Sizin köyün adı nereden geliyor hemşerim?

24 Oğuz boyundan hangileri köy adlarında yer alıyor? Girdallı ne anlama geliyor? Gödel ne demek? Bük nedir?

Abone Ol

24 Oğuz boyundan hangileri köy adlarında yer alıyor?
Girdallı ne anlama geliyor?

Gödel ne demek?

Bük nedir?
 

İşim gereği Kastamonu kırsalındaki hemen hemen her köye bir şekilde ayağım basmış, yanından geçmiş, en azından uzaktan da olsa görmüşüm ya da hiç değilse adını duymuşluğum vardır.

Bu yönümle memleketimin en şanslı ve ayrıcalıklı kişilerinden olduğumu düşünürüm.

Gittiğim her yerde, her yolda, haritaya her bakışımda ilk dikkatimi çeken köy isimlerinde, yer adlarında Oğuz boylarının isimlerini köy tabelalarında görmek oluyor. İşim gereği uğradığım her yerde mutlaka ismin kaynağını muhtara ya da yaşlılara sorarım. Ancak sözlü tarih aktarılmadığı, yazılı belge de olmadığı için köyün isminin kaynağı hakkında doyurucu bir bilgi alma şansım pek olmaz.

İnternette Kastamonu köyleri üzerine yazılı bir kaynak ararken; Kastamonu Üniversitesinden Erol Topal - B. Ünal İbret’in araştırma makalesine denk geldim.

“Köy Adları Açısından Bir İnceleme: Kastamonu Merkez Köy Adları A Study of Toponyms: Village Names in Kastamonu-Center District Erol Topal* - B. Ünal İbret

https://www.academia.edu/44888164/K%C3%B6y_Adlar%C4%B1_A%C3%A7%C4%B1s%C4%B1ndan_Bir_%C4%B0nceleme_Kastamonu_Merkez_K%C3%B6y_Adlar%C4%B1

İşte aradığım cevaplar burada diyerek büyük bir keyifle hemen okudum. Araştırmayı yapan, yayınlayan üniversitemize, hocalarımıza teşekkürü borç bilirim.

Coğrafyayı vatan yapan yer adlarıdır.

“Köy Adları Açısından Bir İnceleme: Kastamonu Merkez Köy Adları”

Hocalarımız makalelerine“Yer adlarını inceleme konusu edinen dil bilimi dalı “toponimi “olarak adlandırılmıştır” diyerek konuya giriyorlar.

Makalede ilk olarak vurgulanan, köy adlandırmalarının tarihsel gelişimi ve Kastamonu il merkezindeki köy isimlendirmelerin İlk Türk iskânlarından bu yana değişmeden kalması.
“Yer adları içerisinde en çok incelenenlerden birisi de köy yer adlarıdır. Köy adları mekânın siyasallaşmasında, kültürün aktarılmasında ve gelecek ile arasındaki bağlantının sağlanmasında temel bir köprü vazifesi görmektedir. Bu sebeple coğrafyanın vatan hâline getirilmesinde korunması gereken en önemli unsurlardan birisi yerleşim yerlerinin adlarıdır.

Kastamonu, Türk kültür ve medeniyet tarihi açısından oldukça önem arz eden kadim bir Türk yöresidir. Anadolu’da Türk iskânının başladığı dönemden günümüze Anadolu’nun en güvenli bölgelerinden biri hiç işgal görmeyen Kastamonu olmuştur.

 Kastamonu yöresinde Türk varlığı kesintisiz olarak sürmüş, Türk milli kültür ve gelenekleri Anadolu Selçuklu döneminden günümüze kadar canlı olarak yaşatılabilmiştir. Bunun en güzel emareleri de köy adlarında kendisini göstermektedir.”

24 Oğuz Boylarını adlarında yaşatan köylerimiz.


Kastamonu ilk Türk akınlarından bu yana kültürel kimliğini korumuş tam bir kültür hazinesi. Adeta Dede Korkut destanlarındaki beylerin, Teginlerin, Alplerin o destanı yaşayanların, yazanların kurduğu obalar, yurtlar, çadırların yöresi.

24 oğuz boyundan Kastamonu’da 6 Kayı, 2 Karaevli, 5 Dodurga, 9 Avşar, 4 Çavundur, 6 Çepni, 8 Eymür, 6 Yüreğir, 8 İğdir, 3 Büğdüz adında yerleşim alanının mevcut olduğu tespit edilmiş.

Bu coğrafyayı vatan yapan atalarımız Ergenekon’dan çıkıştan bu yana Ötüken’den miras kalan aile, boy isimlerini de yurt edindikleri toprakları adlandırırken unutmamışlar.

Aksinir, Alpı, Alpagut, Ballık, Çıbanköy, Corumlu, Dayılar, Eceoğlu, Esenler, Eşen, Hatipoğlu, Kadıoğlu, Kırışoğlu, Köseoğlu, Kıyık, Kırık, Musallar, Köklü, Kuşkara ve Sarıca gibi.

Bük ne demek?

Bizim memleketin neresine giderseniz gidin mutlaka bir “Bük” adıyla karşılaşırsınız. Ya bir köy, ya bir mahalle ya da bir yer adı olarak.

Peki, bu “Bük” ne demektir.

“Kastamonu’da çay kenarları boyunca bazı yerlerde tabii olarak bük adı verilen çalı tipinde bitki topluluğu yetişmektedir. Buna bağlı olarak Bükköy ve Darıbükü köyleri adlarını bu çalı formasyonundan almıştır. Büklerin yetiştiği yerler çay kenarında oldukları için düz ve verimli alanlardır. Aynı zamanda bu büklük araziler hayvan otlatmasında yani mera olarak da kullanılmaktadır. Dolayısıyla bölgede bitki örtüsü ile beşeri hayat arasında doğrusal bir ilişki köy adalarına kadar yansımıştır.“

Darıbükü, Bük köyü buna örnektir.

Girdallı köyünün adı nereden geliyor?

Köy isimleri verilirken köyün coğrafi yapısı, kişi adı ya da kökenlerinin yanı sora o köyde yetişen ürünlerde dikkate alınmış. Örneğin Tosya yolundaki Girdallı köyü. (Farsça ceviz) anlamına geliyor. Demek ki o zamanlarda ceviziyle ünlüymüş.

Girdallı köyüne gittiğimde bu kez daha bir dikkatli bakacağım etrafa özellikle ceviz var mı diye.

Çatalçam diye bir köyümüz var ve yol kenarında da bir çatal çam görünüyor.

Gökırmak kenarında sulak alanda bulunan ve o yüzden adı batak olan köyün iki mahallesini birbirinden ayırmak için Gökırmak’ın akış yönü doğrultusunda yukarıbatak ve aşağıbatak adı verilmiş.

Aşağıakça, Aşağıbatak, Aşağıelyakut, Aşağıyuva, Başköy, Dokuzkat, Gökçukur, Karakuz, Konukça, Kuzyaka, Ortaboğaz, Ortaköy, Sapaca, Yaka, Yukarıelyakut, Yukarıkuyucak köylerinin adı bu şekilde verilmiştir

Büyük tahta kaşığa sizde ne derler?
Kastamonu/İhsangazi/Kuzyaka yolunda bir tabela var “Gödel” yazar, güzel şirin bir köydür.
Adının anlamını hep merak etmiştim. Bu makalede bunu da buldum.

Gödel(büyük tahta kaşık, kepçe) demekmiş.

Niye bu kadar sökü var?

Cevap çok basit; Çünkü coğrafyamızın bazı yerlerinde ancak “sekiler” yerleşime uygun olmuştur.

Bir toplantıda dışarıdan gelen bir büyüğümüz sizde ne çok seki/sökü isimli köy yerleşim adı var ne demek bu sökü diye sormuştu.

Sökü ya da Seki; ormandan açılan tarlanın yanında, akarsularla parçalanan yerlerde yüksekte kalan tarım ve yerleşmeye uygun olan ve seki ya da sökü adı verilen düzlük anlamında geliyor.

Bu tanıma tam olarak uyan Tosya yolunda Sulusökü köyümüz var. Çatalzeytin’de Hacıreissökü, kuzsökü, sökü köy adlarından başka mahallelerde de çok sayıda sökü/seki yer adı var.

Cebeci/Subaşı köyümüz adını nerden alır.

Kastamonu merkez köylerinden birisinin adı da “Cebeci”dir. Cebeci; yeniçerilere ait ok, yay, kılıç, tüfek, kazma, kürek, barut, kurşun, zırh, tolga, harb ve bunun gibi savaş aletlerini tedarik eden, bunları savaş zamanlarında yeniçerilere dağıtan ve savaş sonunda toplayarak bozuklarını tamir eden ve eksiklerinin tamamlayarak saklayanlara verilen addır (Halaçoğlu, 1991:44). Yine Subaşı ve Sipahi gibi Osmanlı Devleti’nde yönetici ve asker olarak görev yapanların adları da köy adı olarak verilmiştir.

Etyemez köyü Kastamonu’da tek…
Bu açıdan dikkat çeken köy adlarından birisi Etyemez köyünün adıdır. İlk değerlendirmede insani bir özellik gibi görülse de bu köy adının dini yaşantısı ile farklılık gösteren bir gruptan almıştır(Gülten, 2019:30). Kastamonu merkez köylerinden Etyemez köyü insani bir özellik olan et yememe kültürüne sahip olan topluluğu nitelemiş ve köye ad vererek kalıcı ismi haline gelmiştir.

Eski Türk İnançları ve Kalenderîlik Bağlamında Osmanlı Topraklarında Vegan Sufiler: Etyemez Şeyhler ile ilgili araştırmada Kastamonu etyemez köyünden de bahsedilmiştir.

Bu konuda fikrine başvurduğum Hakkı Aksoy hocam,
-Riyazât dediğimiz eğitimde hayvan ve hayvandan elde edilen hiçbir ürün yenmez. Bazı dervişler bu perhizi kırk (çile çıkarma) zamanı uygular. Ama çoğu bunu ömür boyu sürdürür.

Halk bunu etyemez olarak algılamış olmalı.

Sadece kalenderiler de değil, bütün tasavvuf geleneğinde var bu uygulama. Bazılarında daha öne çıkıyor. Halvetilikde de var. Bilgisini verdi.

Gömeç; doğudan esen rüzgâr mı, mezar mı?

Gömeç köyümüzün adına gelecek olursak;

Türkiye’nin pek çok ilinde (Bal peteği, mayalı ekmek, ebegömeci, papatya, doğudan esen rüzgâr vb) anlamlarında kullanılırken, Kastamonu yöresinde “mezar” anlamındadır(TDK: 2009).

DivanüLügati’t- Türk’te ise kömeç “külleri içine gömülerek pişirilen yassı ekmek” olarak ifade edilmiştir (DLT, 2005:322).

Adlarının kaynağı bilinemeyen ya da tasnifi yapılamayan diğer köylerde Gömmece, Evciler, Karaş, Sada ve Sahip köyleridir

Kastamonu kadim Türk ili…

Ergenekon’da demir dağı eriterek çıkıp dünyaya dağılan 24 Oğuz boyundan Çiğil, Halaçlı, Bayındır, Çavundur, Eymir, Karaevli ve Kayı boyları Kastamonu’ya geldiklerinde ilk yerleştikleri yerleri yurt edinmişler bu güne kadar da köy adlarında yaşatmışlar.

Sadece bu isimlere bakarak bile şunu söyleyebiliriz ki; “-El değmemiş doğası, bozulmamış kültürüyle Kastamonu kadim bir Türk ilidir.”

Sadece merkezde değil en uzak dağ köylerimizde bile her adım attığınız yerde karşımıza bozulmamış bir Türk kimliği ortaya çıkar. Köy isimlerinde, gelenek-göreneklerde, yerel sözlü tarihimizde çok çok eski zamanlardan bu yana Oğuz Kağan destanında anlatılan o kadim kültürümüzü buluruz.

Türk milletinin Oğuz Kağandan bu yana gelip geçen atalarımızın en son mirasçısıyız. Bu miras kimi zaman Azdavay’da yerel kıyafette, kimi zaman bir dağ köyünde anlatılan masalda, belki de sihirli bir kayanın öyküsünde, bir derenin düzünde, köyün isminde, kısaca hayatın her alanında farkında olmadan karşımıza çıkar. Bunlar adetlerimiz, geleneklerimiz, törelerimizdir.

Bu toprakları bize yurt edinen atalarımız sadece kuru toprak değil bize kadim bir tarihi miras bıraktılar. Bunu yaşatmak, korumak, anlatmak, öğrenmek için elimizden ne geliyorsa yapalım.

Sözün özüne gelecek olursak; Torunum Ilgaz az büyüyünce,

-Biz nereliyiz, nerden geldik dede diye sorarsa ona;

-Kastamonuluyuz, demeden önce ilk olarak Oğuz Kağan destanını anlatmakla başlayacağım.

Oğul oğul ay oğul

Canımın parçası oğul.