Cumhuriyet Meydanı’nda Gökkurt Ocakları tarafından düzenlenen basın açıklamasında Doğu Türkistan ve Kerkük’teki Türklere yönelik zulme dikkat çekildi. Türk dünyasına sahip çıkma çağrısında bulunulan açıklamada önemli mesajlar verildi.
Gökkurt Ocakları’nın düzenlediği basın toplantısında, Çin’in Doğu Türkistan’daki Uygur Türklerine yönelik asimilasyon politikalarına ve Kerkük’te Türkmenlere uygulanan baskılara sert tepki gösterildi.
Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Zulüm, Doğu Türkistan'daki Uygur kardeşlerimize karşı hâlâ devam ediyor.
Uygur kardeşlerimiz bizden gelecek en küçük tepkiyi bekliyor. Peki neden başkalarına gösterdiğimiz ilgi ve alakayı kendi soydaşlarımıza göstermiyoruz? Hatta inat eder gibi, dalga geçer gibi Manisa'da Çin Mahallesi yapılıyor. Neymiş, fabrika kuruluyormuş da gelen Çinli işçiler yabancılık çekmesinmiş. Onlar Uygur kardeşlerimizi asimile etmek suretiyle kendilerine benzetmeye çalışırken, biz neden onlara Çin Mahallesi yapıyoruz? Biz bir ülkeye gittiğimizde bize özel bir mahalle yapılıyor mu?Kerkük'te Türkmenlere ait tapu ve nüfus kayıtları yakılarak imha edildi.
Türkmenler, hak talep etmemeleri için baskı gördüler. Ama onlar Türk’tüler. Baş kaldırdılar, direnmeye çalıştılar ve hâlâ direniyorlar. Ancak soydaşlarımıza ve kandaşlarımıza, Müslüman olmalarına rağmen kimse "din kardeşimiz" diyerek yardım eli uzatmıyor, mitingler düzenlemiyor. Kendi hallerine bırakılıyorlar ve ne yazık ki onlara köstek olmaya çalışanlar bile çoğunlukta. Hatta her etnik gruptan bahsedilirken Türkmenlere sadece "diğer gruplar" deniliyor. Ne acı değil mi? Kendinizi bir de onların yerine koyarsanız bunu anlarsınız.Soy ve din kardeşlerimiz olmalarına rağmen neden hiç kimse parmağını dahi kıpırdatmıyor? Türkmen oldukları için mi? Kerkük’te Türkmenler yok sayılarak, daha önce kurulan yapay devletler gibi yanı başımızda yeni bir yapay devletçik mi kurmak istiyorlar? Bunun için mi, adını anmaktan bile haz etmediğim kişi ev hapsine çıkarılarak bu planlara mı hazırlık yapılıyor?
Şehitlerimizin anısına saygı, hepimizin ortak sorumluluğudur.
Askerimizi, polisimizi, öğretmenimizi, mühendisimizi ve daha nicemizi şehit eden bir kişinin, şehitlerimizin geride bıraktıklarına soruldu mu? Anasız, babasız büyüyenlere, evlatlarını kaybedenlere soruldu mu? Sorsanız onlar yine "Vatan sağ olsun" derler. Ama yürekleri öyle demez. Ben de o acıyı bilenlerden biriyim. Yanımda kaç arkadaşım şehit oldu. Onların hâlâ ana babaları, evlatları kan ağlıyor. İşte bu yüzden, orada kurulmaya çalışılan yapay devletçiğin temelleri asla atılamayacak. Çünkü yüce Türk milleti buna hiçbir zaman izin vermeyecek.Asil Türk milleti, soydaşlarımıza sahip çıkalım.
Gök kubbe çökmedikçe, yağız yer yarılmadıkça senin ilini ve töreni kim bozabilir? Tüm Türk dünyasına al bayraktan selam olsun ki sonuna kadar yanınızdayız. Biz biriz, aynı ana babanın çocuklarıyız.Tanrı Türk’ü korusun ve yüceltsin!"