CHP PM Üyesi Erbilgin: "Kabul edilemez" CHP PM Üyesi Erbilgin: "Kabul edilemez"

Kongreye DSP Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Önder Aksakal, Kastamonu Belediye Başkanı Rahmi Galip Vidinlioğlu, AK Parti Kastamonu Milletvekili Halil Uluay, İl Genel Meclisi Başkanı Güray Parçal, AK Parti Merkez İlçe Başkanı Akif Güzel, Belediye Meclisi Üyesi ve İşadamı Zeki Kebeci, Türkiye Muharip Gaziler Derneği Kastamonu Şube Başkanı Hüseyin Mahmutoğlu, DSP Genel Merkez Sekreteri Müzeyyen Okur, Genel Başkan Yardımcıları Hasan Erçelebi ve Hikmet Aydemir, Ankara Etimesgut DSP İlçe Başkanı Doğan Parlak, Büyük Birlik Partisi Taşköprü İlçe Başkanı Saim Çakmak, Kastamonu DSP İl Başkanı Fazıl Kabakcı, delegeler ve diğer davetliler katıldı.

Divan başkanlığını Hikmet Aydemir, yardımcılıklarını da Namık Kaya ve Doğan Parlak’ın yaptığı genel kurulda Kastamonu DSP İl Başkanı Fazıl Kabakçı ile DSP Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Önder Aksakal birer konuşma yaptı. Kongrede gündem maddeleri görüşülerek oy birliğiyle kabul edildi.

Fazıl Kabakcı başkanlığındaki yönetim kurulunda Mustafa Görgülü, Selahattin Bulanıkoğlu, Raşit Çetin, Ümit Durmaz, Mustafa Köse, Ertan Tarakçı, Erdoğan Destereci, Emre Alkan, Firdevs Ekiz, Abdullah Safran ve Kadir Karkacıoğlu yer aldı.

Kastamonu DSP İl Başkanı Fazıl Kabakçı genel kurulda yaptığı konuşmada: “2022 Haziran’ında Sayın Genel Başkanım ve Başkanımın bana verdiği yetkiyle Kastamonu’da il yönetim kurulunu oluşturduk. Çalışmalarımız aynı şekilde hız kesmeden devam etti. Tabii geldiğimizde Azdavay ve Pınarbaşı ilçemiz kuruluydu. Onların kongresine de tabii ki il başkanı olarak iştirak ettik. Ardından merkez ilçemizi kurduk. Araç ilçemizi ardından Bozkurt, en sonunda Çatalzeytin ilçemizi kurarak il kongremizin yaptık. İnşallah il kongremiz de tekrar önümüzdeki seçimlere kadar da diğer ilçelerimizi de kurmaya devam edeceğiz. Tabii ki çok zorluklarla çekiyoruz ama şükürler olsun elimizden ne geliyorsa bu başarı sadece İl Başkanı Fazıl Kabakcı’nın başarısı değil bütün ilçe başkanlarının, il yönetim kurullarının, il ilçe yönetim kurullarının başarısıdır. Biz de sayın genel başkanıma buradan söz veriyorum. Kendilerine Layık olmaya çalışacağız. Ayrıca en kısa zamanda da diğer ilçelerimizi kurarak önümüzdeki mart ayındaki yerel seçimlere hazırlığımızı kurmak” dedi.

DSP Genel Başkanı Önder Aksakal ise, kongrenin öneminden bahsederek: “Eskiden siyaset biraz daha kolaydı. İnsanlarımız ülke yönetimine ilişkin kaygılarını bu platformlarda paylaşırlardı. Birbirleriyle halkın, milletin, devletin, ülkenin ve dünyanın sorunları üzerine kafa yorarlardı.  12 Eylül 1980 askeri darbesinin yarattığı büyük bir travmayla toplum maalesef siyasetten yavaş yavaş uzaklaştırıldı. Daha sonrasında yenilenen kanunlarla, siyasi partiler yasasındaki değişikliklerle, seçim yasalarındaki değişikliklerle bu süreç biraz daha ilişkilerin güçlendirilmesine zemin oluşturan çeşitli diyaloglara evrildi. Demokratik Sol Parti Kurulduğu günden bu yana kurucumuz, büyük devlet adamı Bülent Ecevit’in bizlere öğrettiği o kurallar, terbiye çerçevesinde hep halkı için siyaseti düşünen insanları bir arada tuttu ve hiçbir çıkar gözetmeksizin halkın ve ülkenin menfaatine siyaset yapmaya devam etti. 39’uncu yılımızı kutlayacağız önümüzdeki yıl için ve yine inanıyorum ki onca saldırıya, onca engellemeye, yolumuzu kesme girişimlerine karşı sizler inançla, dirayetle ve inatla DSP’yi mutlaka bir gün iktidara taşıyacaksınız” dedi.

Siyasetin Ankara ve Meclis’te yapıldığını söyleyen Aksakal: “20-21 senedir, Demokratik Sol Parti iktidardan ve neredeyse meclisten uzak vaziyetteydi. Arada bir dönem 2007 yılında parlamentoya girme imkanı buldu ama iktidarın bir ucundan yakalamayı beceremedik. Şimdi 2023 seçimleriyle ve yeni seçim sistemiyle örgütlerimizin de bu konudaki dirayetli ve dik duruşuyla partimizi mecliste temsil edecek noktaya getirdik. Bun da sizlerin de katkıları çok büyük. İnançlı durmanız, dirayetli durmanız bunda en büyük etkendir. Bizler buna sadece vesile olduk. İnanıyorum ki önümüzdeki yerel seçimlerle birlikte de bu gücümüzü daha da arttırarak 2028 seçimlerine emin adımlarla gideceğiz diye konuştu.

Kongrelerinin devam ettiğini ve birkaç ilde daha kongrelerinin kaldığını da ifade eden Aksakal: “Onları da gerçekleştirdikten sonra başında nasip olursa 12’nci olağan büyük kurultayımızı gerçekleştireceğiz. Türkiye uzun zamandır büyük bir kıskacın altında, büyük bir sıkıntının içerisinde yaşam mücadelesi veriyor. Halkın ekonomik olarak, sosyal olarak içine düşürüldüğü bu sıkıntılı süreçten alnının akıyla çıkabilmesi gerekir. Buna çok büyük katkı sunduğumuzu söylemek isterim. Demokratik Sol Parti bir muhalefet partisidir ama demokrasiye inanan insanların siyasetin yasal zeminlerde yürütülmesi gereğine inanan insanların siyaset yaptığı bir platformdur. Dolayısıyla bu parti var olduğu 14 Kasım 1985’ten bu yana hep ülkesi için çaba sarf etmiş, devleti için kafa yormuş, Atatürk’ün bizlere emaneti olan cumhuriyeti sahiplenmek ve yaşatmak ve bize bir hedef olarak gösterdiği muasır medeniyetler seviyesi noktasına kavuşmamız için tam bağımsız Türkiye idealiyle siyaset yapmaya devam etmiş ve devam edecektir. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Bir süreç yaşadık 2023 seçimleri öncesinde küresel emperyalist sistem maalesef ülkede siyaseti ikiye bölmek istedi ve bir anlamda bunu başardılar. Bir tarafta Amerika’yla Avrupa Birliği’yle terör örgütleriyle kol kola devleti yönetme arzusunda olan bir ittifak yapısı kurguladılar ama diğer tarafta biraz önceki saydığım değerleri sahiplenecek bu ülkenin gerçek sahiplerinin bir araya geldiği, sağıyla, soluyla bir araya geldiği bir ittifak yapısı oluşturuldu. İşte Cumhur İttifakı 2023 seçimlerine bu inanç doğrultusunda katılarak halka gitti ve 14 ve 28 Mayıs’ta da halktan bu desteği güçlü bir şekilde aldı. Şimdi önümüzde 2024 yılında gerçekleştirilecek olan mahalli idareler seçimi var. Bunu her platformda, her konuşmamda zikrediyorum. 2023 seçimleri artık Türkiye’de siyasetin Cumhur İttifakı yapısı içerisinde iktidarı ve muhalefeti oluşturacak noktaya getirildiğini anlatıyorum. Bundan sonraki süreçte iktidar partileri de bu ittifak yapısından çıkacak. Muhalefet partileri de zira hepiniz gördünüz 2022 yılının şubat ayından bu yana bir Millet İttifakı yapısı kurguladılar. Toplandılar, dağıldılar, toplandılar, dağıldılar… Kimisi ‘beş çayı yapıyorlar’ kimisi ‘Altın günü’ yapıyorlar dedi ve o dağılmanın sonunda hem kendilerini hem de siyaseti dağıttılar. Bugün yaşadıklarımızı hepiniz televizyonlarda ibretle izliyorsunuz. Esasen birbirlerine güvenemeyen, birbirlerine sürekli çelme atan, birbirlerinin arkasından kuyuya kazanlar bir aradaymış gibi görüntü verip bu ülkeyi başka merkezlere peşkeş çekmeye gayret etmişler. Ne diyorlar ortaklar birbirlerine?’ Allah bizi korumuş iyi ki Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı olmamış’ diyorlar. Bunu diyenler kendi ortakları. Oysa biz başından beri bunun böyle olabileceğini anlatmıştık. Biz de tabii o cenahtan kızanlar olmuyor mu, oluyor ve sizler de bunu yaşıyorsunuz. Demokratik Sol Parti o milliyetçi, vatansever ama emekten yana sol değerleri sahiplenmiş bir parti olarak vatanı ve milletiyle bölünmez bir bütün. Türkiye’nin ortak payda olması gerektiğine inanmış bir parti Mesele sadece solculuk değil, mesele sadece sağcılık değil. Dikkat ederseniz Sayın Kılıçdaroğlu’nu Cumhurbaşkanı adayı olmak üzere önerenlerin başında Amerika geldi. Ardından FETÖ terör örgütünün elebaşı ve unsurları. Ardından PKK terör örgütünün dağ kadrosundaki teröristleri, onlarla beraber Avrupa Birliği’ndeki ülkeler. Hepsi sıraya girdiler ama bu millet gerçekten feraseti yüksek bir millettir. Dirayeti yüksek bir millettir buna müsaade etmedi. Bundan sonra da asla müsaade etmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

Aksakal, önlerinde geniş bir süre olduğunu da belirterek: “Bu süre içerisinde Türk milletinin Dünya siyasetine ve özellikle bölgemizdeki yapılanmalara olan ağırlığını ve yönlendirici pozisyonunu hayata geçirmemiz gerekiyor. Nedir bu? Orta Asya’da Türk devletleriyle birlikte kurgulanmaya çalışılan bir yapı var. Küresel emperyalist sisteme karşı Türk devletleri teşkilatı geçtiğimiz zaman dilimi içerisinde hepiniz hatırlayacaksınız, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni gözlemci üye sıfatıyla kendi yapısı içerisine aldı. Bunun bir adım ötesini daha yapılmasına az kaldığını ben buradan söyleyebilirim. En kısa zamanda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak diğer devletler tarafından da öncelikle kardeş ve milliyet olarak aynı istikamette olduğumuz Türk devletleri tarafından tanınmaya başlanacak ve bölgemizde özellikle bu Ukrayna, Rusya Savaşı’ndan sonraki süreçte gösterdiğimiz liderliği daha ileriye taşıyarak Birleşmiş Milletler nezdinde de Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ağırlığını hissettireceğiz. ‘Terör örgütleri amaçlarından, hedeflerinden vazgeçmiş midir?’ derseniz bunun vazgeçilmediğini, hala daha devam ettiğini yaşadığımız olaylarla birlikte İbretle izliyoruz yine. Bir taraftan PKK terör örgütü Suriye’de PYD terör örgütüyle beraber bir uydu devlet yapılanması çalışmasını sürdürüyor. Bunun hamisi ve destekleyicisi Amerika Birleşik Devletleri’dir. Bunun yanında Avrupa Birliği ülkeleri yine aynı şekilde desteklerini sürdürmeye devam ediyorlar. Diğer taraftan 15 Temmuz darbe kalkışmasına cüret eden FETÖ terör örgütü yapılanmasının devlet kademelerinden ve içimizden ayıklanması süreci de devam ediyor. Kripto yapıların varlığından haberdarız. Devlet de farkında, bugün bunlara yönelik operasyonlar yapılıyor ve bunlar ortaya çıkarılıyor. Temizlenene kadar da sürecek. Bu konuda özellikle Sayın İçişleri Bakanımıza buradan teşekkür etmek istiyorum. Çok ciddi kararlı operasyonlar sürdürülüyor. Önümüzdeki süreçte bu yapıların da tasfiyesiyle birlikte o kadim devletin artık ilelebet sonsuza kadar yaşatılması noktasında herhangi bir tereddüt yaşamadan toplumumuzun sağlık, mutluluk ve huzur içerisinde yaşamasını sağlayacak bir zeminin hazırlanması çalışmaları daha da güç kazanacak” dedi.

Ekonomik olarak ciddi sıkıntılar yaşandığını ve bunun devam ettiğini ifade eden Aksakal: “AK Parti iktidara geldiği süreçten sonraki bu 21 yılı biz demokratik Sol Parti olarak ikiye ayırarak değerlendiriyoruz. Birinci dönemi çamurdan çıkarılmış, ekonomisi düzlüğe çıkmış, terörden arındırılmış bir tek şehit haberi gelmeyen ve tek bir kurşun atılmayan Türkiye teslim ettik biz AK Parti’ye 2002 yılında. Bunu ekonomik anlamda ve yine terör örgütlerinin yeniden ortaya çıkması süreci itibariyle söylüyorum, 2007-2008 yıllarına kadar hazır kaynaklar kullanılarak idare ettirdiler. Yanlış ekonomi politikalarla, özellikle tarımda, hayvancılıkta yapılan büyük yanlışlar neticesinde ortaya çıkan zararı telafi etmek çok kolay olmuyor. Biraz daha zamana ihtiyacımız var gibi görünüyor. Neden? Avrupa Birliği bizlere ‘Bir parmak bal sürdü’ denilir ya. ‘Köylü nüfusunu azaltacaksınız, tarımsal üretimden vazgeçeceksiniz. Ondan sonra Avrupa Birliği’ne sizi alırız’ o görüşmeler sırasında o madde madde saydıkları olayların tartışılması sırasında bize dayattıkları hadiseye ayak uyduran bir iktidar yapısı vardı o dönemde. Fakat asıl anlaşılan konu o süre içerisinde aynı zamanda devleti de ele geçirmeye çalıştıklarını gördük ve bunları hep uyardık. Uyarılarımız dikkate alınmalı, uzunca bir süre. Ne zamana kadar? Bu 15 Temmuz Faşist darbe kalkışması gerçekleştiğinde kafa dank etti. Şimdi dikkat ederseniz Demokratik Sol Parti olarak bizim önerdiğimiz birçok konu birer birer hayata geçiriliyor. Geçmişte hatırlayın rahmetli Rauf Denktaş’ı burada konuşmak için ülkeye sokmayanlar şimdi Kıbrıs’ta iki devletli çözüm dışında bir görüşme masasına asla oturmayacağını beyan ediyor. Geçmişte bir barış süreci PKK’lıların sınırdan getirilip seyyar mahkemelerde sözüm ona yargılanıp taşınması için ortam sağlayanlar bu işin böyle olmadığını bizim söylemlerimiz sonunda gerçekten anladılar ve bugün terörle çok ciddi şekilde mücadele ediliyor. Eskiden kırmızı halıyla karşıladıkları PYD’nin sözde başındaki teröristi bugün kırmızı bültenle arayan bir Türkiye haline getirdik. Bunların hepsi doğru politikalar. Bu politikalar devam edecek ama ortaya çıkan o ekonomik yıkım kolay telafi edilmiyor. Bir de bunun üzerine hatırlayacaksınız, 2022 yılında bir pandemi başımıza peydah oldu. Küresel salgın bütün dünyayı etkiledi. Sadece bizi değil, bütün dünyayı etkiledi. 10 binlerce insanımız yaşamını yitirdi. Sadece biz değil bütün dünya yine üretimden uzak kaldı. Bunun açtığı büyük yaralar var. Bunlar telafi edilmeye çalışılıyor, ardından Ukrayna-Rusya Savaşı yine bölgesel olarak çok ciddi sıkıntılar yarattı ve o sıkıntılar yine devam ederken Türkiye büyük bir devlet olduğunu göstererek o sıkıntıların ortadan kaldırılmasına yönelik arabulucu hizmetlerinin görevini layıkıyla yerine getiriyor. İşte bu tahıl koridorunun açılması hadisesi bunun bir örneğidir ve o savaşın bitirilmesi ve mutlaka Türkiye Cumhuriyeti dirayetli duruşu sağlayacaktır” diye konuştu.

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat’ta yaşanan depremler hakkında da konuşan Aksakal; “Yüz yıllık felaketi yaşadık. 10 binlerce insanımız yaşamını yitirdi. Bunların binlerce evi yıkıldı ve devlet bunları ayağa kaldırmakla uğraşıyor. Bir taraftan hiç konuşulmayan bir hadiseyi sizlerle ben burada paylaşmak isterim. Sizler de televizyonlarda, tartışmalarda çokça duymuyorsunuz. O binlerce kaybolan insanın yanında yüz binlerce insanımız engelli kaldı. -Kimisinin parmağı, kiminin kolu, kiminin bacağı yok. Kimisi aklını yitirdi. Bütün bu insanlarımızla da uğraşıyor devletimiz. Bunların hepsi birer ekonomik maliyet. Bunun karşılığını elbette kim karşılayacak? Bu ülkede yaşayan insanlar. Peki biz bu sıkıntıdan nasıl kurtuluruz?  Derhal büyükşehir yasasını değiştirmemiz gerekiyor. Köyleri köylülere geri vermemiz gerekiyor. Devletin elinde ne kadar ekilebilir hazine arazisi varsa o bölgedeki insanlarımıza mülkiyeti devlette kalmak kaydıyla kullanım şartıyla bunların verilip üretimin artırılması gerekiyor. Yani çalışmalıyız, üretmeliyiz, ürettiklerimizi dünyaya satabilmeliyiz. Kazandıklarımızla da hem borçlarımızı ödemeliyiz hem de bu sıkıntıların ortadan kalkmasını bilmeliyiz. Bakın enflasyon her geçen gün artıyor. Enflasyon arttıkça insanların alım gücü düşüyor, hayat pahalılığı arttıkça yaşam kalitesi düşüyor. Emekliler temmuz ayında yapılan zam onların kök maaşları üzerine uygulandığı için aldıkları paranın üstünde bir değere çıkamadı. Sıfır zam. Dedik ki ‘Emeklilerimize seyyanen dörder bin lira zam yapılmalı ve enflasyon farkı da seneden seneye ya da 6 aydan 6 aya değil her 3 ayda bir hesaplanarak insanların Enflasyonun altında ezilmesini önlenmelidir’ dedik, dinlemediler. Ne diyorlardı? ‘Yılbaşında nasıl olsa artacak diyorlardı. Bu baskılarımızın neticesinde hadiseyi ‘1 Ekim’de Meclisin açılmasıyla birlikte çözeceğiz’ dediler. Biz buna da öneri getirdik. Dedik ki ‘1 Ekim’i beklemeye gerek yok ki. Sayın Cumhurbaşkanı’nın kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi var. Meclis açıldığında da o kanun hükmündeki kararname meclise gelir kanunlaşır ama emeklimiz orada oksijen çadırında yaşatılmaz’ bunların hepsi Demokratik Sol Politikaların oluşturduğu görüşlerdir çünkü siyasetimizi madem ki halkımız için yapıyoruz. Madem ki insanımız için yapıyoruz, madem ki ülkemiz için yapıyoruz refahta, üzüntüde, sıkıntıda hep beraber yumruğu bir yere vurmak zorundayız. Bir ara bir laf çıkardılar. Biliyorsunuz dini bayramlardan önce belirli bir miktarda ikramiye veriliyordu. İlk uyguladıkları sene bayağı bir iyi sayılabilirdi. Kurban Bayramı’nda verilen ikramiyeyle iyi kötü bir kurban alabiliyordu emekli Ya da çok az bir eksiği kalıyordu. Şimdiki verdikleri ikramiyeyle o kurbanın yarı parasını bile ödeyemez hale geldiler. Demek ki göz boyamayla günübirlik uygulamalarla bu işler yürümez ve yürümeyecektir. Bu sıkıntıların giderilmesi gerekiyor. Türkiye uzun zamandır elli seneyi aşkındır neredeyse Avrupa Birliği’nin bir parçası olabilmek için gayret sarf etti. Bu konuda tabii yine Demokratik Sol Parti olarak duruşumuz geçmiş dönemlerde olduğu gibi Ecevit’ten aldığımız öğreti gereği Türkiye’nin çıkarları bir pazarlık konusu yapıldığında ‘Bu masadan kalkmak olmalıdır’ demiştik ve Türkiye neredeyse artık o noktaya geldi tekrar” dedi.

Aksakal son olarak, DSP’nin ince elenip sık dokunarak kurulmuş bir parti olduğunu belirterek; “Bugün Demokratik Sol Parti’nin programı hiçbir partide yok. Açın okuyun. Sanki 1985 yılında yazılmamış da bugün yazılmış gibi güncelliğini ve değerini koruyan bir programa sahip partinin mensuplarıyız bizler. Hiçbirimizin yaşadığımız yerlerde herhangi bir sokağa başı önde girdiğini ben düşünmüyorum. Hepimiz alnı açık, başı dik. Toplumun her bir ferdinin gözünün içine bakarak yaşayabilecek düzgün yaşayan insanlarız. Dolayısıyla hiçbir şeyden korkmamıza gerek yok. Biraz önce de söyledim. Artık Demokratik Sol Parti olarak siyasette belirli bir noktadayız. Bu iradeyi güçlendirmemiz gerekiyor. Seçim öncesinde yaşadıklarımızı hepimiz elinizde cep telefonlarınızla, sosyal medyada takip ediyorsunuz. Kendi içimize yerleştirdikleri birtakım unsurlarla içimizdeki huzuru bozmaya çalışanlar ve olmaya da devam ediyor. Bunlara itibar etmeyeceksiniz. Tek yolumuz var, Demokratik Sol Parti’yi yeniden parlamentoda etkin bir noktaya taşımak ve doğru stratejilerle doğru kararlarla 2028 yılındaki cumhurbaşkanlığı seçimlerine hep birlikte hazır olmak için çalışacağız” şeklinde konuştu.

(Haber: Cengiz Muhziroğlu)

Editör: Mehmet Salman