Kastamonu Üniversitesi’nin aynı dönemdeki birinci sınıf kontenjanı ise Merkez ilçede “2 bin 665” ve tüm ilçelerde “985” olmak üzere toplamda “3 Bin 650”, ilaveten, özel yetenek sınavı ile gelecek öğrenciler.
Matematiğe vurulduğunda her ne kadar açık var gibi görülse de…
Yetkililerin tecrübesi ile sabit, kayıt yaptırmayacaklar ve yerli öğrenciler göz önüne alındığında, şehrimizde kamu yurtlarında sıkıntı olmayacağı ifade ediliyor.
Gerçi…
Gerçek tablo Ekim ayı başında ortaya çıkacaktır.
Nihayetinde özel yurtlar var…
Elbette tercih göreceklerdir.
Görünen köy…
Afaki kira bedeli ile öğrenci bekleyen mülk sahipleri için kara bir tablo olacak gibi.
Öyle de olsun…
Üniversite öğrencilerinin kamu veya özel yurtlar haricinde kalmalarına akıl erdiremeyen benim gibi eski kafalılar için süper bir yıl olacak besbelli.
Not: GSB yurtları Merkez yanı sıra Abana ve Tosya’da var…
Kızılay’ın hayırsevere yaptırdığı yurt kiralandığı için listeye girmiş durumda Abana.
Kızılay’ın hayırsevere yaptırdığı yurdu kiralaması ise ayrı bir tartışma konusu aslında…
Girmeyelim.
Taşköprü, İnebolu, Cide gibi koçbaşı ilçelerimizde GSB yurdu olmamasının elbette anlamlı gerekçeleri vardır…
Bu gerekçeleri sorgulamak söz konusu ilçelerin kamuoyunun öncelikli görev ve sorumluluğu.
GSB yurtlarında geçen öğretim yılındaki aylık ücretler 450 TL civarıydı…
İçinde kahvaltı ve akşam yemeği de var.
Üniversite öğrencileri için “can simidi” tam anlamıyla…
Beğenmeyen özel yurt ya da ev tercihini kullanabilir .
Not 2: Gelelim…
Madalyonun arka yüzüne.
Kamu yurtlarının yatak kapasitesi yeterli ise…
Üniversitenin kontenjan durumu sorgulamak gerekir mi?
Nihayetinde…
Yurt inşaatları sonradan gelir ihtiyaç nispetinde.
Üniversitemizin kontenjan durumunu sorgulasak mı?..
Önemli olanın “nicel” büyüme değil de “nitel” içerik olduğunda karar mı kılsak?
MYO öğrenci sayısının lisans öğrenci sayısını geçmesine ne demeli ayrıyeten?..
Keza, geçtiğimiz yıl sınav barajının sıfırlanmasının, üniversitemize “nicel” anlamda getirdiği avantaj yanında, “nitel” alanda ne gibi handikaplar getirdiğini de konuşsak mı?
Bu yıl baraj kapakları yine açılır mı?..
Popülist politika sürer mi?
Nihayetinde…
Yurt kapasitesinin yeterli olması, bana göre, iyiye delalet değil.
Madalyonun arka yüzü bu…
Ön yüzü “pembe tablo”.
Not 3: “Cürümören Barajı” için son bir not paylaşayım…
60 yıllık hayalin son noktasını koyayım.
En azından günümüze dair…
Çok ileri tarihlerde ne olur bilemem.
DSİ’nin gündemin Cürümören Barajı yok, fizibilite yapılmış, barajdan çok HES için elverişli olduğunu fikri benimsenmiş…
HES’i de bölge halkı istemiyor zaten.
Baraja niyetlenildiğinde ise epey bir köyü yerinden etmek gerekecek…
DSİ’nin bölgede “Azdavay Sel Kapanı” adı verilen proje üzerine çalışıyor, ihale aşamasında, bu sayede Devrekani Çayı dizginlenerek Daday ve Azdavay ilçelerinin selden korunması hedefleniyor.