Kitapları TV dizilerine uyarlanan ünlü yazar, psikiyatr Prof. Dr. Gülseren Budayıcıoğlu, anne tarafından Kastamonulu olduğunu açıkladı. Yazdığı kitaplarla dizilere ilham veren Prof. Dr. Gülseren Budayıcıoğlu’nun yeni kitabı ‘Görünmeyen Kadınlar’ yine okuyanın içini acıtan öykülerle dolu. Aynı zamanda Hürriyet yazarı olan psikiyatr bu kez başkalarının değil kendi hikâyesini anlattı, biz dinledik...

Hastalarından esinlenerek yazdığı kitaplar bir dönem elden ele dolaştı. Ve bir gün dizi sektörü onu ve hikâyelerini keşfetti. Psikiyatr Gülseren Budayıcıoğlu ‘İstanbullu Gelin’ adlı diziyle hayatımıza girdi. Şimdilerde ekranlarda ‘Gerçek hayattan alınmıştır’ ibaresiyle izlediğimiz pek çok dizide onun imzası var. ‘Kırmızı Oda’, ‘Camdaki Kız’, ‘Doğduğun Ev Kaderindir’ ve daha nicesi... Çok okundu, dizileri hâlâ çok izleniyor. Ama aynı zamanda çok da eleştirildi. Birçok meslektaşı onu hastalarının hikâyesini açık etmekle suçladı, yaptığını etik bulmadı. Bu eleştirilerin onu çok üzdüğünü söylüyor; yazmaktan vazgeçmeyeceğini de ekliyor. En son Doğan Kitap’tan 8’inci kitabı ‘Görünmeyen Kadınlar’ı çıkardı. Yine insanın içini acıtan, ‘Bunlar nasıl oluyor’ diye şaşkınlığa düşüren gerçek öyküleri kaleme almış.

ANNE TARAFINDAN KASTAMONULU

Pattabanoğlu ve Çevirici ailelerinin mutlu günü Pattabanoğlu ve Çevirici ailelerinin mutlu günü

Budayıcıoğlu’nun, Hürriyet Pazar’daki söyleşisinin bir bölümü şöyle:

NASIL BİR AİLEDE YETİŞTİNİZ?

“Çok geleneksel, mütevazı bir ailede büyüdüm. Ailem Anadolu’nun bağrından, Çorum’un İskilip kazasından, annemin sülalesi Kastamonu taraflarından. Babam gençliğinde Ankara’ya gitmiş, orada okumuş, iş güç sahibi olmuş. Sonra annemi bulup evlenmiş. Annem 15 yaşındaymış. Birbirlerini çok severlerdi. Hele annem babama öyle âşıktı ki... Görseniz, böyle fır dönerdi etrafında. Evimiz sürekli doluydu; kardeşlerimle “Ay aşevine döndü burası” derdik. İnsanı mutlu edebilmeyi, acılarını dindirmenin yollarını annemden öğrendim ben.”

(Hürriyet)

Editör: Ayşenur Acar