Ferda Yıldırım'ın Youtube kanalında düzenlenen söyleşide, piyasa avcısı ve yatırım bölgeleri kaşifi olarak bilinen Gayrimenkul Uzmanı Murat Gültekin, ekonominin durumuyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Gültekin, özellikle 2024'ün ekonomik olarak hareketli bir yıl olacağını belirterek, ayrıntılı bilgiler verdi.


“ARSASINI SATAN MARABA, SATMAYAN AĞA OLUR”
Gültekin, 'Kastamonu'dan başlayıp Safranbolu, Bartın, Zonguldak cephesi ciddi şekilde kıymetli bir bölgedir. Arsasını satan maraba, satmayan ileride ağa olur, “diyerek, gayrimenkul almak veya altın biriktirmek isteyenler için artık çok daha zor bir sürecin başladığını ifade etti.


SEÇİM SONRASI KONUT FİYATLARI YÜKSELECEK
Ekonomi ve yatırım konusuna da değinen Gültekin; 2025 ve 2026 yılında altının ons fiyatını 5 dolar bile göremeyebilirsiniz. Eğer konut alacaksanız mutlaka şehir merkezlerine yakın 500 metrekare bir bahçe alın. Özellikle borsa, hisse senedi ve kripto para piyasalarında sıkıntılı süreçler bekleniyor. Yükselen konut fiyatlarını, özellikle seçim sonrası net bir şekilde görmeye başlayacağız. Önümüzdeki sene için kur artışları bekliyorum. Döviz ve altın yükselişlerini göreceğiz. 38-39'lara hatta yıl sonu için 43-44'lere kadar konuşabileceğiniz bir dönem olabilir. Buradan uyarayım, Ağustos-Eylül'den sonra yatırımcılar varlıkların borsa, hisse senedi ve kripto paradan büyük oranda çeksinler" dedi.

Gültekin'in değerlendirmeleri arasında, döviz ve altın fiyatlarındaki yükseliş, şirket iflasları, köprü imar değişiklikleri ve yatırımcı isyanları gibi konular yer alıyor. Gültekin ekonomik tufanın önümüzdeki yıllarda da süreceğini öngörüyor.

Alkol fiyatlarına büyük zam! Alkol fiyatlarına büyük zam!

Konuşmasında, özellikle döviz ve altınla ilgili önemli analizler yapan Gültekin, yeni maliye bakanının politikalarının takip edilmesi gerektiğini belirtti. Ayrıca, Amerikan Merkez Bankası'nın faiz indirimlerini beklediğini dile getiren Gültekin, bu durumun Türkiye ekonomisine olumlu etki yapabileceğini, ancak borsa ve kripto para piyasasında zorlu süreçlerin beklendiğini ifade etti.

Gültekin, Türkiye'deki kredi musluklarının kapalı olması nedeniyle özellikle kobilerin ve konut almak isteyen bireylerin zorlandığını belirtti. Uzun süredir devam eden durgunluğun, özellikle önümüzdeki sene içinde kur artışlarıyla birlikte aşılabileceğini öngören Gültekin, şirket kapanışları ve borsa piyasasında yatırımcının aleyhine sonuçlar beklediğini ifade etti.

Gültekin'in ekonomik değerlendirmeleri, özellikle altın fiyatlarında ve dövizde yaşanacak olası yükselişlere dair önemli bilgiler içeriyor. Önümüzdeki yılın ortasından itibaren dövizde baskılanmanın artabileceğini belirten Gültekin, seçim öncesinde dövizde hafif bir baskı beklediğini, ancak seçim sonrasında önemli bir yükselişin söz konusu olabileceğini ifade etti. Altın fiyatlarının da Amerikan Merkez Bankası'nın faiz indirimine tepki olarak ciddi şekilde yükselişe geçebileceğini söyleyen Gültekin, gram altında 2.500-2.600 TL seviyelerinin konuşulabileceğini belirtti.

Gültekin, ulaşılamayan konut ve arsa fiyatlarının dövizin yükselmesi nedeniyle artabileceğine dikkat çekmesi, satın alma ve kiralama kararlarının daha dikkatli bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğine işaret etti. Altın biriktirmenin zorlaşabileceğini belirten Gültekin, özellikle dövizle ilişkili olarak seçim sonrasında 38-40-43 TL senaryolarını beklediğini ve altın fiyatlarının önemli ölçüde yükselebileceğini öngördüğünü ifade etti.



PARAM YOK AMA KONUT VEYA ARSA ALMALI MIYIM?
Ülkemizdeki toprak yatırımları ve ekonomik geleceğimiz konusunda önemli açıklamalarda bulunan Gayrimenkul Uzmanı Murat Gültekin, özellikle konut ve arsa yatırımlarına vurgu yaptı.

Murat Gültekin, “Biz zaten daha önce yayınlarımızda bu konuları detaylı bir şekilde anlattık. Konut ve arsa yatırımlarının, dünya genelinde yayılmaya çalışılan bir kira sistemi olduğuna dikkat çekiyoruz. Eğer bir kişi 'Param yok, konut veya arsa almalı mıyım?' sorusuyla karşılaşırsa, özellikle son 2 yıldır sürekli vurguladığımız gibi kesinlikle evet demeli. Şehir merkezlerine yakın, 500 metrekarelik bir bahçe veya bir konteynır, prefabrik yapı alabilirsiniz. Bu, ekonominizi ve geçim teminini ayakta tutacak tek direk olacaktır. Bu etkinin 2026 ve 2027 yıllarında daha net hissedileceğine inanıyoruz" dedi.

Murat Gültekin, dünya genelindeki göç politikalarına da değindi. "Arap Baharı'ndan bu yana devam eden göçler, özellikle Gazze ve İsrail çatışmasıyla birlikte ciddi bir şekilde artış gösteriyor. Ülkemizde bile 6 ay sonra ekstra 200 bin Filistinlinin gelebileceği bir senaryo mümkün. Doğu ile batı arasında bir köprü olmanın yanı sıra kuzey-güney ekseninde mükemmel bir konumdayız. Jeopolitik olarak önemli bir noktada bulunmamız, ekonomik ve siyasi ilişkilerin merkezi olmamızı sağlıyor. Bu nedenle, gelecekte mülksüzleştirme operasyonlarına karşı dikkatli olmalıyız" şeklinde konuştu.

Murat Gültekin, konut fiyatlarındaki artışa da değinerek, "Özellikle 2023 yılında atılan pandemi sonrası ilk adım, 2030'a kadar sürecek zorlu bir süreci başlattı. Finansal okur yazarlık seviyemiz düşük olduğu için bu süreci daha iyi anlamalıyız. Herkes kendi ekonomik tedbirlerini almalı. Doların dünya rezerv parası olduğu sürece, dövizle ilgili sorunlar yaşamaya devam edeceğiz. 2000'li yılların başında başlatılan çatışmaların ve savaşın etkisiyle karşı karşıya olduğumuz zorlu bir süreç bizi bekliyor" ifadelerini kullandı.

Murat Gültekin, özellikle genç nesilleri finansal okur yazarlık konusunda bilinçlendirmeye çağırarak, "Her koyun kendi bacağından asılır. Bireyler, ekonomik tedbirlerini alabilecek ve bu bilgiye sahip olabilecek durumda olmalı. Bu bilgi, bireysel anlamda güçlü bir silah olabilir" dedi.

Murat Gültekin, toprak satışı konusunda uyarılarda bulunarak, "Ülkenize sahip çıkın ve fırsatları kaçırmayın. Toprak alın, çünkü bu uzun vadede en kazançlı yatırımlardan biridir" şeklinde konuştu.


Gültekin konuşmasının sonunda Kastamonu’nun da içinde bulunduğu Karadeniz bölgesinin iklim değişiklikleri sebebiyle önemini vurgulayarak şu sözleri kaydetti:

“Özellikle Samsun'dan batıya doğru gelen coğrafya benim için son derece kıymetli. Bugün özellikle İstanbul'da yaşayan biri olarak gözlemlediğim kadarıyla, İstanbul'da Karadenizlilerin nüfusu oldukça fazla: Rizeli, Trabzonlu, Ordulu, Kastamonulu. Bu kişiler genellikle yaz tatillerinde hem kendi memleketlerine dönüp fındık toplamak, hem de tatil yapmak için memleketlerine giderler. Ancak ne yazık ki, kendi topraklarına gereken değeri vermiyorlar ve toprak sahibi olmak için gerekli çalışmaları yapmıyorlar.

KASTAMONU'NUN İÇİNDE BULUNDUĞU BÖLGE ÇOK KIYMETLİ

Bu bağlamda, Kastamonu'dan başlayıp Safranbolu, Bartın ve Zonguldak cephesi ciddi anlamda kıymetli bir bölgedir. Türkiye'de özellikle iklim değişikliği etkisiyle, önümüzdeki yıllarda bu coğrafyanın daha da değerleneceğini öngörüyoruz. Yani iklim değişikliğinin etkilerini hesaba kattığımızda, Samsun'dan başlayıp Ordu, Kastamonu gibi illeri içine alarak, Bartın-Zonguldak hattından Sapanca'ya kadar uzanan bölge, büyük bir potansiyele sahip.

Bu noktada, Karadenizli vatandaşlarımıza net bir mesajım var: Geçtiğimiz ay oradaydım ve bu coğrafyayı detaylı bir şekilde inceledim. Bu bölge, eşsiz doğal güzelliklere ve potansiyele sahip. Ancak maalesef, bu kıymeti görmüyorlar. Bizim çalışmalarımızda hep vurguladığımız gibi, bir yerin değerini birilerine anlatmak her zaman önemli.” (Serkan KEBECİOĞLU)

Kaynak: Serkan KEBECİOĞLU