Halit Bitkin,açıklamasında şunları söyledi: “Deniz Feneri Kastamonu Temsilciliği olarak bu yıl kurbanda bağışçılarımızın desteği ile Orta Afrika ülkesi Çad’ın başkentine 950 km uzaklıkta Sudan sınırında Abeche bölgesindeydik.8 günde,tamamı çöl ve müslüman olan bu bölgede kurbanlarımızı çölde yaşayan kardeşlerimize kestik ve 3060 aileden 15 bin ferde dağıtımını sağladık.Filistin için bağışlanan kurbanlarımızı kavurma yapıp ulaştırmaya çalışıyoruz. Veren ile alan arasında körü olurken Mazlumların,yoksulların dualarını ve selamlarını getirdik. Çad’da 220 ailemize gıda dağıtımı yaparken içinde derin su kuyusu olan bir mescidin temelini attık. Yapımı devam eden Çeçe Sultan Mescidi’nde de incelemelerde bulunduk. Kastamonu’da isederneğimize bağışlanan 240 payı tespitlerini yaptığımız ihtiyaç sahiplerine dağıtımı sağladık. Bayramı bayram yapan tüm bağışçılarımıza teşekkür ederiz. İşimiz sadece iyilik ve iyi ki varsınız” dedi.

13-5
Bitkin sözlerini şöyle sürdürdü: “Bağışçılarımızın emanetini en uç noktadaki ihtiyaç sahibi aileye ulaştırma derdindeyiz. Bu sene de yapmış olduğumuz çalışmaların neticesinde Çad'ın Abeşe bölgesine gitmeyi uygun bulduk. Abeşe bölgesi Çat'ın başkenti Encemine'ye 950 km uzaklığında tamamı çöl olan ve tamamı Müslüman olan bir coğrafya. Coğrafyada, özellikle Çat'ta diğer bölgelerine baktığımız zaman en mağdur bölgelerinden biri diyebileceğimiz bir bölge. Biraz da tabi ecdattan gelen bir iz vardı bu coğrafyada. Burası da bizi etkilemişti. Abdülmecid Efendi isminde 1800'lü yılların sonunda bir askerimiz gitmiş. Haliyle emperyalistlerle Afrikalıların mücadelesine destek vermek amacıyla gitmişler. Geri gelememiş. Daha sonra orada evlenmiş ve Abdülmecid Efendi'nin torunlarının torunlarıyla da beraberdik aynı zamanda. Sağ olsunlar, bizi de bir hayli seviyorlar, ilgi alaka gösterdiler. Kastamonu'daki kurban bağışçılarımızla gıda çalışması yaptık. Emanetlerini bu coğrafyadaki insanlara ulaştırdık. 150 büyükbaş hayvan, yine bunun yanında 15 küçükbaş hayvan kurban ettik. Dağıtımlarını gerçekleştirdik ve Kastamonu'ya tekrar geri döndük. Pergel misali, bir ayağımız burada sabit kalmak kaydıyla, diğer ayağımız mazlum coğrafyalarda, gönül coğrafyaları dediğimiz coğrafyalarda, ay yıldızlı bayrak altında insana yardım faaliyetlerinde bulunmaya devam ediyoruz. Tabii ki yaptığımız çalışmalar aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti devletimizin de itibarını yükseltme çalışmalardır. Abeşe Müslümanlarının Kastamonu'ya, Anadolu'ya selamlarını getirdik. Buradan da bağışçılarımızın selamlarını getirmiştik. Tabii ki bilmediğimiz dilden son derece güzel dualar aldık. Elektriğin olmadığı, suyun nadiren bulunduğu, çok uzaklarda bulunduğu bir coğrafya, etlerin rüzgarda, güneşte ince ince dilimlenerek kurutulup, dibeklerde dövüldüğü bir coğrafyada kurbanlarımızı eda ettik ve geri döndük. 5 bin kişiye, 150 büyükbaş, 15 de küçükbaş olmak üzere takribi 5 bin kişiye kurban eti ulaştırmış olduk Kastamonu olarak. Yine az önce de bahsettiğim gibi pergel misali derken Kastamonu'da da, Kastamonu'daki bağışçılarımızın emanetleriyle burada da 240 aileye kurban eti ulaştırdık bu bayramda. Rabbim bağışçılarımızdan Allah razı olsun. Bize inanan, güvenen herkese teşekkür ediyoruz. Bizler onların hayırlarının aracısıyız. Derdimiz,  gönül coğrafyasındaki insanlarımızın yüzünde tebessüm oluşturabilmek, gönlüne girebilmek. Bir Türkiye’li olarak, bir Müslüman olarak, bir Anadolu insanı olarak ki bizler bekleniyoruz coğrafyada. Beklenen tek milletiz zaten bu anlamda. Bu vesileyle her bir bağışçımıza da sizler vesilesiyle ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Allah kabul etsin.” 


“Burayı ziyaret ettiniz, sizi gördüklerinde oradaki vatandaşların tepkisi ne oluyor?Nasıl bir tepkiyle karşılaşıyorsunuz?” sorusunu da cevaplayan Halit Bilgin şöyle konuştu:“Bahsettiğim gibi tabii ki beyaz adamsınız, bir beklenen var. Bu beklenen insanlar sadece Türkler. Dünyanın diğer milletlerindeki insanları pek görmedik. Avrupa'dan gelen Türkler vardı yine. Ama diğer milletlerden insanlar yoktu. Bizim hassasiyetimizde olan insanlar ne yazık ki dünyanın diğer bölgelerinde pek yok bu hassasiyet. Türkler de var, dolayısıyla beklenen insanlar da Türkler. Karşılaştığınız zaman, evet yine geleceğinizi biliyorduk, yine geldiniz, yine bizi bırakmadınız şeklinde gayet güzel sözler duyuyoruz. Bu vesileyle bekleniyoruz. Arkadaşlar bunun adı Loh. Medreselerde çocukların ezber tahtası. Bunları yazıyorlar, ezberliyor. Ezberledikten sonra bu siliniyor. Tekrar yazıyor, tekrar ezberleniyor. Bu şekilde medreselerdeki din eğitimi devam ediyor.” 
(Haber: Cengiz Muhziroğlu)

Muhabir: Cengiz Muhziroğlu