Medyada son zamanlarda iki tür marjinal görüşü okuyoruz. Bir taraf “TL değerinin yabancı paralar kadar olması gerekli” görüşünü diğer taraf ta “TL değerinin düşürülmesi gerekli” görüşünü savunuyor. İktisat bilimi bu konuda ne diyor? Bunu yazımızda ele alalım.
TL değerinin çok yüksek olması da çok düşük olması da iyi değil. TL çok değerli olursa ihracat yapamazsınız, dış ticaret açığınız artar ve bir süre sonra duvara toslarsınız. TL çok değersiz olursa bu sefer de vatandaşın alım gücü zayıflar ve geçim sıkıntısı artar. Ne olması gerekir? Yurtdışı enflasyon ile yurt içi enflasyon arasındaki fark kadar TL değer kaybetmelidir. Bunu bir örnekle açıklayalım.
Başlangıçta 1$=10 TL olsun. Varsayalım ki Türkiye SİHA’yı 100 TL maliyetle üretiyor olsun. Hesap basit! 1$=10 TL ise 100 TL da 10$’a eşittir. Yani bu kur seviyesinde Türkiye ürettiği SİHA’yı yurtdışında 10$ fiyata kadar inerek satabilir (10$ fiyatla satması şart değil ama 10$’a kadar inebilir. Bazen 12$, 15$ veya 20$ fiyatla satabilir. Hatta daha pahalı da satabilir. Ama minimum fiyat maliyet kadardır. Yani 10$’dır). Türkiye’de enflasyonun %50 ve yurtdışında %0 olduğunu varsayalım. Bu durumda Türkiye bir sene sonra SİHA’yı 150 TL maliyetle üretiyor olacaktır. Eğer kur aynı yani 1$=10 TL olarak kalırsa SİHA maliyeti artık 15$ olacaktır. Yani Türkiye artık SİHA’yı minimum 15$ fiyatla satabilecektir. Eğer TL değer kazanırsa yani 1$= 5 TL olursa Türkiye artık SİHA’yı minimum 30$ maliyetle satabilecektir. Şimdi “ne güzel malımızı pahalıya satıyoruz işte!” diyeceksiniz. Hayır! artık malınızı kolay kolay satamazsınız. Çünkü malınızın fiyatı arttı. Müşterilerinizden bazıları daha ucuz olan rakip ürünleri satın almaya başlar ve siz artık daha az ihracat yaparsınız. Bunun sonucunda dış ticaret açığınız artar. Pekiyi yurtiçi enflasyon ile yurtdışı enflasyon arasında %50 fark var ve kur da %50 artarsa yani TL değer kaybederse ne olur? 1$=15 TL olur ve siz 150 TL maliyetle ürettiğiniz ürün için gerekirse 10$’a kadar fiyat indirebilirsiniz, yani müşteri kaybetmezsiniz, ihracatınız azalmaz. Demek ki TL, enflasyon kadar değer kaybetmezse bu iyi bir şey değildir.
Yukarıdaki hesabı duyunca bazılarınız “O zaman TL, enflasyondan daha fazla değer kaybetsin. Bak o zaman ne kadar çok ihracat yaparız” diyebilir. Bu da doğru değil. Yukarıdaki örnekten devam edelim. Türkiye’de enflasyon %50 ve dışarıda %0 iken TL’nin %100 değer kaybettiğini varsayalım. Yani başlangıçta 1$=10 TL iken şimdi 1$=20 TL olsun. Bu durumda 150 TL maliyetle ürettiğiniz ürün için gerektiğinde fiyatı 7.5$’a kadar çekersiniz. Fiyatı düşürebilirsiniz ve bu sayede ihraç ettiğiniz mal miktarını artırabilirsiniz. Hemen sevindiniz değil mi? Hemen sevinmeyin. Çünkü ihraç ettiğiniz mal miktarı ile ihracat geliriniz aynı şey değildir. Esas amaç ta ihracat gelirinizi artırmaktır. Bunu şöyle açıklayalım. 10$ fiyatla 100 adet SİHA satarsanız 1000$ gelir elde edersiniz. 7,5$ fiyatla 110 adet SİHA satarsanız da 825$ gelir elde edersiniz. Yani fiyat 7.5$ olduğunda 100 SİHA yerine daha fazla 110 adet SİHA satarsınız, ama 1000$ yerine 825$ elde edersiniz. Burada Türk firması, satacağı SİHA’nın fiyatını belirlerken satış gelirini ne kadar artıracağını düşünmelidir. Üstelik küreselleşen Dünya’da ürettiğimiz malların mutlaka bir kısmı dışarıdan gelmektedir. Türkiye, SİHA gibi nadir ürünlerde %100 yerli üretim yapmaktadır. Bu diğer ülkeler için de öyledir. Mercedes’in bile %70’i yabancı menşeilidir. Dolayısıyla döviz kuru arttığında maliyetlerde de artış olmaktadır. Üstelik yurtdışından gelen ürünlerin Türkiye’deki fiyatı artacak ve vatandaşların alım gücü düşecektir.
Yani TL’nin aşırı değer kazanması da aşırı değer kaybetmesi de iyi değildir. Optimal seviye yani orta nokta bulunmalıdır. Optimal seviye nasıl tespit edilir? Yukarıda bahsettiğimiz gibi ülkedeki enflasyon ile dışarıdaki enflasyon arası fark kadar değer kaybetmelidir. Buna bakarken reel döviz kuru dediğimiz bir veriye bakarız. Reel döviz kuru; ülke içi ve ülke dışı enflasyon ile nominal döviz kurunu birleştiren bir veridir. Dışarıda gördüğümüz kur seviyesine biz nominal döviz kuru deriz. Yani bankadan veya döviz bürosunda gördüğümüz 1$=26 TL aslında nominal döviz kurudur. Reel döviz kuru normal koşullarda 100 civarında olmalıdır. Ancak ihracata dayalı büyüme hedefleyen ülkelerde reel döviz kuru bir miktar daha aşağıda olabilir. Örneğin; Çin uzun süre 85-95 arasında reel döviz kurunu tutmuştur. Türkiye’de ise reel döviz kurunun son yıllarda 50’lere kadar gerilediği görülmüştür. Bu aslında dövize yatırım yapanlar için önemli bir risktir. Diğer yandan Türkiye ekonomisine yapılan dış kaynaklı (Trump ve Biden’in müdahalesi) bir müdahaleyi de göstermektedir. Yazının başından beri yazdıklarımızı toplayalım. Reel döviz kuru düşerse ihracat artar, dış ticaret açığı azalır ama vatandaşın alım gücü de azalır. Reel döviz kuru yükselirse ihracat azalır, dış ticaret açığı artar.
Şimdi bir kısmınız “hocam! Reel döviz kuru çok düşük seviyelerde ve dediğiniz gibi alım gücümüz düştü, ihracatımız da arttı ama ihracatımızdaki artış sanki yeterli değilmiş gibi” diyebilirsiniz. Bunu da “J eğrisi” dediğimiz teori ile açıklayalım. Bir ülkede ülke parası çok değer kaybettiğinde ilk aşamada dış ticaret açığı artar, uzun dönemde ise dediğimiz gibi ihracat artar, dış ticaret açığı azalır. Neden mi? Bir ülkede maliyetlerin düştüğünü anlayan yatırımcılar hemen yatırım kararı almazlar. Döviz kurlarının geçici olup olmadığına bakarlar. Ülkede ürettikleri malları rahat ihraç edip etmeyeceklerine bakarlar. Sonra yatırım kararı alıp fabrika inşaatine başlarlar. Bu da öyle sabahtan akşama olmaz. Kısa dönemde üretim yapan firmalar kapasitelerini artırıp ihracatı artırırlar ama yeni fabrikaların kurulup ihracatı artırması zaman alır. Ayrıca ülkede yeni fabrikalar kurulup üretime geçene kadar zaman gereklidir. O zamana kadar ülkedeki vatandaşlar da dışarıdan mal satın almaya yani ithalat yapmaya devam ederler. Kur arttığı için ithal malların fiyatları artar yani ithalat artar. Uzun dönemde ise yeni fabrikalar kurulduğu için vatandaşlar kendi ülkelerinde üretim yapan firmalardan malları almaya başlar, bu fabrikalar dışarıya mal ihraç ederler ve sonuçta ülke ihracatı artar.
Bu yazıda ne gördük? Birilerinin dediği gibi “1$=1 TL olsun” diyenlerin de “1$=50 TL olsun” diyenlerin de haklı olmadığını gördük. Hatta reel döviz kurunun Türkiye’de olması gerekenden bir miktar daha düşük olduğunu yani dövize yatırım yapanların dikkatli olması gerektiğini gördük. Türkiye’nin ihracatında önemli artışlar olma ihtimalini gördük. Aşırı değerli TL ile üretim ekonomisine geçilemeyeceğini gördük.