Değerli Silah ve Mesai Arkadaşlarım, Bugün, 109 yıl önce Sarıkamış Harekâtı’nda kutsal değerleri uğruna canlarını feda eden aziz şehitlerimizi rahmet, minnet ve şükranla yâd ediyoruz.
Sarıkamış Harekâtı; vatan aşkının ateşiyle yanan sinesini, keskin ayaza siper eden, gökten kurşun gibi yağan karı, kendisine kefen edinen ve vatana adanmışlık abidesi olarak tarihe geçen fedakâr Mehmetçik’in ölümsüz destanıdır.
Kahraman Türk askerinin eşsiz vatan sevgisi ve üstün disiplin anlayışıyla zorluklara ve yokluklara tahammülünün simgesi olan Sarıkamış Harekâtı, asil Türk milletinin millî ve manevi değerlerini korumak için neleri göze alabileceğini de en açık şekilde göstermiştir. Sarıkamış’ta ebediyete yürüyen aziz şehitlerimiz; vatan sevgimizin, birlik ve beraberliğimizin, millî bilincimizi oluşturan temel değerlerin ve şanlı geçmişimizle aramızdaki güçlü bağın en önemli sembolleridir. Onların göğüslerini siper ederek yazdığı kahramanlık destanı, hiçbir zaman unutulmayacak, asil milletimizin vicdanında ve hafızasında sonsuza dek yaşayacaktır.
Sarıkamış Harekâtı ayrıca, başta harp prensipleri ile muharebe sevk ve idaresi olmak üzere askerî açıdan da üzerinde önemle durulması ve ders alınması gereken önemli bir tarihî hadisedir. Bu kapsamda şanlı Türk ordusu, vatanımızı korumak için geçmişte nasıl ki her türlü fedakârlığı göze almışsa, bugün de atalarımızdan aldığı ilhamla ve tarihten aldığı ibret ve tecrübeyle, ülkemize yönelecek tehdit ve tehlikeleri bertaraf etmek, asil milletimizin hak ve menfaatlerini korumak için gece gündüz demeden mücadelesini sürdürmektedir. Bu vesileyle;
Mete Han’dan Sultan Alparslan’a, Fatih Sultan Mehmet’ten Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ve bugüne kadarki tüm devlet büyüklerimizi ve komutanlarımızı saygıyla anıyorum.
Başta Sarıkamış şehitlerimiz olmak üzere tüm şehitlerimizi ve ebediyete irtihal eden kahraman gazilerimizi rahmet ve minnetle yâd ediyor, Gazilerimize, şehit ve gazilerimizin kıymetli ailelerine saygı ve şükranlarımı sunuyorum.