Döre, "İşçinin iş yerinde dedikodu yapması, iş arkadaşlarına iftira atmaları, ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davranışlar olarak kabul edilmekte ve İş Kanunu kapsamında işverenin haklı bir nedene sahip olduğunu göstermektedir." dedi.
Ayrıca, Avukat Döre işverenin bu tür bir haklı nedenle işten çıkarması durumunda, işçinin tazminat alamayacağını ve işsizlik ödeneğine hak kazanamayacağını da vurguladı. Döre, "4857 sayılı İş Kanunu, hem işçiler hem de işverenler için haklı nedenle fesih sebeplerini düzenlemektedir. İşverenin haklı nedenle fesih hakkı başlıklı 25. madde, farklı senaryolara işaret etmektedir. Madde 2'nde ise 'ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan davranışlar ve benzerleri' ifadesi yer almakta, bu nedenle her durumun somut koşulları dikkate alınmalıdır." şeklinde açıklamalarda bulundu.
Yargıtay'ın yakın tarihli bir kararına da değinen Döre, işçinin iş yerinde dedikodu yapmasının ve mesai arkadaşlarına iftira atmasının haklı bir nedene dayalı işten çıkarılmasına yol açtığını belirtti. Döre, Yargıtay'ın kararında sadece fazla mesai ücreti talebinin kabul edildiğini, ihtar ve kıdem tazminatı taleplerinin reddedildiğini vurgulayarak, bu tür davranışların işverenin haklı nedenle işten çıkarılmasına yol açabileceğini gösterdi. İş Kanunu'na göre, işveren tarafından haklı nedenle işten çıkarılan işçinin tazminat alamayacağını ve işsizlik ödeneği talebinde bulunamayacağını hatırlattı.
"AMİRİN YALAKASI"
Döre ayrıca, "Amirin yalakası" gibi ifadelerin de haklı bir nedenle işten çıkarılma sebebi olarak kabul edildiğini sözlerine ekledi. Yargıtay'ın benzer kararlarının sayısının artabileceğini belirten Döre, işçilerin iş yerinde dedikodu yapmaları, mesai arkadaşlarına iftira atmaları veya ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davranışlarda bulunmalarının, İş Kanunu çerçevesinde işverenin haklı nedenle işten çıkarması için bir sebep olabileceğini ifade etti.