Yeni eğitim-öğretim yılı başladı, Türkiye’nin hedefi dünyanın her filmde başrol aktörlerinden olabilmek, bu hedefin kaldıracı ve payandası ise “eğitim” ve “öğretim”…
Mevcut sistem ile bu hedefe varabilmek olası mı?
Elinizi vicdanınıza koyun, gözlerinizi ufka dikin, aklınızı başınızı alın ve cevap verin…
Amerika’yı, Rusya’yı, Çin’i ve sair ülkeleri bugünkü eğitim-öğretim rotamız ile geçmemiz mümkün mü?
Uzay çağındayız…
Eğitim ve öğretim çıkınımızı hangi çağda bıraktık?
Tüm hedefini “üniversite giriş sınavı” olarak koyan bir sistem ile hangi uzaya gemi indirebiliriz?..
Olsa olsa çağlar denizinde “geri” gideriz.
İleri vitesi olmayan bir taşıt altımızdaki…
Geri görüş aynalarımız da yok üstüne üstlük.
Hedef olarak konulan ve adeta kutsanan üniversitelerimizin ise hali ortada…
Dünya liginde Türk üniversiteleri “yok” desem vallahi yalan konuşmamış olurum.
Ezbere dayalı eğitim…
Ancak geçmişin bilgilerini zihne taşır.
Oysa…
Geleceğe ilişkin bilgi üretmemiz lazım ki, o da mevcut eğitim ve öğretim sistemimizde yok, illa kaset hep geri sarıyor.
(Maarif il müdürünün yeni eğitim-öğretim yılı mesajını okudum kurumun web sitesinde…
Allah rızası için bir kez “Gazi Mustafa Kemal Atatürk” düşeydi dilinden.
Demiyor…
Başöğretmen kimdir bilmiyor mu?
Madem, mesajda “başöğretmen” yok, ne diye Cumhuriyet Meydanı’ndaki Atatürk ve Şehit Şerife Bacı Anıtı’na çelenk koyarsınız, bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?..
Samimiyet neresinde bunun?)
Not: Her liselere giriş sınavı sonrasında…
Şehir dışındaki yüksek puanlı okulları tutturan öğrencilerin hikayelerini dinlerim.
Çoğunluğu “yurt” sıkıntısı nedeniyle, il dışındaki okullara kayıt hakkı kazandıkları halde, kayıt yaptırmaz...
Her yıl aynı senaryo.
Çocuk ister…
Veli naçar kalır.
Çocuk büyük bir fırsatı kaçırdığını düşündükçe…
Veli daha bir dertlenir.
Etrafınızı dinleyin…
Siz de şahit olacaksınız.
Dar gelirli için çare yoktur…
Bol gelirli için her yol otoban.
Geçtiğimiz LGS’de kaç öğrenci il dışı puan tutturdu?..
Kaç öğrenci kayıt yaptırdı?
Kaçı imkansızlık dolayısıyla kayıt yaptıramadı?..
Kaç çocuğun kalbi kırık?
Maarif müdürlüğünün bu yönde bir duygusallık taşıdığını zaten düşünmüyorum…
Kalan sağlar onun.
Dertlenecek olan Kastamonu sivil toplumudur…
İl dışını kazanan lise öğrencilerine keşke barınma konusunda sivil bir imece sağlanabilse.
Bir dünya vakıf ve dernek, hayırsever, ve sair var…
Keşke elinden tutabilseler gurbetçi liselilerin.
Not 2: Kastamonu Ticaret Borsası Başkanı Serdar İzbeli medreseye geldi, elinde bir çıkın, açtı ağzını…
Dostlar toplandı.
İl dışından gelen safran soğanlarını bir güzel dağıttı…
Safrandan daha “yükte hafif-pahada ağır” ne var?
Sıraya girdim…
Tuttu bana bir tüp defne fidanı verdi.
Safran ne?..
Defne ne?
Önceki gelişinde de “kabak” fidanı vermişti…
“Süs kabağı” üstüne üstlük.
Para ederi ne?..
Göze değer.
Defne dikeceğim Kastamonu’nun ortasına…
“İnovasyon”.