Tarım Bakanlığı’nın üreticilere yol göstermediğini tarımda ve üretimde sürdürülebilirliği sağlayamadığını ifade eden Karabacak, “Türkiye gibi büyük bir tarım potansiyeline sahip ülkede, ne yazık ki çiftçimiz üreticimiz yalnız bırakılmış durumda” dedi.
“BİN LİRAYLA BUZAĞI DESTEĞİ Mİ OLUR?”
Devrekani’nin hayvancılık sektöründe Kastamonu’nun ve Karadeniz bölgesinin en önemli merkezlerinden olduğunu dile getiren Karabacak, “Burada damızlık hayvanlarımız var. Üreticimiz gece gündüz, bayram seyran demiyor çalışıyor. Bir büyükbaş hayvanın yetişmesi için en az 240 gün bakım gerekiyor. Yem, ahır ve veteriner giderlerinin sürekli arttırıyor. Yetkililer ‘sorun yok’ diyorlar. Ama üretici hayvanını kesime veriyor peşinde kilo başına 360 lira alıyor. Bu rakam ödeme 15 gün sonra olursa 365 liraya, 1 ay sonra olursa 370 liraya yükseliyor. Ama tezgahta etin fiyatı neredeyse 2’ye katlanıyor. Rafta eti alan vatandaş eti pahalıya aldığını söylüyor. Üretici de ‘Ben bu hayvanlara bakıyorum. Besliyorum. Kesime götürüyorum. Para kazanamıyorum. Kesimhaneden sonra fiyat artışı başlıyor ama bu bize yansımıyor ’ diyor. Doğal olarak buradaki asıl sorun önce yem fiyatlarının yüksek olması. Ahır giderleri arttı. Veteriner gideri var, aşı var. Bayramınız yok, seyranınız yok. Hep çalışmak zorunda kalıyorsunuz. Yapılan iş kolay değil. Sözde buzağı desteği veriyorlar. Oda buzağı başı 1000 lira. Destek dedikleri 2 torba yem etmiyor. 2 torba yemle destek mi olur?” diye konuştu.
“SÜT ÜRETİCİSİ PARA KAZANAMAZSA HAYVANINI KESİME VERİYOR”
CHP İl Başkanı Dilek İlke Karabacak’ın açıklamaları şöyle: “Ulusal Süt Konseyi çiğ sütün litre fiyatını 14 lira 65 kuruş olarak belirledi. Ancak üretici sütünü 13 lira 50 kuruştan, 13 lira 60 kuruştan satıyor. Belirlenen fiyatın altında da süt alımının yolu hala açık. Süt üreticiliği yapan para kazanmazsa hayvanını kesime veriyor.”
“ÇARE YOK DEĞİL, ÇARE VAR”
“Türkiye et sorununu da etten mamul ürün sorununa da kendi kendine çözüm bulabilir. Çare yok değil. Çare var. Tüm çiftçilerimize, tüm üreticilerimize söylüyoruz. ‘Sesinizi duyuyoruz, hak veriyoruz. Derdinizi görüyoruz. Ama var bir çaresi, onunda adı Cumhuriyet Halk Partisi’ diyoruz. Bu duygu ve düşüncelerle sözlerimi bitirirken çiftçilerimizi, üreticilerimizi, Devrekani’yi, Kastamonu’yu Cumhuriyet Halk Partisi’nin iktidar yürüyüşüne omuz vermeye, bizimle birlikte mücadele etmeye davet ediyorum.”