Sezon öncesi iyi bir hazırlık dönemi geçirdiklerini ifade eden genç teknik adam, bu sezon sürekli topa sahip olan, üretmeye çalışan, gol arayan, izleyenlere keyif veren ve camiayı heyecanlandıracak bir oyun anlayışı benimseyeceklerini söyledi.
Fethiyespor’un genç ve dinamik bir takım olduğunu dile getiren Adem Çağlayan, “Dinamik, sürekli koşan, temposu yüksek bir takımla oynayacağız. 4-1-4-1 gibi bir oyun anlayışları var. Ama biz oynayabilecekleri diğer sistemler üzerinde de çalışmalarımızı yapıyoruz. Oyun içinde yapacakları hamlelere karşı da önlemimizi aldık” dedi.
“GALİBİYETLE BAŞLAMAK İSTİYORUZ"
GMG Kastamonuspor Teknik Direktörü Adem Çağlayan’ın açıklamaları şöyle:
“Sezona hazırız. Hiçbir bahanemiz yok. 40 gündür antrenman yapıyoruz. Planlamamızda o yöndeydi. Hafta sonu oynayacağımız Fethiyespor maçını bekliyoruz. Fethiyespor’un yaptığı transferleri biliyoruz. Kampta oynadıkları 2 tane hazırlık maçını takip ettirdik. Bizim için zor bir maç olacak. Dinamik, sürekli koşan, temposu yüksek bir takımla oynayacağız. 4-1-4-1 gibi bir oyun anlayışları var. Ama biz oynayabilecekleri diğer sistemler üzerinde de çalışmalarımızı yapıyoruz. Oyun içinde yapacakları hamlelere karşı da önlemimizi aldık. Bu liglerde artık kolay maç diye tabir edeceğimiz maçlar kalmadı. Çünkü artık her takımın oyun felsefesi ve anlayışı var. İnşallah ilk maçımızı galibiyetle başlamak istiyoruz. Bizim için önemli olan sahaya yansıtacağımız oyun planı olacak. Bizim sahaya ne koyacağımız, ne oynayacağımız daha önemli.”
“SEYİR ZEVKİ YÜKSEK BİR TAKIM OLMAK İSTİYORUZ”
“Kastamonuspor sürekli topa sahip olan, üretmeye çalışan, gol arayan, izleyenlere keyif veren ve camiayı işin içine sokacak, heyecanlandıracak bir oyun anlayışı benimsemek istiyoruz. Çünkü şampiyonluğa oynayan takımların ofansif bir anlayışa sahip olması gerektiğini biliyoruz. Ama bu ezbere bir hücum anlayışı olmayacak. İşin savunma yönünde de oldukça iyi bir takım izletmek istiyoruz. Topu kaptırdığı yerde baskılarla çok kısa bir sürede kazanmaya çalışan, seyir zevki yüksek bir takım olmak istiyoruz.” (Serkan HORUZ)
