Bozkurt başta olmak üzere sahil ilçelerimizi ve komşu illerimizi 2021 Ağustos’unda vuran sel felaketinin ardından “yeni normal” kavramı ile tanıştık, iklim ile ilgili anormal durumların “normal” seyre dönüştüğünü ifade ediyordu bu, öyle görünüyor ki “deprem” için de aynı kavram lügatimize girmiş bulunuyor…
Gökyüzü ve yeraltı artık her şeye gebe.
Gazetemizde bu hafta Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Kurnaz’ın açıklamalarına yer verdik manşette, “Sel felaketleri daha da şiddetlenecek” diyordu, 2 bin 500 sene aralıkla görülecek yağışların periyodunun 20 seneye ineceğini vurguluyordu…
“Yeni normal” bu.
Prof. Dr. Kurnaz’ın açıklamasının içinde “Bozkurt” da geçiyor…
“Daha kısa, şiddetli, yoğun yarış, daha sıklıkla ve çok yerde görülecek” derken, en son örnek “Bozkurt”, “ders” tam anlamıyla.
Prof. Dr. Kurnaz’ın felakette can kaybını azaltmaya dönük önerilerinden biri de, meteorolojinin yaptığı “turuncu” uyarının ötesinde risk altındaki insanlara “oradan kaçın” uyarısının gitmesi gerektiği, çok daha “hayati”…
“Elzem”.
(İletişimde son teknolojinin devreye alınması gerektiğine dair bu talebi okuyunca, Kastamonu AFAD’ın web sitesine ve sosyal medya hesaplarına “güncel bilgi” almak için göz gezdirdim, öyle ya devir “iletişim çağı”…
Web sitesinde “genel müdürlük” bazlı haberler yer alıyor çokça, aktif “3” sosyal medya hesabınının son mesaj paylaşım tarihleri “23 Şubat”, bir aydır “kıpırdama” yok.
Vatandaş merak eder…
Güncel bilgi peşinde koşar.)
“Sel” konusunda şehrimiz de risk altında…
“Yeni normal” kapsamında ne tedbirler aldık, 2021’den sonra dersimize ne oranda çalıştık, surlarımızı güçlendirdik mi?
Bir diğer riskimiz “deprem”…
Kastamonu’daki fay durumunun “canlı” olmaması gerekçe gösterilerek “telaşa mahal olmadığı” yönünde bir hava esiyor.
İlimizi ilgilendiren bir açıklama Jeoloji Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Okan Tüysüz’den geldi…
Sosyal medya hesabından duyurdu, komşumuz Çorum’u da dahil ederek Kuzey Anadolu Fayı üzerindeki Amasya ve Merzifon için “depreme daima hazır olmalı” dedi, açıklamasının içinde Tosya’ya da vurgu var.
Kuzey Anadolu Fayı’nın Niksar’dan ayrılan “Taşova, Kargı ve Tosya” kolunun, ki bu ana kol, 1942 ve 1943 depremleri ile kırıldığına işaret ediyor ve ülkemizin diğer kesimleri gibi “Çorum, Amasya ve Merzifon” illerinin depremlere hazır olması gerektiğinin altını çiziyor…
Çorum, Kastamonu’ya bir kuş uçumu.
Felaket tellallığı değil bizim işimiz…
Doğru bilginin yayılması ile fikir sahibi olunmasına takviye.
“Yeni normal”…
Her tür felakette.
Not: “Aday adaylığı” yarışında ilimizde AK Parti açık ara önde, son başvurularla 2018’deki “31” sayısını yakaladı belki de geçti, kesin rakam açıklanmasa da MHP iki elin parmakları karasularına girdi, İYİ Parti’de başvuru şu an için “3” ama takvim sürüyor, CHP’de ise resmi olarak işittiğim “yek”…
Makas neden bu kadar açık?
“Parti içi demokrasi” vesaire, her partinin kendi bileceği iş, üyelerini bağlar…
Hariçten gazel okumanın alemi yok.
“Uzun hava” okunacak bir durum var ama…
“Aday adaylığı başvuru ücreti”.
“30 bin TL” başvuru ücreti alan parti var…
Üstelik “muhalefet” partisi.
Asgari ücretli bir vatandaşın aday adayı başvurusunda bulunabilmesi için yaklaşık 4 aylık maaşına dokunmadan parti kasasına yatırması lazım…
Senelik gelirinin üçte biri.
Siyaset “varsıl” işi olmuş…
“Yoksul” neylesin?
Aday olunması halindeki seçim harcamalarından geçtik…
Yoksulun önü henüz ilk adımda tıkalı.
“Emekçi” yurttaş “aday adayı” olmasın…
“Seçmen” olsa yeter.