Aday adaylığı sandalyeleri boş

Abone Ol

Ülkemiz seçim düzlemine girdi, Nisan başı aday listeleri açıklanacak, 14 Mayıs günü sandık başı…

İlimizde aday adaylığı sandalyeleri adeta boş.

İttifaklar ve ilimizin genel siyasi havası okunduğunda belli başlı 4 siyasi parti etrafında döneceği ihtimali göz önüne alındığında seçimin…

En az üç-beş düzine aday adayının bu vakitte rengini belli etmesini, seçmen içinde arzı endam eylemesini, projelerini birbiri ardına sıralamasını beklememiz gerekirdi.

Beklemenin ötesinde…

Bombardıman altında olması gerekirdi kamuoyunun.

Genel ve yerel iktidar partileri sessiz…

Aday adaylığını belli etseler bile toplum karşısında görüş belirten örnekler var mı, ben ne işittim ne gördüm, olanlar da sosyal medya kulvarından birkaç mesaj ile seçim çalışması sürdürüyorlarsa ötesi berisi o.

Muhalefet kanadındaki partilerin aday adaylığı kulvarında hiç kımıldama yok…

Şaşılacak bir demokratik deneyimi yaşatıyorlar ilimize.

“Yerel siyasetin iflası” demeyeyim de…

Başka izahı varsa sözümün üstüne söz koyun.

Seçim harici zamanlarda ilin geneline yansıyan sivil toplum inisiyatifsizliğinin, seçim zamanında siyasi düzleme yansıyan hali ile karşı karşıyayız, bu vakte kadar böylesi olmamıştı ama…

Milletin vekili olmaya namzetlik yarışında saha boş.

Tribün de boş…

Taraftar henüz yerini almadı.

Belli ki genel merkezlerin seçiciliğini bırakmış yerelin tüm teşkilatları aday listelerini…

Hadi bir iki parti olsun da, hepsi mi bu yolun yolcusu olur, Ankara’nın sözünü emir telakki eder?

Demokrasi “tabandan tavana” boy atar…

An itibarıyla seyir “tavandan tabana”.

Yaşanan “asrın felaketi” ket vurmuş mudur siyasi hareketliliğe?..

Vurmuştur vurmasına ama bu kadar yerle yeksan edecek kadar olmasa gerek, üstelik, deprem ve yaraları sarmak üzerine söylenecek o kadar söz varken.

3 milletvekili TBMM’nin yolunu tutacak ilimizden, geçmiş oy dökümlerine bakıldığında manzara aşağı yukarı belli, besbelli ki aday adaylarının hesabı seçilecek sıralarda olup olmamak üzerine kilitlenmiş durumda…

Siyasal hayat sadece “mazbata” eksenli midir?

Halkın derdine her ne mevki ve makamda olunursa olsun siyasi aracılığıyla derman olmaya çalışmanın fazileti nerede kaldı?..

Siyasetin tanımı ilimizde “seçim” ile sınırlandırılmayıp, “süreç” bakış açısıyla kabul görse, sandalyeler bugün boş kalmazdı.

Not: “Deprem” günlüğümüzü doldurmayı sürdürelim…

“Deprem Afet Konteynerleri”.

Dün birkaç satırla altını çizmiştim…

Mahallelere konulan bu konteynerlerin içi afet anında kullanılacak aletler ile dolu, anahtarları yerel yöneticilerin cebinde, anında müdahale amaçlı.

Ülkemizde yeni bir uygulama değil…

Gölcük depreminin ardından, 2000’li yılların başında, İstanbul’un 762 mahallesi ve 173 köyüne 2 bin küsur deprem afet konteyneri yerleştirildi.

Ülkemizin diğer şehirlerinde de benzer uygulamanın yapılmasına yönelik “uzman” görüşleri birbiri ardına sıralanıyor…

“Mahalle Afet Gönüllüleri” örgütlenmesi ile birlikte illa ki.

İlimizde de benzer talebi dile getirmemiz elzem…

“Getirdim”.

Sadece deprem maksatlı da değil üstelik…

İtfaiye girmeyen sokaklarımız var şehrimizde.

Acil müdahale can kurtarır…

“Elzem”.