“Kastamonu Üniversitesi Diş Hekimliği Uygulama ve Araştırma Hastanesi” ihaleye çıktı, 5 Eylül’de ihale yapılacak, yer tesliminden sonra 720 günde de teslim…
“Kastamonu bölgesinin sağlık merkezi” işte böyle böyle olacak.
Toplam 15 bin 905 metrekare alan…
Bodrum, zemin ve 3 kat.
Diş Hekimliği Fakültesi geçtiğimiz yıl Mart ayında kurulmuştu…
Bu yıl Haziran ayından itibaren yürüyen süreç sonuçta “Kastamonu Üniversitesi Diş Hekimliği Uygulama ve Araştırma Hastanesi” ihaleye çıktı.
Böylece 16 yıllık hayal gerçek oluyor…
Diş Hekimliği Fakültesi hayali 2007’ye uzanıyor.
Hacettepe Üniversitesi bünyesinde kurulan Kastamonu Tıp Fakültesi’nin 2007 yılındaki vizyonunda diş hekimliği fakültesi vardı…
Günümüze nasip oldu.
“Eczacılık Fakültesi” de var o günkü programlamada…
Günümüzde gerek kalıp kalmadığı elbette üniversite yönetiminin karar vereceği bir konu.
Rektör Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal şahsında Kastamonu Üniversitesi’ni ihaleye çıktığı yatırım dolayısıyla kutlamak elzem…
Hükümeti de elbette.
Bölgesinin sağlık merkezi olacak Kastamonu…
Adım adım.
Dr. Eski’den bir kaynak kitap daha
Dr. Mustafa Eski bir kıymetli kitabını daha Kastamonu kütüphanesine kazandırdı…
Raftaki mevcutlara bakınca, “Dr. Eski küllüyatı”, tüm heybetiyle üst üste göz alıyor.
“Ord. Prof. İsmail Hakkı Uzunçarşılı’nın Kastamonu Günleri (1921-1922)...
Yeni kitabının ismi.
“Türkiye Cumhuriyeti’nin Kuruluşunun 100. Yılına Armağan”…
Kapağına düşülen not.
“Giriş”, “Açıksöz’deki Yazılar”, “Doğu Dergisi’ndeki Yazılar”, “Şiirler” halinde dört bölüm halinde düzenlenmiş kitap…
Her bölüm yol açıcı.
İsmail Hakkı Uzunçarşılı 1921 yılında Kastamonu Sultanisi’ne atandı ve 14 ay Kastamonu’da kaldı…
Kısa süreye karşın Açıksöz gazetesinde en çok yazı yazan öğretmenlerden biri oldu.
Kitabın “İçindekiler” kısmını açar açmaz ilk dikkatimi çeken “Mevlana Nasrullah ve Nasrullah Camisi” yazısı oldu…
Bir nefeste okudum.
Uzun bir soluk daha aldım…
Kitabın tamamına niyet ettim.
Kastamonu ve ülke tarihinin en ateşten günlerini öğrenmek isterseniz…
Muhakkak okuyun bu kıymetli kitabı.
Dr. Eski…
Kalben şükran.
Dolma biber kızartmasına eleştiri var
Kıymetli hemşerimiz Ahmet Mekereci yolda çevirdi, Edip Nazlı’nın “dolma biber kızartması” tarifine itiraz etti, “dolma biber sapı ile kızartılır” dedi…
Kritik bir eleştiri.
Mekereci, Nazlı’nın biber dolma kızartması üzerine koyduğu “domates-sarımsak” sosuna da karşı gerçi, “her şeye karşı”…
“Dolma biber kızartmasının üzerine “sarımsaklı yoğurt” konur fikrinde.
“Eskiden kıl (sivri biber) yoktu memlekette, annem dolma biber kızartması yapardı” diye tarihi derinlik verdi Mekereci…
Sözlü tarih.
Baki Aydemir de Nazlı’ya karşı…
“Domates 5 şak olmaz” eleştirisini yöneltti ve “Otorite olarak Ahmet Mekereci’yi kabul ederim” dedi.
Nazlı ağız değiştirdi…
“Ben 5 şak demedim, 6 şak dedim, sen yanlış yazmışsın, zaten domates geometrik olarak 5 şak olmaz” diyerek çark etti.
Dolma biber kızartması önemli bir gündem maddesi olma özelliğini koruyor…
Sap kopartılmalı mı kopartılmamalı mı, sos nasıl olacak, hangi ekmek eşlik edecek yanında?