Sahil ilçelerimizin birinde MYO öğrencileri ile rastlaştım, nerede barındıklarını sordum, kamu yurtları yetersiz kaldığı için öğretmenine kapağı atmışlar…
4 kişilik odaya ödedikleri aylık ücret 16 bin TL.
Oda 4 kişilik…
Kişi başı 4 bin TL.
Sabah, öğle, akşam yemeklerinin dahil olduğunu düşündüm…
Ne gezer?
Kuru oda fiyatı kişi başı 4 bin TL…
İzahı nasıl mümkün ola bu halin?
Yataklar yan yana, adım atacak yer var-yok, bir masa sığdığı kadar…
Mini buzdolabı.
Televizyon varmış evvelden…
Öğrenci odalarından kaldırmışlar.
Nerede ders çalıştıklarını sordum…
“Yemekhane”.
Öğle ve akşam aynı tabldot çıkıyormuş, öyle ya iki kere yemek yapmanın ne alemi var öğrencilere, fiyatı “30 TL”…
Fiyat/kalite orantısı nedir?
Bir odayı aylık 16 bin TL’ye öğrenciye satıyorsa devlet…
Üzerinde düşünmek lazım.
(Öğrenciler ara ara hesap ediyorlarmış neden 4 kişi eve çıkmadıklarını…
Ev sahibi aylık 16 bin TL isteyecek kadar “vicdansız” olmasa gerek.
Gerçi belli de olmaz…
İlçede kira borsasını öğretmenevi belirliyorsa yandı gülüm keten helva.)
(Rektör olsam feryat ederdim…
“Öğrencilerimden bir odaya nasıl 16 bin TL alır bir kamu kurumu?” deyu deyu.
Kuru bir yatağa aylık 4 bin TL “verecek öğrenci var-veremeyecek öğrenci var”, öğrencilerin okul binasına girişlerinden sonrasında mı rektörün sorumluluğu başlıyor, öğrencileri ne yer ne içer, nerede barınır?..
Gam değil mi?
Rektör olsam…
Figan ederdim.
Rektör yükseköğrenim öğrencilerini düşünmeyince, öğretmenevinin amiri il maarif müdürü ne düşünsün, umurunda mı olur?..
Öğretmenevinin bilançosuna bakar durur.
İl Koordinasyon Kurulu toplantıları yapılıyor…
Belediye başkanı da mı dile getirmedi 16 bin TL oda fiyatını?
İlçeye MYO yapılsın da yapılsın…
Öğrencilerin haline ne?
Kim dertlenir?..
Kime gam?)
Not: 1929 yılında Amerika’da ekonomik kriz başladı…
Kriz Türkiye Cumhuriyeti’ni vurdu, vatandaşta memnuniyetsizlik arttı hükümete karşı, iyiden iyiye geçim zorlaştı.
12 Ağustos 1930’da Serbest Cumhuriyet Fırkası (SCF) kuruldu, çok partili sisteme geçiş için idmandı bir nevi, dönemin sıkıntıları muhalefet partisine ciddi destek sağladı halkta…
Yapılan yerel seçimlerde Menemen’in de dahil olduğu 30 ilçede belediyeyi kazandı SCF.
Hükümet oynarken çulunu yırtmıştı, SCF’den beklenen etki ters tepti, CHP ile SCF arasındaki gerginlik SCF’nin meşhur İzmir Mitingi başta olmak üzere kısa sürede tahammül edilmez noktaya ulaştı…
17 Kasım 1930’da SCF kendini feshetmek zorunda kaldı.
36 gün sonra Manisa’da başlayan İzmir’e sıçrayan “Menemen Olayı” patladı…
“Derviş Mehmet” isimli şahıs pimi çekti.
Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay, Bekçi Hasan ve Bekçi Şevki şehit düştü…
Şad olsun.
Kubilay öğretmendi…
24 yaşında canına kıydılar.
Kubilay, Bekçi Hasan ve Bekçi Şevki Girit göçmeniydiler…
Canlarına kasteden Derviş Mehmet de Girit göçmeniydi.
Menemen İsyanı üzerine Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Paşa mesaj yayımladı…
“Büyük ordunun kahraman genç subayı ve Cumhuriyetin ülkücü öğretmen topluluğunun kıymetli üyesi Kubilay’ın temiz kanı ile Cumhuriyet, hayatiyetini tazelemiş ve kuvvetlendirmiş olacaktır.”
23 Aralık 1930…
Menemen şehitlerinin yangını içimizde soğumaz.
Ne kadar ayaz olursa olsun Aralık…
İçimiz şehitlerimizin yangınıyla yanar ha yanar.