Kastamonu'nun altı da üstü de servet, tamam bunu anladık, anladık anlamasına ama diğer yandan da ülkemizin en az girişim ve refahı tabana yayabilen illerinden biriyiz...
Bu ne yaman çelişki?
Varlık içinde bu ne yokluk?..
Nasıl bir senelerin boşvermişliği?
Belki de ilimizin altı ve üstü hazine değil!..
Kastamonulular da hiç de boşvermiş değil!
Kim inanır?...
Herkes farkında zengin toprakları çoraklaştırdığımızın.
Evvel zamanlarda kuytudan çıkabilmek için merdiven imal etmek yönünde bir gayret vardı...
Git gide olan merdivenleri de yakmanın gayretinde miyiz ne?
90'lı yıllarda "Ilgaz Toplantıları" aklıma geliyor yer yer...
Ciddi bir kalkınma ve gelişmeye dair iddia.
Büyük heves ve hedeflerle Kastamonu Kalkınma Vakfı'nın kurulması yahut...
İl üzerine nice proje taslakları.
KKV'nin kalkınma ve gelişmeye dair projeksiyonu var mı?..
Hadi canım sende.
Unutmamak lazım...
"Kastamonu Holding" deneyimi.
(Sahi ne oldu Kastamonu Holding?..
Özeleştirisi yapıldı mı?
Yapılacak mı yahut?..
Vakit geç oldu gerçi.)
Kastamonulu iş insanlarının havayolu şirketi kurma teşebbüsü...
Girişimcilik alanında ilimizin en takdire değer kalkışmasıdır.
Kastamonu Havayolu Şirketi neticeye ulaşamamış olsa dahi...
O girişimin eseridir Kastamonu Havalimanı.
(Kastamonu Havalimanı'nın kuruluş hikayesini bir yazıda yazsam mı acep?..
Evvel vakitlerin heves dolu günleri.
Aslında asıl yazmam gereken...
Havalimanı talep etmeye gidip de Bakan Binali Yıldırım'a, havalimanı yanısıra Ilgaz Tüneli müjdesi ile geri döndüğümüz o unutulmaz gündü, zamanın milletvekillerimizin Ilgaz Tüneli projesinden haberleri yoktu.)
Bin ortaklı bir şirket (BİNKA) kurulması gündeme gelmişti bir ara...
Zar zor hatırlayabildiğim.
İlimizde yahut gurbette bir dünya dolusu "iş ve işinsanları" dernekleri var...
Kastamonu'ya faydaları ne?
Birleşip bir "tornacı atölyesi" açın...
Konuşmak daha efektif.
Evvel zaman "yol haritası" toplantıları vesaire olurdu...
Bir kaçı basılı yayım bile oldu.
O tür gayret de kalmadı nicedir...
Yolu tümden kaybettik belki de.
Gerçi "plan" olmuş...
Uymadıktan sonra ne fayda.
Muhtarın derdi "köy yolu"...
Sendikanın derdi "yol parası".
Dernek cennetinde yaşıyoruz...
Siyasete batmış nerdeyse cümlesi.
Kastamonu nasıl kalkınır ve gelişir?..
Sivil toplum cephesinde kim kafa yoracak?
("Sivil toplum örgütü" kavramıyla ne oranda örtüşüyor bizdekiler o da meçhul...
Vali ataması ile kamu idarecisi başkanlar var, sivile güven yok anlaşılan, memur olursa asayiş berkemal mi?
Sivil kanadı olmayan Kastamonu...
Uçamaz.)
Zihni bariyerlerimiz kadim...
Belki de eyalet merkezi olmanın getirdiği geleneksel bir maraz bu.
Kurtulamadıktan sonra...
Kurtulamayız yoksunluktan.
Kastamonu'nun farklı alanlarda ülke sıralamasındaki yerini zaman zaman yayımlıyorum...
"Nereden çıkarıyorsun?" sorusu geliyor kamu idarecilerinden, okuduğunun izini sürmekten bile acizlerken, kabullenmelerini beklemek zaten hata.
Kamu idarecilerini anlamak mümkün...
Sivil toplumun hesap sormaması garip.
Zihni bariyerlerimiz soru sormamayı, hesap istememeyi, başarısız fotoğrafı duvardan indirmeyi yasaklamış durumda...
Zarar verdiğini "göre, bile, isteye".
Kastamonu'nun kalkınması ve gelişmesini sadece devlet yatırımlarına bağlı kılmak ve beklemek ne demek ola?..
"Sen, ben, o" ne iş görüyoruz?
Kamu kurumları olmasa yeni nesil "işsiz" Kastamonu'da...
Böylesi bir zihni bariyer olabilir mi?
İlin en varlıklıları bile "torpil" peşinde koşabilir mi?..
Yoksulların hakkından çalan başka bir il ileri gelenleri var mıdır?
Laf uzun da...
Yapacak işlerim var.
Sonra devam ederiz...
İşsiz bir anımda.