“Kanla irfanla kurduk biz bu cumhuriyeti”

Abone Ol

Kortej yürüyüşünde “Harbiye Marşı” nidası yükseldi bandodan, “Kanla irfanla kurduk biz bu cumhuriyeti”, tam da Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş öyküsünü tarif eden bir dize…

“Kan” ve “irfan”.

Evveliyatı da var elbette ama, birbiri ardında “Bingazi, Balkan, Birinci Paylaşım” savaşlarının tüm yükünü çeken Osmanlı Ordusu, Anadolu’da her hanenin paylaştığı şehit ve gaziler…

Bitap, kederli, çaresiz bir coğrafya.

“19 Mayıs 1919” ile başlayan silkinme…

“Amasya Genelgesi”, “Erzurum ve Sivas” kongreleri, “TBMM”.

İstanbul’da bir hükümet…

Ankara’da bir hükümet.

İçeride vatan hainleri envai…

Dışları ayrı, içleri bir.

“Kan”…

Burada devreye girdi işte.

Savaşlardan yorgun düşe düşe yürümekte zorlanan kadınlı erkekli Anadolu halkı…

Koşmaya başladı “istiklal” ve “istikbal” yolunda.

Cumhuriyet uğrunda “kan” verdi Türk Milleti…

Damarındaki son kan değildi bu.

“Kanla kurduk biz bu cumhuriyeti”…

Tam da budur işte.

“29 Ekim 1923”…

“Türkiye Cumhuriyeti” kuruldu.

“Alt yapı” ve “üst yapı” savaşı başladı vakit kaybetmeden…

Ekonomide kalkınma ve sosyal hayatta gelişme şarttı.

“Devrimler” başladı birbiri ardına…

“İrfan devri”.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “23-31 Ağustos” tarihlerinde Kastamonu’da ilan ettiği “Şapka ve Kıyafet Devrimi”…

“İrfan” katarının bir vagonu idi.

Özü…

“Zihniyet Devrimi” idi.

Ekonomi ve sosyal hayatta geride bıraktırılmış Türk Milleti’nin hem alt yapı hem de üst yapı da, hem ekonomi hem de sosyal hayatta diğer değişle, medeniyet yarışında öne geçme hamlesi idi…

Asla kültür ithali değil, bizatihi, kadim geleneklerini 20’nci yüzyıla taşımaktı.

“Kanla irfanla kurduk biz bu cumhuriyeti”…

Her safhasında Kastamonu vardı.

Not: Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Kastamonu ziyaretinde Olukbaşı’ndaki Terzi Mehmet Emin Efendi Konağı’nda kaldı, dünkü yazımda etraflıca izah etmeye çalıştım…

Bugün, Terzi Mehmet Emin Efendi ailesinden kalan hatıra fotoğraflar ile, söze devam edelim.

“İrfan” diyoruz…

“Belge” olsun.

Ailenin gelini Meliha Gürsul Kız Meslek Lisesi’nde öğretmen arkadaşları ile, “irfan” çepeçevre sarmış her birini, gözlerinde “istikbal”.

Ailenin bireylerinden Fikret ve Suzan Gürus çiftinin nikah merasimleri, “irfan”, çepeçevre zihinlerinde ve kıyafetlerinde.

Aile bireylerinin içinde oldukları fotoğrafta, her gencin elinde müzik aletleri, gök kubbede “irfan”.

Terzi Mehmet Emin Efendi ailesi Kastamonu “irfan” yolculuğunun yolcularından sadece biri, “Kastamonu” kimliğinin 20’nci yüzyıldaki emekçileri, bugüne ve geleceğe “referans” kıymetleri…

Baş taçlarımız.

“Kan” ve irfan” ile kurduk biz bu cumhuriyeti…

Aynı irade ve inanç ile korumayı da sürdürüyoruz ve sürdüreceğiz.

Dünyanın en kıymetli coğrafyasını anavatan yapmanın faturasını her defasında ödedik ve ödeyeceğiz…

Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve “irfan” arkadaşları başta olmak üzere, Terzi Mehmet Emin Efendi’ler şahsında, ebediyete intikal edenlere “rahmet”, aynı yolun yolcularına daim emek.