AK Parti il binasında gerçekleşen programa Milletvekilleri Halil Uluay ile Serap Ekmekci’de katıldı. Uluay ve Ekmekci’nin yanı sıra Yağcıoğlu ve Sevgilioğlu’da birer konuşma yaptılar.
Görevi Ahmet Sevgilioğlu’na devreden Hasan Yağcıoğlu; trafik kazasında hayatını kaybeden Doğanyurt İGM üyesi Hamza Rengi’ye Allah’tan rahmet dileyerek başladığı konuşmasında şunları söyledi: “Genel Başkanımız ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın tensipleriyle il başkanlığımıza atanan Ahmet Sevgilioğlu’na şimdiden hayırlı olsun. Seçimden önce başkanımız Doğan Ünlü’den bu bayrağı biz devraldık. Çıtayı yukarı çıkarabildiysek ne mutlu. Aynı şekilde bu bayrağı şimdi Ahmet Sevgilioğlu’na devrediyoruz ve bu bayrağı daha da göklere çıkaracağına inanıyoruz. Biz her zaman destek olacağız. Ailemdeki sağlık sebeplerinden dolayı benim il başkanlığı görevine devam edemeyeceğim hasıl oldu. Bunu anlayışla karşılayacağınızı umuyorum. Durumu Genel Merkezimize ve Cumhurbaşkanımıza ilettim. Bu konuda da bize saygı duydular ve görevi Ahmet Sevgilioğlu’na tevdi ettiler. Bize hangi görev tevdi edilirse, aynı sorumlulukla sürdürme gayretinde olacağız. Biz bu davadan ayrılmış ya da vazgeçmiş değiliz.”
Programın devamında yapılan konuşmalar şöyle:
SERAP EKMEKCİ: KESİNLİKLE BU DAVADAN
AYRILMAK VEYA NOKTA KOYMAK SÖZ KONUSU DEĞİL
“Doğanyurt İl Genel Meclisi Üyemiz vefat etti. Sabah bu haberle uyandık ve çok üzüldük. Ben kendisine Allah’tan rahmet ve yakınlarına başsağlığı diliyorum. Bu bir bayrak yarışı, çok da güzel bir yarış aslında. Her gelenin çıtayı biraz daha yukarı yükseltmeye çalıştığı bir yarış. Ben bu nedenle öncelikle Ahmet Sevgilioğlu başkanıma ve kuracağı yönetime başarılar diliyorum. Hep birlikte büyük AK Parti ailesi olarak yine sahalarda, halkımızla iç içe en güzel çalışmaları hep birlikte yapacağımıza yürekten inanıyorum. Hasan başkanımızla çok iyi bir süreç geçirdik, emeklerinden dolayı kendisine ve yönetim kuruluna ayrı ayrı şükranlarımı sunmak istiyorum. Bu devam eden bir süreç. Kesinlikle bu davadan ayrılmak veya nokta koymak söz konusu değil.”
HALİL ULUAY: “KENDİSİYLE DEVAM
ETMEK İSTEDİK, ÇOKTA ISRAR ETTİK”
“Hasan başkanımızla 2015 yılında biz, ben il başkanlığı görevi devredildiğinde sağ olsun kendisi de benim yönettiğim yönetimde yer almıştı. Kendisi o günden bugüne gerçekten fedakar bir şekilde çalışıyor. Daha sonraki süreçlerde il yönetimlerinde devam etti. En son süreçte, en zor dönemde mahalli idareler seçimlerine giderken yine bu görevi kendisi sırtladı. Hatta İGM üyeliğinden fedakarlık ederek bu görevi sırtladı. Genellikle tam tersi olur. Açık konuşmak gerekirse, biz bu süreçten sonra kendisiyle devam etmek istedik, çokta ısrarcı olduk. Bundan sonraki süreçte de partimiz bugüne kadar olduğu gibi bundan sonrada her bayrak değişiminde yeni kan sahibi olarak devam edecektir. Görev verildiği için insan gururludur, mutludur; görev bırakırken kendini de bırakmış olsan bile biraz hüzünlü olabilir. Bu heyecanların zaman içerisinde davaya hizmet etme heyecanına dönüşmesi gerekmektedir. Dava bu şekilde yürüyecektir. Mesele sadece iktidar olmak değil, bizim çok daha büyük bir meselemiz var. Şu an ülkemizin dört bir tarafı çepeçevre sarılmış durumda. Bu süreçte ayakta kalabilmemiz için enerjiye sahip olabilmemiz lazım. Kendi silahımıza, kendi gıdamıza sahip olmamız lazım. Uluslararası saldırıların amacı bizim kendi enerji gücümüze sahip olmamızı engellemeye yöneliktir. Denizlerde doğalgaz, petrol aramamıza engellemeye yönelik ciddi teşebbüs içerisindeler. Gabar’da teröristleri defettikten sonra oradaki petrole sahip olmaya başladık. Yine gıdada kendi kendine yetebilen ülkeler arasındayız. Sürekli tahıl ithal ettiğimizden bahsediyorlar. Halbuki bizim ithal ettiğimiz tahıl işlenmiş bisküvi gibi ürünlerdir. Kendi gıdamızı kendimiz üretir hale geldik. Rusya-Ukrayna arasında arabuluculuğu sağlayacak kadar itibar sahibiyiz. Gazze’deki mazlumlara en üst perdeden sahip çıkacak kadar da itibar sahibiyiz. Bütün bunları yapan bir kişi var, Recep Tayyip Erdoğan. Eğer bir Recep Tayyip Erdoğan’ın arkasında dimdik durmazsak, bu dava zafiyete uğrarsa, hepimiz bunun bedelini tüm dünya mazlumları ile beraber ödemek durumunda kalırız. Dolasıyla kendi nefislerimiz için, kendi geleceklerimiz için, bu coğrafyada bu ülkenin dik durabilmesi için Recep Tayyip Erdoğan’a sahip çıkmamız lazım, bu davaya sahip çıkmamız lazım. Muhalefetin durumu ortada. Gıdamıza, enerjimize, silahımıza yönelik dış mihrakların saldırıların tamamının taşeronluğunu yapan bir muhalefet anlayışı var. Allah bizi bu muhalefet anlayışından korusun.”
AHMET SEVGİLİOĞLU: “BU SÜREÇTEN SONRA
BİNLERCE KİŞİNİN HAKKI ÜZERİMİZDE”
“Değerli ailem, biz bir yola çıktık. Sayın Cumhurbaşkanımızın lütfuyla bu görevi devraldık. Bizim şahsi olarak kendi menfaatlerimiz, çıkarlarımız, kibrimiz… öyle bir lüksümüz yok. Bu süreçten sonra 380 bin, 400 bin kişinin ve hatta şehir dışındaki hemşehrilerimizle birlikte belki de milyonlarca kişinin hakkı üzerimizde. Geniş çevrelerle memleketimize daha fazla hizmet yapabilme noktasında çalışacağız. Sizler bize tabanda sahip çıktığınız sürece biz bu işi layıkıyla yaparız. Bu süreçte bizim siyasi olarak, bizden olmayanlarla farklı düşünme şansımız yok. Böyle bir lüksümüz yok. Hangi fikirde, hangi zikirde, hangi siyasi görüşte olursa olsun, il, ilçe bütün teşkilatlarımızla, belediyelerle bize gelen talepleri, elimizden geldiği kadar, memleketimizin, hemşehrilerimizin menfaatlerini düşünerek, yolunu açma gayretinde olacağız. Bu zamana kadar da milletvekillerimiz çalışmalarını bu şekilde yürüttüler ve bundan sonra da böyle olacak. Yeter ki devletimize, milletimize silah sıkmamış, karşı gelmemiş, el kaldırmamış olsun. Bize gelen her talebi sonuna kadar destekleyeceğimizi taaddüt ediyorum. Bizde bu göreve layık olmaya çalışacağız.”
