücut ağırlığından kaybederler. Bunu yağ ve kemik depolarından günde 300 ila 3000 gr arasında kullanarak yaparlar. Bu arada dişi ayılar doğum yapabilir ve yavrular annelerini uyandırmadan emebilirler. Ayıların sütü diğer karasal yırtıcıların sütünden 3 kat daha fazla yağ ve protein içerir.
Bir bozayı kaç yıl yaşar?
Bozayılar uzun yaşayan canlılardır: Doğada yaklaşık 20 yıl kadar yaşasalar da kapalı ortamda 35 yıl kadar yaşabilirler. 4-6 yaşında erginliğe ulaşırlar, ancak 5 yaşından önce anne olmaları oldukça zordur.
Boz ayılar çok eşlidir. Ocak veya Şubat ayında doğururlar. Türkiye’de genelde iki yavru yaparlar, 3 veya 4 yavru da olabilir ancak oldukça nadir görülür Yavrular annelerinin himayesinde yaklaşık 2 sene kadar beraber yaşarlar ve annelerinden doğada yiyecek bulmayı, saklanmayı ve kış uykusuna hazırlanmayı öğrenirler.
Türkiye’de ne kadar bozayı var?
Türkiye de yaşayan en büyük memeli hayvan olan boz ayı, yasadışı avlama, tuzakla yakalama ya da zehirleme yoluyla öldürülmektedir.
Türkiye popülasyonu tam olarak bilinmemektedir ancak yaptığımız tahminler sayısının 3000-5000 arasında olabileceğini göstermektedir.
Türkiye Cumhuriyeti tarafından bozayının korunmasına yönelik imzalanmış uluslararası antlaşmalar:
• IUCN 2000 Kırmızı liste: Küresel anlamda tehdit altında değil
• CITES: EK- II
• Bern konvansiyonu: EK- II
• Avrupa Birliği Habitat direktifleri: EK II ve IV
Bozayıların doğada davranışları nasıldır?
Ormanın en büyük canlısı olmasına ve çarpıcı cüssesine rağmen oldukça ürkek ve korkak canlıdır. İnsanlar ile karşı karşıya gelmemeye çalışır. Ani karşılaşmalarda ve ürktüğünde en yakındaki gizlenebilecek yere kaçmaya çalışır hiç durmadan gözden kayboluncaya kadar koşabilir. Arada ne kadar uzaklaştığını anlamak ve kendini güvene almak için durup, geri dönüp bakar ve koşmaya devam eder.
Yavru ayılar daima erkek ayılar tarafından öldürme riski olduğundan dişiler diğer ayılara karşı tedbirli ve sinirlidir.
Ayılar çok iyi bir hafızaya sahiptirler ve kolayca öğrenebilirler. Boz ayılar daima yalnız tek yaşayan hayvanlar olarak bilinir ancak gezdikleri alanlar örtüşebilir.
Kaynak;
http://www.tramem.org/memeliler/?fsx=2fsdl17@d&tur=Bozay%C4%B1
Kaynaklar
Ambarlı, H., Bilgin, C.C. 2008. Türkiyenin kuzeydoğusunda İnsan- Bozayı çatışması: Karşılaşmalar, zararlar ve yaklaşımlar. Ursus 19 (2):146–153.
Ambarlı, H. 2006. Artvin Yusufeli’de ( Türkiye’nin kuzeydoğusunda) insan-bozayı çatışmasının zamansal ve mekansal analizi. Yüksek lisans tezi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Ankara, Türkiye. 94 sayfa.
Demirsoy, A. 1996. Türkiye Omurgalıları, Memeliler. Meteksan A.Ş. Ankara.
Pasitschniak-Arts, M. (1993). Memeli Türleri no. 439: Ursus arctos. American Society of Mammalogists. Sayfa 1-10.
Turan N., 1984. Türkiye'nin Av ve Yaban Hayvanları, Memeliler.