Gazeteci Uğur Dündar, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in "PKK/KCK terör örgütü üyesi olmak" suçlamasıyla tutuklanmasının ardından Esenyurt’un geçmişini ve güncel olayları ele aldığı bir köşe yazısı kaleme aldı.
Dündar, Esenyurt’un kurucu belediye başkanı Gürbüz Çapan’la tanışmasını ve 1989 yılında, Esenyurt'un ne kadar geri kalmış bir belde olduğunu gözler önüne serdikleri "Hodri Meydan" programını anlattı. Çapan’ın çabalarıyla modernleşen ilçenin, 2004 yılında AKP’li Necmi Kadıoğlu’nun başkan olmasıyla yeni bir döneme girdiğini belirtti. Çapan, 2008’de FETÖ’nün Ergenekon kumpasıyla hapse atıldıktan sonra Esenyurt’ta büyük bir rant yağması ve betonlaşmanın hızlandığını ifade etti. Kadıoğlu’nun 2017’de istifasının ardından, yerine Ali Murat Alatepe’nin getirildiğini aktardı.
Alatepe’nin seçim kampanyasında “Esenyurt’u kaybedersek Mekke’yi kaybederiz” gibi ifadelere yer verdiğini yazan Dündar, bu sözlerin arka planında, ilçedeki imar usulsüzlükleri ve yağma düzeninin kaybedilme korkusunun yattığını savundu. Alatepe’nin yerine 2019’da CHP’den Kemal Deniz Bozkurt’un seçildiğini ve halkın AKP’li yönetimi değiştirdiğini belirtti.
"NE VAR NE YOK HACZEDİYORLAR"
Kemal Deniz Bozkurt’un Kastamonu’daki sel felaketinde yurttaşlarla görüşme halindeyken aldığı bir telefonla Esenyurt Belediyesi’ne haciz konduğunu öğrendiğini yazdı. Özel kalem müdürünün ağlamaklı bir sesle "Başkanım, hacizciler makam odanıza girdiler, ne var ne yok haczediyorlar" dediğini anlatan Dündar, haczin arkasında Necmi Kadıoğlu döneminde kamulaştırma yapılmadan el konulan bir arsa nedeniyle açılan davada mahkemenin verdiği 200 bin liralık ödeme kararının bulunduğunu belirtti.