Millî Mücadele Dönemi’nde Kastamonu işgale uğramamış olmasına rağmen özellikle Batı Cephesi’nin ihtiyaç duyduğu askeri malzemenin, lojistiğin sağlanması ve Ankara Hükümeti’nin dünyaya açılan bir kapısı konumunda olduğunu ifade eden Yılmaz: “Kastamonu, 1919-1922 yılları arasında Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin kurulmasından itibaren hem maddî hem de manevî anlamda önemli bir merkez olmuştur. İstiklâl Harbi’nde cephede ve cephe gerisinde büyük katkı ve fedakarlığı ile bilinen Kastamonulular için Gazi Mustafa Kemal Paşa “munis” sözcüğünü kullanarak iltifatta bulunmuştur.

İstiklâl Savaşı süresince İnebolu-Kastamonu-Ankara hattının bir anda çok önem kazanıp adeta bir hayat damarı haline gelmesi güvenli oluşunun dışında coğrafi olarak elverişli bir güzergâh oluşuydu. İnebolu, Ankara için denize açılan en yakın ve en güvenli pencere idi. İstanbul’dan Ankara’ya istiklâl mücadelesine katılmak için harekete geçen çok önemli devlet erkânı ve aydınların büyük kısmı, İnebolu yolunu tercih etmişlerdi. İstiklal Savaşı’nda yararlılıklar gösteren Kastamonululara Atatürk birkaç defa Kastamonu’ya gelme niyetini ifade etmiştir. Atatürk’ün iki defa davet edilmesi ve 1925 yılında Kastamonu gezisi ile başlatılan şapka ve kıyafet inkılâbı sonucunda başlayan kutlama törenleri Kastamonulular tarafından Gazi Paşa’nın gezisi, şapka ve kıyafet inkılâbı etkinlikleriyle zaman içerisinde geleneksel hale getirilmiştir.

Yeni kurulan rejime karşı bazı bölgelerde görüldüğü gibi aleyhte bir faaliyet de Kastamonu’da olmamıştır. Özellikle döneminde Açıksöz gazetesi örneğinde görüldüğü üzere, Kastamonu basınının Millî Mücadeleye verdiği destek, işgallere ve manda zihniyetine karşı tepkiler elbette Atatürk’ün bildiği ve takdir ettiği milli tavırlar olmuştur. Bu yıllarda Hüsnü Açısöz “Mandadan Evvel İstiklâl” başlığıyla Açıksöz’de bir yazı yazarken aynı tarihlerde Kastamonu’ya gelen Mehmet Akif Ersoy da vaazlarında “önce hürriyet, sonra ibadet” diyordu. Anadolu’nun pek çok yerinde irili ufaklı iç ayaklanmalar olduğu halde Kastamonu ve çevresinde böyle bir hareket görülmemiştir. Asayişsizlik sebebiyle bazı yörelerde asker toplanamadığı için gerek isyanların bastırılmasında ve gerekse Batı Cephesi’nde gerekli asker, subay ve askeri malzemenin sağlanmasında Kastamonu ve çevresinin çok büyük hizmeti dokunmuştur. Bu noktada Kastamonu’da Osmanlı son döneminde gelişen süreli yayın geleneğinin de etkisinin olduğunu belirtmek gerekir. Özellikle II. Meşrutiyet döneminde Kastamonu gerek basın ve gerekse cemiyetleşme sürecinde önemli bir yer tutmaktadır. Aydınlanma ve ülke gündemini takip etme hususunda Kastamonu’nun İstanbul’dan hiç de geride olmadığı söylenebilir. Bu dönemde hem fikir akımlarının burada tartışılması ve hem de sosyal ve siyasal yapılanmaların Millî Mücadele hareketinin taban bulmasındaki etkileri bulunmaktadır.     

Üçüncü önemli husus da İstiklâl Savaşı başlangıcında Millî Mücadele hareketini baltalamak için Atatürk ve arkadaşlarının asi olduklarına dair Şeyhülislam Dürrîzâde’nin fetvasına karşı, Anadolu müftü ve din adamları da bunun tam karşıtı bir fetva yayınlamış olmalarıdır. Bu fetvadaki isimlerin çoğunluğu da Kastamonululara aittir. Dolayısıyla bu konuda da destek sağlayan Kastamonululara, Atatürk’ün herhangi bir önyargısının olduğunu söylemek mümkün değildir.

Erkılınç: "Kurumumuz resmî ilan hakedişlerinin garantörüdür" Erkılınç: "Kurumumuz resmî ilan hakedişlerinin garantörüdür"

Sonuç olarak, Kastamonu’da Şapka ve Kıyafet İnkılabı kutlamaları yerel milli bir gün olarak 1934 yılından itibaren zaman zaman aksamalar olmuş ise de kutlanmaktadır. Kutlamaların zaman içinde her yıl edinilen tecrübelerin ışığında ve kronoloji esas alınmak suretiyle tarihi arka plana uygun olarak tekâmül gösterdiği anlaşılmaktadır. Ayrıca bir önceki yılın programlarının üzerinden yeni kutlama programlarının hazırlıklarının yapılması zaman zaman kutlamaları sıradanlık eleştirisine de maruz bırakmıştır. Kutlamaların parlak ve kapsamlı veya sönük geçmesi Atatürk’ün vefatı, İkinci Dünya Savaşı dönemi, çok partili hayata geçişin iktidar muhalefet ilişkileri, Halkevlerinin kapatılması, 27 Mayıs askeri darbesi gibi olayların etkisiyle açıklanabilir.

Şapka ve Kıyafet İnkılâbının 100. Yılı

Günümüzdeki ifadesiyle “Atatürk’ün Kastamonu Gezisi, Şapka ve Kıyafet İnkılabı” kutlamaları aşağı yukarı önceki yıllardaki etkinlik takviminin etkisi altında standartlaşarak çeşitli etkinliklerle kutlanmaktadır. Atatürk’ün ziyaret sırasında gittiği ilçeler de programlara dahil edilmek suretiyle Kastamonu resmi kurum ve kuruluşları, sivil toplum örgütleri ve halkın katımlıyla bir yerel millî gün olarak kutlanmaktadır. Bu bağlamda kutlama geleneğinin oluştuğu ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e olan saygı ve sevginin kutlama programları yoluyla yaşatıldığı anlaşılmaktadır. Gelecek yıl Atatürk’ün Kastamonu seyahatinin 100. Yıldönümüdür Bu itibarla gelecek sene kapsamlı bir şekilde 100. Yıl etkinliklerinin yapılmasını diliyorum.

 23 Ağustos tarihinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Kastamonu’ya teşrifleri vesilesiyle yapılan etkinliklerin hayırlı, uğurlu ve başarılı geçmesini temenni ederim. Etkinlikleri düzenleyen tertip komitesine, katılım ve katkı sağlayan Kastamonululara saygılarımla teşekkür   ederim. Bu kutlu günün 99. Yıldönümünde Türk Ocakları Kastamonu Şubesi olarak başta Gazi Mustafa Kemal Paşa olmak üzere İstiklâl Savaşı şehit ve gazilerimizi, cephede ve cephe gerisinde fedakarlığı örnek olmuş isimli isimsiz bütün kahramanlarımızı rahmetle ve şükranla anıyorum, aziz ruhları şad olsun. “Gazi Günümüz” kutlu olsun.

Kaynak: Haber Servisi