Yunan Sahil Güvenlik botu kara sularımızı ihlal etmekle kalmıyor, kıyıya kadar geliyor. Datça'da karaya bile çıkıyorlar. İhlal olayı 2 kez gerçekleşiyor. İlki Bodrum Akyarlar'da 2. si Datça'da. Balıkçılarımıza ateş açmaları yetmedi, şimdi bir de bu çıktı.
Güvenliğimiz için son derece önemli olan bu olay basında küçük başlıklarla yeraldı, fazla da önemsenmedi.
Bana göre son derece önemli.
Adamlar bir gece ansızın değil, gündüz hemde 2 kez burnumuzun dibine kadar gelme cüreti gösterebiliyor.
Yürek mi yemişler? Nereden alıyorlar bu cesareti?
Yetkililerin açıklaması şöyleydi:
20 Eylül 2024 tarihinde, bazı medya kuruluşları ile sosyal medya hesaplarından “Yunan Sahil Güvenlik botu ile içerisinde 1 şahıs bulunan süratli bir bot arasında kovalamaca yaşandığı ve bu kovalamaca esnasında Yunan Sahil Güvenlik botunun karasularımızı ihlal ettiği” şeklinde birtakım haber ve görüntü kayıtları paylaşılmıştır. Konuya ilişkin bilgiler aşağıda yer almaktadır:20 Eylül 2024 tarihinde, 112 Acil Çağrı Merkezinden “Bodrum Akyarlar Meteor Koyu’nda bir lastik botun karaya çıktığı ve 1 şahsın ormanlık alana kaçtığı” ihbarının alınması üzerine olay yerine derhal 2 Sahil Güvenlik Botu (KB-35, KB-114) sevk edilmiş ve ihbar Bodrum İlçe Jandarma Komutanlığı’na iletilmiştir. Görevlendirilen Sahil Güvenlik unsurlarımız olay mahalline derhal intikal etmiş, Yunan Sahil Güvenlik unsurunun süratle kendi karasularına döndüğü tespit edilmiştir. Ormanlık alana kaçan ve göçmen kaçakçısı olduğu değerlendirilen şahsı bulmak maksadıyla başlatılan arama çalışmalarına devam edilmektedir."
Askeri literatürde "Misliyle Mukabele" diye bir kavram var.
Adam senin sınırını deliyor! Bunun affı yok.
Kıyılarımız güvenli değil mi? sorusunu sormak zorunda kalıyoruz.
Bizimkiler Yunan makamlarıyla görüşmüşler, rahatsızlığımızı iletmişler. Onlarda "Soruşturma açtık sonucu size bildireceğiz. Bir daha olmaz" demişler.
Biz ne yaptık? "Neden gòrmedik, neden uyuduk" diye soruşturma açtık mı acaba?
Yunanistana sert bir dille, "Bir daha olursa, affetmez, havaya uçururuz" dedik mi? Orasını bilmiyorum.
Rumları ve Yunanlıları az çok tanırım. O ihlali yapan Sahil Güvenlik personelini çoktan kahraman ilan etmişlerdir. Madalya bile takmışlardır.
16 ay Askerlik yaptım.
Kıbrısta, sınırda 193. Dönem Komando Asteğmen olarak vatani görevini yapmış, bu ülkenin bir ferdi olarak, bu olay beni derinden etkiledi.
KKTC de sınırda Rum çapulcusunun bayrağımıza uzanan kirli elini hatırlarsınız. Mehmetçik anında vurup indirmişti. Sınır ihlallerinde ve bayrağımıza el uzatıldığında vur emri vardır.
Sınır namustur anlayışıyla, kelle koltukta sabahlara kadar sınır boylarında devriye gezmiştim. Sorumluluğumdaki sınır hattında Rumların yüzlerce sınır geçme girişimleri oldu. Hiç biri başarılı olmadı.
Şu anda da Mehmetçiğimiz zor şartlarda sınır boylarında görev yapıyor. Sınır ötesi operasyonlar yapıyoruz. Sorun bakalım o yiğitlere bu olay hakkında neler şöyleyecekler size. Bu vatan için canını veren, şehit olan kahramanlarımızın kemiklerini sızlatmayalım.
Askere giderken boyun omurlarımdan ameliyatlı olduğum için "askerliğe elverişli değildir" raporu vermek istediler. Kabul etmedim. Paralı değil, kısa dönem değil, uzun dönem şerefimle vatani görevimi ifa ettim.
Kolordu komutanı'ndan ödüllerim var. Askeri arşivlerde bunlar kayıtlı. Ayrıca, eylem yapan Rum'ların sınır ihlallerini engellediğim için Rahmetli Rauf Denktaş'ın takdir ve teşekkürlerine mazhar olmuştum.
Anılar tabii ki gurur veriyor.
Amacım kendimi övmek değil, vatan savunmasının ciddiyetini anlatmak.
Yunanistan'ın bu ihlalinin affedilir yani yok.
Umarım, devamı gelmez. Gelirse de en ağır karşılığı vermeliyiz.
Hatırlatmakta yarar var.
"SINIR NAMUSTUR"