Yaklaşık 5 metre çekilen denizin, dört gün sonra eski haline dönmesi üzerine bölgeye yönelik araştırma yaptığını belirten Prof. Dr. Yılmaz, "Kıyılarımızda böyle bir hareketlilik gördüğümüzde genellikle birkaç ihtimali değerlendiririz. Depremler, atmosferik değişiklikler veya fırtına etkileri bu duruma yol açabilir. Ancak bu olayda, bu tür geniş çaplı bir neden olmadığını gözlemledik," dedi.
Kıyı Dolguları ve Akıntı Desenindeki Değişim
Türkeli ile Çatalzeytin arasında önceki yıllarda dik falezler üzerinde yer alan eski kara yolunun, Karadeniz Sahil Yolu projesi kapsamında denizin doldurulmasıyla terk edildiğini hatırlatan Yılmaz, bu durumun kıyı dinamiklerini etkilediğini belirtti. "Deniz dolguları, dalgalar tarafından aşındırıldıkça küçük kırıntılar oluşturuyor ve bu kırıntılar akıntılarla taşınıyor. Güllüsu Kayalıkları’nda oluşan küçük koyda bu malzemeler birikiyor. Deniz çekilmesi nedeniyle, deniz içinde yer alan kayalıklar bir süreliğine karada kalıyor," diye konuştu.
"Yerel ve Geçici Bir Etki"
Prof. Dr. Yılmaz, deniz çekilmesinin yalnızca lokal ölçekte gerçekleştiğini ve bu nedenle deprem ya da atmosferik olaylarla ilişkilendirilemeyeceğini vurguladı. Olayın kıyı dolgusu ve akıntı desenindeki bozulmalardan kaynaklandığını düşündüğünü ifade eden Yılmaz, "Bu tür olaylar yerel ve geçici niteliktedir. Ancak kıyı ekosisteminin insan müdahalelerine karşı hassasiyetini bir kez daha ortaya koyuyor," dedi.
Deniz çekilmesi, bölge halkında tedirginlik yaratsa da uzmanlar bu durumun doğal bir felaket olmadığını belirterek, kıyı müdahalelerinin etkileri konusunda daha fazla dikkatli olunması gerektiğini hatırlattı.