“Kafayı boşaltmak lazım bazen”, işi tıkırında varsıllar tatil merkezlerine uçarak yapıyor bu hayırlı işi, bizim gibiler ise toplumun kucağında bir kovuk bularak...
Kafa yorgonluğunun en sağlam ve kesin tedavisi toplumdan aldığını topluma vereceğin güzergahlarda durmadan, dinlenmeden, nefes nefese koşmaktır.
Kemirgenlerden ancak bu sayede kurtulursun...
Yararlı bakteriler zararlıların canına okur.
Toplumdan aldığı bir dal parçasını orman haline getirmeden yalan dünyadan göçenin vay haline...
Mezarının tepesinde ot bitmez.
Adı kalsa kalsa mezar taşında kalır...
Onu da yağmur siler, kar örter, çamur kaplar.
Toplum sayesinde okuduk, meslek tuttuk, çorbamızı kaynattık...
Aldığından fazlasını geri vermeyene yazık.
Hemşerimiz Rıfat Ilgaz’ın mısralarını zihnine kazımayana eyvah...
“Kaldır başını kan uykulardan
Böyle yürek böyle atardamar
Atmaz olsun
Ses ol ışık ol yumruk ol
Karayeller başına indirmeden çatını
Sel suları bastığın toprağı dönüm dönüm
Alıp götürmeden büyük denizlere
Çabuk ol”
Toplumdan aldığın nefesi toplum yararına fırtına gücünde dayanışmaya çeviremiyorsan...
Yaşayan ölülerdensin.
(Cumartesiyi getirecek karanlık gecede yol eyledik Bolu’ya...
ÇYDD üyesi eşim ve iki günüllü/bursiyer üniversite öğrencimizle.
Yolu yarıladıktan sonra gün ışımaya başladı...
Fikirleri asla ölmeyecek Türkan Saylan’ın 89’uncu doğum günü kutlu olsun.
Aralık olsa ne yazar...
Türkan Saylan’ın kardelenleri mevsim mi tanır.
Ayazlarda açar asıl...
Zor zamanların çiçeğidir kardelen.
Batı Karadeniz illerinden gelen ÇYDD gönüllüleri ile omuz omuza verdiğimiz kahvaltı sofrası...
Kardeş sofralarından sorun beni.
Bir derdimiz var, Türkiye’mizin istiklal ve istikbali, Gazi Mustafa Kemal Atatürk bakiyesi asla heder olmayacak...
Çaremiz ÇYDD.
Varsın senin çaren de başka olsun...
Derdimiz ortak olsun ama.
Payımız farklı olsa da...
Paydamız aynı olsun.
1999 Düzce Depremi’nde, çadır içinde, bir çanta evrak ile kurulan ÇYDD Bolu Şubesi’nin faaliyetlerini dinledikçe...
“Eğer ki Kastamonu bir tuğla üzerine çıkamazsa yazık bu canda atan kalbe” dedim.
Hayat, gündelik meşgalenin ötesinde, “dayanışma” mahallesinde...
O mahalleye bir kulübe yapamamışsan vah sana, bana, ona.
ÇYDD “Düzce, Karadeniz Ereğli, Sakarya, Zonguldak” şubeleri...
Batı Karadeniz’de dayanışmanın, medeniyetin, toplumsal emeğin kaleleri.
Yıkılmaz kaleler...
Surları irade, sabır ve gönülden.)
(Pazar sabahı...
ÇYDD Kastamonu Şubesi kahvaltı toplantısı.
Gönüllü sıcaklığı ile ısınan salon...
En güçlü ısı kimi zaman üşümektir.
ÇYDD Kastamonu Şubesi Başkanı Emin Arık öğretmenimize Bolu’dan getirdiğim selamları ilettim...
“Siz bir kahramansınız” dedim, “Yükseköğrenim için Kastamonu’ya gelen gençlerin de Kastamonulu ilk-orta-lise öğrencilerinin de çatısısınız, güvencesisiniz, yüreğisiniz” dedim.
Ekmeği bölüştük, peyniri bölüştük, zeytini bölüştük...
Öğrencilerimizin gülücüklerini bölüştük.
“Gülensurat” gençlerimiz...
O yüzlere keder oturursa yazık bize.
Bir çocuk dahi yurtsuz, yemeksiz, deftersiz kalırsa...
Yazık bize.
“Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacak”...
“Kardelen” sözü.)