“İz bırakanlar”

Abone Ol

VALİ SIRRI PAŞA “ HAK SÖZ ACIDIR”

-İnebolu’ya bir liman yapalım, masrafını üç yılda çıkarırız.
-Sinop’a bir hapishane inşa edilsin.

-Kastamonu Sinop/Boyabat yolu bitirilsin.

Kastamonu kadim şehir, bizim memleketimiz. Binlerce yıllık tarihinde kim bilir kaç nesil geldi geçti. Konanlar, göçenler, doğup ölenler. İsmi hatırlanmayan, nesli kalmayanlar oldu. Tarihte tek bir satır olarak yer alanlardan da geride genellikle hiçbir şey kalmadı.

Bunca uygarlık, medeniyet geldi geçti de hiç mi bir iz bırakmadı, elbette muazzam eserler de bırakanlar oldu. Müzelerimiz, ören yerlerimiz onlardan kalanlarla dolu. Hayranlıkla izliyor, nasıl yapıldığına bugün bile hayret ediyoruz.

Bu eserleri yapan sanatkârlar her dönemde toplumun genelinden farklı düşünüp, ortaya koydukları eserlerle kendi zamanlarını geleceğe taşımayı becermişlerdir. Kimi taşı sanata dönüştürmüş, kimi düşüncelerini, hayallerini yazıya aktarmış. Resim yapmış ya da müzikle, mimariyle, heykelle geleceğe miras bırakmışlar.

Bazı kişiler de yönetimleriyle gününden çok daha ilerisini görmüş ona göre geleceği planlamışlardır.

İşte tüm bu eserler bizim en kıymetli kültür ve sanat, uygarlık mirasımızdır.

Kastamonu’nun ilk valisi kim?

Kastamonu’da iz bırakanları yazan ve yazdıklarıyla derin  “iz bırakan” çok kıymetli bir hocamız var. Kastamonu Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesinden emekli Öğretim Üyesi Dr. Mustafa Eski. Kendisinin unvanı “dr.” ama “Kastamonu tarihi” hakkında araştırmalarını, makalelerini, sunumlarını, üst üste koysak boyumu aşar. Akademik alanda bilgisinin zekâtını verecek olsa birkaç kez prof’luğa yeter de artar bile.

Elimde hocamızın bir kitabı var. 1838-2000 yılları arasında Kastamonu ilindeki valilerini yazmış. Tam bir kaynak kitap,

Kastamonu Valiliği İl Özel İdaresi yayını. Yine bir başka iz bırakan efsane valimiz Enis YETER himayesinde basılmış. Önsözünde yerel yönetimlerle ilgili de harika tespitleri var.

Kitap Kastamonu hakkında genel bilgilerle başlıyor.

Kastamonu yönetiminin öyküsü 1075 de Süleyman Şah’ın Komutanlarından Kara Tekin tarafından fethedilip Selçuklu Devletine bağlanmasıyla başlıyor. Muhtemeldir ki ilk valimiz de Kara Tekin olmuştur.

Candaroğlu, Osmanlı Devleti ve Cumhuriyet dönemine kadar tarihsel bir özet geçen hocamız 1876 yılında 27 eyalet kurulduğunu ve Kastamonu eyaletinin de Bolu, Sinop ve Çankırı’dan oluştuğunu yazıyor.

İlklerin valisi Sırrı Paşa…

 Kitap tam bir derya, Her sayfasından ayrı bir kitap çıkar. Kölelikten valiliğe yükselen Liva Hüseyin Paşa var.

1844 yılında Girit Kandiye de doğar Sırrı Paşa. İstanbul’da eğitim ve çeşitli illerde valilik yaptıktan sonra 1881 yılında Kastamonu’ya atanır.

Tedbirli, gayretli, liyakat sahibi ve ileri görüşlüdür.

1883 yılında görevden ayrılırken kısa görev süresinde geride unutulmaz izler bırakmıştır.

Yeni usulde eğitim yapılana mahallelerde mektepler ve kız okulu açmıştır.

Paşamız aynı zamanda yazardır. Eşi divanı olan meşhur Leyla hanımdır.

Kendisinin basılı eserleri vardır.

Valiliğin resmi yayın organı olan Kastamonu Gazetesinde “ Hak söz acıdır” başlıklı yazısında dönemin yerel basını hakkında eleştirisini dile getirmiştir.

İnebolu tarihinde limanın önemi…

Batı Karadeniz Bölgesi’nde Karadeniz kıyısında bulunan bir yerleşim yeri olan İnebolu, tarih boyunca Kastamonu ve güneyinde kalan Çankırı ile bu merkezlere bağlı ilçelerin önemli bir ithalat ve ihracat merkezi olmuştur. İneboluşehri, M.Ö. IV yüzyılda, Abunoteikhos adıyla kurulmuş bir kale şehridir. Buraya M.S. II. yüzyıldan itibaren İonopolis adı verilim olup, Roma Döneminde şehir önemli bir merkez haline gelmiştir.

Candaroğulları Döneminde Türk hâkimiyetine giren İnebolu, 1834 yılına kadar Küre Kazasına bağlı bir nahiye iken, 1867’den sonra kaza olmuştur.

İnebolu Limanı Özellikle Karadeniz’in kuzeyindeki Kefe ve Özi Limanlarına açılarak Rusya ve Avrupa ile Anadolu arasındaki ulaşımı sağlamaktaydı.

Küre bakır madeni sahasında üretilen bakırın payitaht İstanbul’a ve gerek duyulduğunda doğu cephelerine gönderilmesinde de İnebolu Limanı kullanılmaktaydı.

125 yılda tamamlanan liman…

İnebolu Limanı 19.yüzyıl sonlarına doğru özellikle Çarlık Rusya ile ticari ilişkilerin artışından sonra canlı bir liman haline gelmiştir.

1892 yılı kayıtlarına göre Batı Karadeniz Bölümü içerisinde bulunan Sinop, İnebolu, Amasra ve Bartın limanları içerisinde en işlek olanı İnebolu limanıdır. Bu yılda İnebolu Limanı’na 278 tanesi buharlı ve 1842 tanesi de yelkenli olmak üzere 2120 tane gemi uğramıştır.

Buraya uğrayan buharlı gemilerin bandırasından anlaşıldığı üzere, İnebolu Limanı uluslararası bir liman durumunda olup, burayı Osmanlı Devleti’ne ait gemilerin dışında Avusturya-Macaristan, Rus, Fransız, İngiliz ve Yunan bayraklı gemiler de kullanmaktaydı.

Anadolu'nun Karadeniz'e ve oradan da uluslararası deniz ticaret yollarına açılan bir kapı olan bu liman, tarih boyunca ulaştırma yönünden büyük önem taşır.

Milli Mücadele yıllarında İnebolu Limanı, Ankara’nın dış dünyaya açılan penceresi olmuş, Kurtuluş Savaşı boyunca Ankara Hükümeti’ne Bulgaristan, Romanya ve Rusya'dan sağlanan sivil ve askeri malzemelerin büyük bir kısmı bu limandan giriş yapmıştır. Dolayısıyla İnebolu Limanı; millî Mücadele'nin kazanılmasında büyük bir rol üstlenmiştir.

İnebolu limanı, geliştirilmiş ve uzun ömürlü limanları arasındadır. 1882 yılında yapımına başlanan bu liman ancak 2007 yılında 125 yılda bitirilebilmiştir.

Sırrı Paşanın hizmetlerinden…

İnebolu frengi Hastanesi dönemde en önemli sağlık sorunu olan frengi hastalığı ile mücadele için İnebolu’ya hastane yapımına karar vermiş 50.000 kuruş ödenek ayırmıştır.

İnebolu Limanı yapımının öyküsü: Sırrı paşanın en önemli icraatı hiç şüphesiz İnebolu’ya liman yapılması konusu olmuştur.

Kastamonu’nun İstanbul ile dolayısı ile dış dünya ile bağlantısı o dönemde İnebolu’dan deniz yoluyla yapılmaktadır. Bu yolu karadan Kastamonu’yla bağlamak için 1860 yılından itibaren kara yolu inşaatı başlamış 20 yılda çok fazla bir ilerleme olmamıştır. Ahşap köprüler yıkılmış, yolun birçok kesimi selden zarar görmüş ancak Sırrı paşa döneminde bu yol onarılmış ve ulaşım rahatlamış.

İnebolu açık deniz kıyısında kurulan bir yerleşim yeridir. Karadeniz’in dalgalarını aşıp kıyıya yanaşmak liman olmadığı için mümkün değildir.

Sırrı paşa bu durumu görmüş ve 26 Nisan 1882 de Nafia Nezareti (bayındırlık Bakanlığı) bir yazı yazmıştır. Paşamız durumu ayrıntılarıyla anlatmıştır.

Özetle der ki: İnebolu İskelesine haftada 4 gün vapur uğramaktadır. Bu vapurlardan yolcular eşyalar açıktan alınıp kıyıya yüzdürülüyor ıslanıyor zarar görüyor.

Uygun havalarda yolcuların ve denklerinin ıslanmaksızın kolaylıkla indirilmesi için bir iskele yapılması lazım.

Bunu yapamazsak İnebolu’dan başlayan Ankara’ya kadar olan yolun önemi azalacaktır. Oraya harcadığımız milyon kuruşlar heba olacaktır.

80 metre tulünde, kırk metre arzında bir kayalık var oraya yapalım. Buraya yapılacak iskelenin maliyeti yüzyirmiyedibin guruş olacaktır. Bu parayı da iskeleye yanaşacak olan kayık vapur yolcu eşyalara konulacak vergi ile 3 yıl içinde geri alınabilir.

Günümüzde çok şikâyet edilen İnebolu Kastamonu yolundan ö dönemde de şikâyet ediliyormuş. O günden bu güne şikâyet aynı kalsa da değişen tek şey araçlar olmuş. Paşamız yolun beher km sine 3000 liradan 270.000 lira harcandığını buna rağmen yolun bozuk bir yol olarak kaldığını, köprülerin yıkıldığını, yapım hatasından bazı yerlerin bozulduğunu belirtmiş.

Sinop’un tarihi cezaevini Kastamonu Valisi Sırrı Paşa yaptırmış. 1887 yılında O dönem Sinop Mutasarrıfı Veysel Paşa ile görüşen Sırrı Paşa burada umumi bir hapishane yapılmasına karar verilmiş, ödenek sağlanmış adliye nezaretinden izin istenmiştir.

Sinop Boyabat yolunun açılması: Sırrı Paşamız Boyabat arasında kara yolunun açılması için belediye mühendisi Narsis Efendiyi görevlendirmiş, Veysel Efendi de nezaret etmiş. Bu çalışmalarda 7000 işçi çalışmış.(Bu kadar kişi çalıştırmak büyük başarı) 28 ağustos 1882 yılında yolun toprak kısmı bitirilerek Boyabat’a ulaşılmış.

Veysel Paşa İşçi sayısını arttırmak için Sırrı Paşaya başvurmuş ve Taşköprü’den 1000 ve Kargı’dan 2000 kişi daha istemiş.

Sonunda Kastamonu Sinop yolu arasında yol sorunu ortadan kalkmış ve posta taşımacılığı başlamıştır.

Sırrı Paşamız yol konusunda ilklere imza atmış ileri görüşlü bir yöneticidir. Kastamonu Ankara yolunun daha iyi hale getirilmesi için projeler sunmuş hatta bu yolun Kızılcahamam- Göynük üzerinden İstanbul’a bağlanmasının uygun olacağını düşünmüştür.

Yine onun zamanında Bartın Safranbolu arasındaki yolun yapımına başlanmıştır.

Bu kadar başarılı liyakatli ileri görüşlü bir yönetici olunca mutlaka karşıtlar da olacaktır. Şehirdeki eşraflar arasında Sırrı Paşaya karşı olanlar da vardır.

Nitekim Sırrı Paşa 1882 yılının aralık ayında Trabzon valiliğine atanır. Tayinin durması için bir kısım eşraf saraya telgraf çekerler.

Araç ilçesinden Hasan Şah adıyla saraya aynı günlerde telgraf çekilir ve saraya çekilen telgrafın zorla yazılıp imzalandığını söylerler.

Sonuç değişmez.

Kastamonu sevgisiyle dolu bir veda…
Sırrı Paşa bir vedaname yayınlar,

Bu güzel memleketi sevmiş olduğum kadar dünyada bir yere muhabbet etmedim desem caizdir.

Hükm-i kader bendenizi sizden ayırıyor.

Sizi arkadaşlarıma, arkadaşlarımı size, cümlenizi de Allah’a emanet ediyorum.

Görev yaptığım süre içinde yapmış olduğumuz başladığımız bir takım işler olmuştur. Birincisi İnebolu iskelesi, ikincisi sanayihanedir.

Üçüncüsü yollardır. İnebolu yolu bitmiş, Boyabat yolu bitmek üzeredir. Okul inşaatı başlamıştır.

Sinop’ta inşasına teşebbüs olunan hapishane insaniyete hizmet edecek bir tesis nefis olmakla bu hayırlı teşebbüsün yarıda bırakılmamasını adliye memurlarından ricamdır.

Sırrı Paşa 4 Ocak 1883 günü şehirden ayrılmış İnebolu’ya hareket etmiş ve iskeleden vapura binip İstanbul’a gitmiştir.

İnebolu’da Sırrı Paşa’nın adını yaşatmak…

Memleketimize bu kadar hizmet eden, geleceğimize yatırım yapan ilklere imza atan geride silinmez izler bırakan bu devlet adamımızın mezarı nerededir bilemem. Bildiğim Sırrı Paşanın eserleriyle bu memleketin anılarında yaşadığıdır.

Kimse İsmini bilmese de İnebolu yolunu kullananlar, limandan denizi seyredenler, Boyabat yolundan Sinop’a gidenler ve tarihi cezaevini turist olarak ziyaret edenler. Bilin ki her adımında, her karışında her tuğlasında Sırrı Paşanın emeği vardır.

Sayın Mustafa Eski Hocam bizlere bu değerli devlet adamını tanıttığınız için teşekkür ediyorum.

Ve son olarak Sırrı Paşam İnebolu limanının bir köşesinde bir fotoğrafı bir bilgi notunu hak ediyor bence.

22 Ağustos 202- İnebolu

Cebrail Keleş- Balıkçı Şef