MHP İl Başkanlığı’nca, Kastamonu Merkez ve Köy muhtarlarına yönelik 28. Dönem MHP Milletvekili aday tanıtım toplantısı gerçekleştirildi.
Toplantıya Kastamonu Belediye Başkanı Rahmi Galip Vidinlioğlu, MHP İl Başkanı Emre Şahin, MHP MYK Üyesi Yüksel Aydın, Merkez İlçe Başkanı Hüseyin Kapulu, İGM Üyeleri, MHP 1. ve 2. Sıra Milletvekili adayları Emin Çınar ve Alperen Özmen, Muhtar dernek başkanları, Merkez ve köy muhtarları katıldı.
Açılış konuşması yapan MHP İl Başkanı Emre Şahin, toplantıya katılım sağlayan herkese teşekkür etti.
Toplantıda konuşan MHP MYK Üyesi Yüksel Aydın, seçimlere kısa bir süre kaldığını ifade ederek: “Tabiri caizse köprüden önceki son çıkış. Milliyetçi Hareket Partisi yaklaşık iki yıldır sahalarda. Derdimizi anlatmaya çalışıyoruz 2023’ü anlatmaya çalışıyoruz, Cumhuriyet’in yüzüncü yılını ifade etmeye çalışıyoruz. Çünkü yüz yıl Devletlerin kuruluşunda çok önemlidir. Hep ifade etmişimdir cennet mekanı Abdülhamit Han hep yüz yıl dermiş, yüz yılda devletler ya çıkışını sürdürür ya da çöküş sürecine başlar. Bu tarihsel olarak böyle bir gerçek. Dolayısıyla cumhuriyetimizin yüzüncü yılını şereflendirecek seçim 14 Mayıs’ta önümüze geliyor. Onun için çok dikkat etmemiz lazım. Beka meselesi diyoruz. Niye beka meselesi? Türkiye Cumhuriyeti Devleti yüz yıldır büyük badirelerle uğraşıyor. Cuntalar ile kalkışmalarla uğraşıyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti 1920’de kurduğu cumhuriyeti yani Çanakkale’de verdiği mücadeleyi, Galiçya’da verdiği mücadeleyi muhatapları hiç unutmadı. Kuyruk acıları var, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni sömürge yapmak için her dönem denediler ama bugüne kadar geldik Allah’a hamdolsun. Dolayısıyla en son denemelerini 15 Temmuz 2016’da o Pensilvanya’daki iblis vasıtasıyla yaptılar. Milletimiz yine direndi. Yine cansiparane bir mücadeleyle 15 Temmuz 2016 belasını savuşturduk. Yetmedi. Amerika’nın cumhurbaşkanı adayıydı o zaman. Biden dedi ki bu ‘Tayyip Erdoğan’ı cuntayla deviremedik. ama normal yollarla muhalefetle devireceğiz’ ifadesini herhalde izlemeyeniz yoktur. diyeceksiniz ki Amerika ne alaka? Evet. Türkiye Cumhuriyeti Devleti öyle bir coğrafyada ki stratejik olarak Osmanlı İmparatorluğu 24 milyon kilometrekareye hükmetmiş ama küçüle küçüle Osmanlı yedi 786 bin kilometrekareye sıkışmış kalmışız. Az önce de ifade ettiğim gibi öyle bir coğrafyadayız ki gözü olmayan yok Asya’yı, Avrupa’ya bağlıyor, tüm emperyalist güçlerin gözü üzerimizde. Dolayısıyla bu seçimin anlamını ifade etme adına bunları sizlerle paylaşıyorum. 15 Temmuz’da yapamadıklarını tabiri caizse Biden efendimiz söylediği gibi muhalefeti birleştirerek sonuç alacaklar. Yani Tayyip Erdoğan’ı devirecekler. Tayyip Erdoğan’ı kim istemiyor? Amerika, Avrupa, Emperyalist güçler istemiyor. Niye? Türkiye son 10 yılda savunma sanayinde yüzde 20’lerden yüzde 90’lara geldi. Türkiye’de 40 yıldır bizi uğraştıran PKK terör örgütü çöktü. Yani Türk devletinin sınırları içerisinde iki elin parmakları kadar sayılı terörist kaldı. Artık farkındaysanız analar ağlamıyor. Anası ağlayanlar, anası perişan olanlar o dağdakiler, o namussuzlar, o şerefsizler, o FETÖ’cüler. Her gün şehit haberi gelirdi. Bu memleket şehit kanlarıyla sulanmış… Kendi köyüme giderken bile 3 tane bayrak var. Şimdi o Biden’ı toparladığı muhalefet o küresel emperyalistlerin toparladığı muhalefet FETÖ’cüsünden, PKK’lısına, bütün sol fraksiyonlar bir oldular, 15 Temmuz 2016’da yapamadıklarını sözüm ona 14 Mayıs’ta vatandaşlarımızın oylarıyla yapacaklar. Bunlar Türk milletini tanımıyor. Bunlar Türk milletinin ferasetini bilmiyor. Bunlar Türk milletinin fedakarlığını bilmiyor, bunlar Türk milletinin can feda mücadelesini bilmiyor” dedi.
Millet İttifakı’nı eleştiren Aydın: “6’lı masa, 8’li, 9’lu masa oldu. Yetmedi, devam ediyor. Ortaklarına bir bakın. Ortağı HDP, ortağı FETÖ, ortağı küresel emperyalistle, onlarla beraber bu ülkeyi ele geçirmeye çalışıyorlar. Bunu anlayın, bu oy meselesi değil. Biz burada Milliyetçi Hareket Partisi’ne oy talebi için sizlerle beraber olmadık. Biz 5 yıldır Cumhur İttifakıyız. Allah aşkına, bir gün Milliyetçi Hareket Partisi’nin ağzından bakanlık, bürokrat, milletvekilliği, belediye talebi oldu mu? Biz diyoruz ki siz vatandaşlarımız huzurlu, güvenli olun, terör belalarından kurtulalım. Ülkemizin güvenliği sıkıntıda olmasın, başka hiçbir talebimiz yok ama gelin görün ki karşımızdaki güruh oy almak için her enstrümanı kullanıyor. Az önce PKK’dan bahsettim. HDP dediğimiz siyasi parti mecliste PKK’nın alt ağzıdır. Geçen gün açıkladılar ‘Oyumuz Kılıçdaroğlu’na’ diyorlar. Sayın Kılıçdaroğlu Kastamonu’dan, Şehitler diyarından sana sesleniyoruz. Alacağım bu oylar burnundan fitil fitil gelecek haberin olsun. Bu millet evladını şehit edene, evladını katledene, polisini katledenle, askerini katledenle, beraber olana oy vermez, ona müsaade etmez, haberin olsun” ifadesini kullandı.
İYİ Parti’nin milletvekili adayını uyaran Aydın: “İP’in il milletvekili adayı, ateşle oynuyorsun ateşle. Kastamonu’da ateşle oynama, bizim başımızı sıkıntıya sokma, huzursuzluk yapma. Milletvekili olabilmek için yaptığı manevraları, filmleri, tezgâhları biliyoruz. Onun buradan İP’in milletvekili adayını uyarıyorum. Biz 14 Mayıs’tan sonra da bir ve beraber yaşayacağız. Buranın huzurunu bozmanın kimsenin hakkı yok. Cumhuriyet Halk Partisi’nin adayını çok ciddiye almıyoruz. Niye ciddiye almıyoruz? Yukarıdakilerin yaptığı belli, kendi de örgütçüdür. İl başkanı da örgütçüdür, milletvekili adayı da örgütçüdür. Kastamonu’nun öz evlatları burada. Alevisiyle, sünnisiyle, Kürt’üyle, Çerkez’iyle, Laz’ıyla bu memleket bir ve beraber, bin yıldır beraber yaşıyoruz. Şimdi çıkmış bir videoyla Kılıçdaroğlu diyor ki ‘Ben Alevi’yim’ biliyoruz. Bu yeni bir şey değil ki Türk milleti seni biliyor. Terör örgütünün elini tuttuğunda ‘Hak Muhammed Ali’ diyebilecek misin? FETÖ’yle iş tuttuğunda ‘Hak Muhammed Ali’ diyebilecek misin Sayın Kılıçdaroğlu? Dolayısıyla çok dikkat etmemiz gerekiyor. Bu oy meselesi değil. Bu Türkiye Cumhuriyeti’nin yüzüncü yılında varlık, yokluk mücadelesi. Buna inanın. Onun için oylarınızı kullanırken vatandaşımızı yönlendirirken yarınları düşünerek yapalım. Bunlarda yüz yok. İP’in genel başkanı hali ortada zaten. ‘Torunumun hatırı için bana bana oy verin, ben kadın olduğum için bana oy verin’ diyor. Düştükleri nokta bu. Sen torununu, torbanın ne katıyorsun? Bu millet bu kadar ferasetsiz mi? O kadına da oy moy yok zaten. Zor günleri yaşadık ama Türkiye Cumhuriyeti Devleti artık feraha çıkıyor. Vatan toprağa gittikten sonra bakın Suriye ortada Ukrayna’nın durumu ortada. İnşallah hayırlı, huzurlu kavgasız, gürültüsüz bir seçim olmasını temenni ediyoruz” dedi.
Belediye Başkanı Rahmi Galip Vidinlioğlu’da, çok önemli bir seçime gidildiğini söyleyerek; “Bu seçim gerçekten söylendiği gibi yüzyılın seçimi. Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında bir tarafta yerli ve milli olanlar bir tarafta da kerameti kendinden menkul, başka başka yerlerden güç devşirip halkın huzuruna çıkmaya çalışanlar. Şimdi ben sizlere soruyorum. Bir tarafta sırtını bu millete dayamış aynı yöne bakabilen, aynı minval üzerine yürüyen 2016’daki o hain girişimden sonra güçlerini bir araya getirmişler ve kökünü çok eskilerden almış 2 tane ana siyasi akımın temsilcileri bir araya gelmişler, Türkiye'nin yeni yüzyılını inşa etmek üzere ‘Bismillah’ deyip yola çıkmışlar. Bir tarafta da küsmüş gitmiş. Ayrı parti kurmuş, ayrılmış. Her taraftan destek bekleyen, olmadık ilişkiler ağının içerisinde olan ve tabii kendisini ‘sol’ diye tanımlayıp ne kadar küçük giden sağ tandanslı varsa yanına devşirmiş, Cumhurbaşkanı adayı olarak ortaya çıkmış bir genel başkan var. Şimdi herkes elini vicdanına koysun. Bir yerde üç tane, beş tane yönetici olur mu? Birbirimizle danışacağız da öyle yapacağız, böyle bir şey mümkün olur mu? Şimdi belediyede ikinci bir belediye başkanıyla o belediye yönetilir mi ya da ikinci bir il başkanıyla parti yönetilebilir mi? Bir ilde iki tane vali olur mu? Yüzde yarımlık partiler fakat çene maşallah. ‘Biz destek vermeden, biz onay vermeden hiçbir karar imzalanmaz’ diyorlar. Bu devletin tıkanması demektir. Bu devletin adım atamaması demektir. Bu sağdan sola dönemem, her işiniz aksamaya uğrayacak demektir. Bu seçimde onun için hepimizin üzerine çok fazla iş düşüyor. Bu millet yaşadı ve gördü. Biz dışarıdakileri zaten biliyoruz. Biz kendi ülkemizin, kendi milletimizin, kendi devletimizin hep bir adım öne çıkması için çabalarken güç devşirerek başka başka odaklardan güç elde edip yol yürüyenlere ben çok itibar edileceğini düşünmüyorum. Bu noktada hepimize büyük işler düşüyor. Kastamonu çok ayrı bir yer. Hep söylüyoruz, ‘Evliyalar diyarı, şehitler diyarı’ diye. Hepimizin mayası sağlamdır. Onun için bu yaşayacağımız seçimde de herkesin fıtratı üzere hareket edeceğine ben inanıyorum. Onun için hepinizden destek bekliyoruz. Biz Kastamonu Belediyesi olarak her türlü sıkıntınızda yanınızdayız. Tabii bundan sonrasında da önümüzde bir de yerel seçim yaşanacak. Hep birlikte tekrar seçim sürecine girmiş olacağız. Bu dönemde elbette ki sizin de köylerinizde mahallelerinizde bir sürü ihtiyaçlarınız olacak. Biz de bu konuda üzerimize düşeni yapacağız. Ben şimdiden onun sözünü de hepinize vermiş olayım” diye konuştu.
MHP 2. Sıra Milletvekili Adayı Alperen Özmen, “Dört senedir avukatlık yapmaktayım. Karşınızda bugün Milliyetçi Hareket Partisi milletvekili adayı olarak bulunuyorum. İlk önce sözlerime başlamadan önce hepinizden dua bekliyorum. Şimdi tabii Söylediğim gibi biz Milliyetçi Hareket Partisi'nin milletvekili adayı olarak buradayız ve ülke siyasetine ilişkin de birkaç noktaya değinmemiz gerekiyor. Bildiğiniz gibi bugün Türkiye'de patates ve soğan üzerinden yürütülen bir algı operasyonu var biz kesinlikle bu algı operasyonuna bir önem verilmemesi gerektiğini düşünüyoruz. Buna aldanılmaması gerektiğini düşünüyoruz. Neden? Bu seçim en önemli seçimlerimizden bir tanesi. Bununla alakalı şöyle bir giriş yapmak istiyorum. Bildiğiniz gibi hepimiz oy kullanacağız. Oy kullanırken de bir muhakeme edeceğiz. Terazinin bir tarafına eksileri bir tarafına artıları koyacağız. Şimdi nedir bu artılar? Bunlardan biraz bahsetmek lazım. Son zamanlarda Bildiğiniz gibi savunma sanayinde çok önemli gelişmeler yaşadık. Yüzde yirmilerden, yüzde seksenlere çıkan bir millilik oranıyla savunma sanayimiz şu anda gelişmeye devam ediyor. Bu yüzde yirmilik oran nedir? Bugün hava savunma sanayi kapsamına kadar kalan kısmı hepiniz benden daha iyi biliyorsunuz şu anda. Hava savunma sanayinde ne değişiklikler ve ne yenilikler olduğunu da biliyorsunuz. Allah nasip ederse önümüzdeki senelerde yüzde yüz yerlilik oranıyla hayata geçirilecek bir savunma sanayinden bahsediyorum. Bu ne demek? Hem vatan müdafaasına katkısı tartışılmaz. Bildiğiniz gibi bugün yine ülkemizdeki terörle mücadelede çok önemli olmasının yanında kardeş ülkelerimizde ya da en önemlisi son zamanlarda bildiğiniz gibi 11 ilimizi etkileyen büyük bir deprem felaketi yaşadık. Burada bile deprem alanının haritalanmasında bu savunma sanayinde geliştirilen İHA'larımız görev yaptı. Bunların önemli olduğunu düşünüyoruz. Bunun haricinde yıllardan beri hepimiz kendi aramızda konuşuruz. Yani Devrim Otomobilleri neden yarım kaldı? Neden Türkiye'nin yerli ve milli bir otomobili yok. Bunları yıllardır hepimiz kendi aramızda konuşuyoruz. Bugün ben belki bu siyasi, sıcak siyasi ortamda belki biraz geride kaldı ama bugün bizim yerli ve milli bir otomobilimiz caddelerde geziyor. Biz bunu patates ve soğan edebiyatına kurban etmemeliyiz diye düşünüyorum” dedi.
Yine terörle mücadeleden bahsettik diye konuşmasını sürdüren Özmen konuşmasının sonunda da şunları söyledi: “Terörle mücadele bugün bitme noktasına gelmiş durumda. Dün yanlış hatırlamıyorsam ya da önceki günlerde Gabar Dağı'nda petrol bulundu. Biz dün terörizm dolayısıyla giremediğimiz dağlarda bugün petrol aramaya, petrol çıkarmaya başladık. Bunlar bizce gerçekten önem verilmesi gereken gelişmeler. Yine bunun haricinde bildiğiniz gibi karşımızda bir ittifak var. Ben tabii yine konuşmamın başında söylediğim gibi burada Milliyetçi Hareket Partisi'nin temsilcisi olarak sizlere derdimi, memleket hakkında endişelerimi anlatmak için buradayım. Lütfen söylediklerimle yanlış anlaşılmasın. Ben çok fazla da yorum katmayacağım. Sadece bizi Millet İttifakı tarafından endişe edici gelişmeleri sizlere aktaracağım. Şimdi bildiğiniz gibi bildiğiniz gibi HDP ile bir ittifak söz konusu. HDP'nin nasıl bir parti olduğunu terör iltisaklı bir parti olduğunu hepimiz biliyoruz ve bu cepheden de endişe verici açıklamalar gelmeye devam ediyor. HDP'nin seçim beyannamesini zaten görmüşsünüzdür ama Kemal Kılıçdaroğlu da ağız birliği etmiş gibi bu seçim beyannamesindeki bazı noktaları tekrar ediyor. Nedir bunlar? Bugün Abdullah Öcalan'a ev hapsi verilmesi gibi, Selahattin Demirtaş'ın serbest bırakılması gibi, işte tutuklu belediye başkanlarının serbest bırakılması gibi birçok bizi endişeye sürükleyen mevzu dile getiriliyor ve pazarlık konusu yapılıyor. Yani belediye başkanları biliyorsunuz tutuklu olma sebepleri yanlış peyzaj uygulaması yapmaları falan değil. Hepiniz benden daha iyi biliyorsunuz. Neden tutuklu olduklarını. Bu belediye başkanları Türkiye'nin, Türk milletinin, Türk devletinin parasını PKK'ya aktardıkları için lojistik ve maddi destek sağladıkları için tutuklular. Bunu özgürlük adı altında, pazarlamalarına da bizim karnımız Allah'a şükür tok. Yine ben şöyle bir şeyden bahsetmek istiyorum. Bu seçimin önemini anlatabilecek kısa ve çarpıcı bir nokta olduğu için ben gittiğim her yerde de mümkün mertebe anlatmaya çalışıyorum. Ben daha önce de denk geldiğimiz dinleyenler vardır. Affınıza sığınarak tekrar anlatıyorum. Şimdi bildiğiniz gibi bazı belediye başkanlıklarında bir kayyum uygulaması var ve Kemal Kılıçdaroğlu geçenlerde ben yerel yönetimler özerklik şartını çekince koymadan uygulayacağım dedi. Nedir bu yerel yönetimler? Özerklik şartı? Avrupa Konseyi tarafından geliştirilen bizim gibi ülkelerde merkezi yönetimin dengesini bozmak için icat edilen bir sözleşmedir ve yerel yönetimler dediğimiz belediyeler, bu belediyelerde mali ve idari açıdan belli bir özerklik seviyesine kavuşmak için icat edilen bir sözleşme. Türkiye bu sözleşmeyi 1988 yılında bazı çekinceler koyarak taraf olmuştu Şimdi Kemal Kılıçdaroğlu'nun dediği şu. Ben bu çekinceleri kaldıracağım. Yerel yönetimlere belli başlığı imkânlar sunacağım. Mevzuat olarak onları serbest bırakacağım diyor. Mali ve idari açıdan da belli bir özerklik seviyesine ulaşacağım diyor. E öbür söylemlerle birleştireceğiz biz şimdi bunu. Tutuklu belediye başkanları serbest bırakılacak. Kayyumlar kaldırılacak. Yerel yönetimler özerklik şartı tam manasıyla uygulanmaya başlayacak. Ne bulacağız biz elimizde sınırsız, maddi ve idari gücü olan, denetlenemeyen PKK'nın elinde belediyeler bulacağız. Allah nasip ederse biz bunlara müsaade etmeyeceğiz ve bugün bildiğiniz gibi belediyelerde zabıta teşkilatları var. Bu adamlar iki gün sonra şunu da söylemek istiyorum. Bugün İstanbul Belediyesi'nde FETÖ'cülerin ve PKK'lıların işe girdiği ispatlı bir biçimde var. Belgelerle bunu biz uydurmuyoruz. Yarın aynı zihniyette adamlar PKK'lısını, teröristini bu belediyelere doldurursa zabıta kadrosuna, bu zabıtaların ceplerine birer tane silah verirse biz elimizle PKK'nın polis gücünü oluşturmuş oluruz. Bu tehlike çok somut ve yakındır. Bunlara dikkat etmemiz gerekiyor. Bunları olabildiğince anlatmamız gerekiyor. Bu anlattığım konu yanında patates ve soğan edebiyatını bence artık vatandaşlarımızın gözünde de öneminin yitirilmesi gerekiyor. Biz buna çabalamalıyız. Yine şundan bahsetmek istiyorum. Geçenlerde Gaziantep HDP milletvekili adayı demiş ki HDP'yle görüşülebilir. Soru üzerine de gerekirse bakanlık verilebilir demiş. İçişleri Bakanlığı da verilebilir. Ne olur ki demiş. Yani ne demek ne olur ki? Biz PKK'ya, teröristlere, İçişleri Bakanlığına vereceğiz. PKK'lılara da jandarma, polis kadrosu mu vereceğiz? Yani bu bu demek mi? Artık bu kadar açık ve açıktan alenen bu tip söylemleri dile getirmeye başladılar. Yine PKK'nın dağ kadrosundan bir isim şunu söylemiş. Cumhur İttifakı'na atılan her oy PKK'ya sıkılan bir kurşundur demiş. 40 yılda bir de doğru bir şey söylemiş. Bugün bizim belki burada bulunanların birçoğu fiilen PKK'ya bir kurşun sıkma imkânına sahip değil. Ama ben inanıyorum ki bugün evlerimizi, kapımızın önünde, köylerimizde bulunan sandıklarda milletimiz PKK'ya birer kurşun sıkma fırsatını asla kaçırmayacaktır Allah'ın izniyle. Yine konuşmamın sonlarına gelirken şundan bahsetmek istiyorum. Ben bildiğiniz gibi konuşmamın başında da söyledim. En genç adayım. Ben gençliğime hevesime Allah'ın izin verdiği ölçüde güveniyorum. Bugün Siz muhtarlarımızla bir araya geldik. Muhtarlarımız bizim için çok kıymetli. Çünkü muhtarlarımız milli egemenliğin ve merkezden yerele uzanan hizmet silsilesinin bence en önemli parçaları ve şu açıdan kıymetli sizler köylerinizde, mahallelerinizde seçmenlerin teveccühünü kazanmış muhtarlarımızsınız. Biz de bugün bu teveccühü kazanmak için bu adaylık sürecine başladık. Allah bize nasip ederse biz bu hizmet silsilesini tamamlamak bir parçası olmak için yola çıktık ve son olarak şunu söylemek istiyorum. Ben bir eksik varsa bunu düzeltmek için yapılacak bir şey varsa vatandaşlarımıza, sizlere yardımcı olmak için eliniz, ayağınız olmak için elimden geleni yapacağım. Bütün gayretimle çaba göstereceğim. Beni dinlediğiniz için tekrar burada bulunduğunuz için, burada bulunmak Burada bulunup bizlerle beraber olduğunuz için hepinize teşekkür ediyorum.”
MHP 1. Sıra Milletvekili Adayı Emin Çınar, “14 Mayıs’ı ifade ederek; “ Öncelikle iki oy kullanacağız. Bunlardan bir tanesi cumhurbaşkanı seçimi için oy kullanacağız. Bir diğeri de parlamentoda görev yapacak olan 600 yüz milletvekilini seçeceğiz. 15 Temmuz’dan bu tarafa Sayın Genel Başkanımızın izlediği yolla beraber Cumhur İttifakı'nın bir parçası olarak ülkemize hizmet etmeye gayret gösteriyoruz. Siyasetimizi de bu noktada genel merkezimizin, genel başkanımızın talimatları çerçevesinde yürütmeye çalışıyoruz. Hepinizin malumu yaklaşık bir buçuk yıldan bu tarafa da özellikle Cumhurbaşkanlığı seçiminin yaklaşmasıyla beraber Genel Başkanı’mızın bize vermiş olduğu talimatla o dönemde şahsım, il başkanı olarak görev yaptığım için her alanda öncelikle il il Anadolu, akabinde ilçe ilçe adım adım Türkiye ve beraberinde mahalle programları ve daha sonrasında köy toplantılarıyla sizleri o gün parlamentoda temsil eden değerli milletvekillerimizle buluşturduk. O gün de ifade ettiğimiz gibi hiçbir zaman geri adım atmadan ‘Aday belli karar net’ diyerek sizlerin huzuruna çıktık. Cumhurbaşkanı adayımız olarak da Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ı yeni döneminde de kayıtsız şartsız destekleme kararıyla propagandalarımızı devam ettiriyoruz. Önümüzde hem cumhurbaşkanlığı seçimi ve beraberinde de milletvekilliği seçimi olacak. Demin konuşmacı arkadaşlarımız ifade ettiler Sayın Genel Başkanımız özellikle altılı masa kurulduğundan itibaren hep şunu söyledi. Dedi ki ‘Bu altılı masanın aslında görünmeyen bir ortağı var’ birçok kimse bu ifadelerimize çok fazlasıyla itibar göstermedi ama gördük ki 12 toplantı yapan o günkü o liderler, en sonunda aday açıklaması yapıldıktan sonra bir baktık ki masada çatlamalar ortaya çıktı. Bir siyasi partinin genel başkanı dedi ki ‘Biz dayatmacı değiliz. Biz noter değiliz. Biz tasdikleme noktasında olan bir siyasi hareket değilizdir’ ama iki gün geçti, tekrardan o masaya oturdu. Şöyle bir itirafı da vardı. ‘Aslında bu masanın etrafında bir araya gelenler bir projenin gerçekliği ama karşımızdaki ittifak yani Cumhur İttifakı etle tırnak gibi’ Çünkü bizim ittifakımız 15 Temmuz'da milletin iradesiyle bir araya geldi. Bu ittifakı millet gerçekleştirdi, biz de icazeti yine milletten almak için sizlerin huzurundayız. Burada Kastamonu'nun coğrafyasını, siyasetini gerekirse değiştirebilecek kudrete sahip olduğunu düşündüğüm saygıdeğer muhtarlarımız vaR. Bu seçimde sizlerin gerçekten gelecek nesillerimize nasıl bir yarınlar bırakacağınızla, nasıl bir Türkiye bırakacağınızla alakalı irade beyanında yön vereceğiniz seçmenlerimiz var. Bunun için çok kıymetlisiniz. Her yönüyle kıymetlisiniz. Biz herhangi bir şekilde icazeti Amerika Birleşik Devletleri'ne gidip oradan bize verilecek bir talimatla göreve dahil olan bir siyasi hareket değiliz. Milletin bize vereceği yetkilerle parlamento çatısı altında görev yapmayı hedefleyen ve ona göre de siyasetini devam ettirecek olan milletvekili adaylarıyız. Demin arkadaşlarımız bahsetti. İsmi geçenlerden bir tanesi Selahattin Demirtaş. HDP Eş Genel Başkanı şu anda tutuklu. Belediye başkanları tutuklu. Diyorlar ki ‘Nereden uyduruyorsunuz yedinci masayı? Yedinci ortak yok. Biz altı siyasi partiyiz’ biz de diyoruz ki şu andaki beyannamemizin içerisindeki bütün maddeler aslında görünmeyen noktadaki HDP'nin talep ve isteklerini siz şu anda cumhurbaşkanı seçilirseniz yerine getireceğinizi aleni bir şekilde Türk milletiyle paylaşıyorsunuz. Onun için ortaksınız. Seçimler bittiğinde başka pazarlıkları da gün yüzüne çıkartacaksınız. HDP Eş Genel Başkanı Pervin buldan açıklama yapıyor. Diyor ki ‘Yoldaşlarımızın cezaevinden çıkmasını istiyorsanız Kılıçdaroğlu'na destek vereceksiniz’ Peki, Kılıçdaroğlu ne diyor? ‘Özgürlükleri genişleteceğiz, tutuklu olan belediye başkanlarını salıvereceğiz. Aslında siyaseten çok büyük bir ayıp var. Selahattin Demirtaş'a özgürlüğüne kavuşturacağız’ Selahattin Demirtaş bir siyasi partinin Eş Genel Başkanı olduğu için tutuklu değil, Selahattin Demirtaş ‘Apo'nun heykelini Diyarbakır meydanına dikeceğim’ dediği için tutuklu. Allah nasip ederse bizler de Cumhur İttifakı olarak o yolu onlara açmayacağız. Onun için gece gündüz demeden çalışıyoruz” dedi.
Gece gündüz demeden hizmet etmek için bu yola talip olduklarını söyleyen Çınar: “Sizler bizlere bu yetkiyi, bu görevi verirseniz inanınız 7/24 siz değerli muhtarlarımızın hizmetkarı olma sözünü verebiliriz ama yarın seçilirsek o makamlarda sizler sayesinde Kastamonu'muzu, ülkemizi temsil edersek önce ülkem ve milletim sonra partim ve ben anlayışı içerisinde siyasetimizi düstur eden, ona göre hizmetkarlığımızı yaparız. Şunu ifade etmek istiyorum. Bizlere yetkiyle buluşturduğunuz noktada Allah nasip ederse bir milletvekilinin en önemli kısımlarından bir tanesi muhtarlar, onların eksik olan kırsalındaki hizmetlerini yapabilme gayretini ve çabasını göstermektir. Asfaltı olmayan köylerimiz var. Kanalizasyon yapımı için hala destek bekleyen, asfaltı yapılıp, parke çalışması hizmetini bekleyen köylerimiz var. İl genel meclisiyle, özel idaresiyle, valisiyle, devletin bürokrasisiyle sizlerin arasında köprü olması gereken milletvekillerine ihtiyacınız var. Bizler de diyoruz ki Milliyetçi Hareket Partisi kadrolu olarak bizlere yetki verdiğinizde Sayın Cumhurbaşkanımız tekrar seçildiğinde bu bizim için bir namus sözüdür İnşallah. Sizlerin hizmetkârı olmaya talibiz” diye konuştu. (Cengiz Muhziroğlu)