35 YILDIR BEKLENEN ESER BASILDI:
TOSYA’NIN MÜMTAZ SİMALARI
Tosyalı yazar, hattat, müzehhip, fotoğraf sanatçısı Mustafa Bektaşoğlu’nun kendi ifadesiyle “35 yıllık bir emeğin ürünü” beklenen eseri Tosya’nın Mümtaz Simaları nihayet basıldı. Hem de kâğıt, baskı, nakliye, personel ücretlerinin hissedilen enflasyonun kat kat üzerinde olduğu, bu yüzden e-kitap, dijital kitap furyasının egemenliğini ilan ettiği bir dönemde kültürel cengâverlik yaparak… Atlas boyutunda, ansiklopedi düzeninde, renkli, nefis bir tasarım ve baskıyla…
Mustafa Bektaşoğlu, Tosya’nın Mümtaz Simaları, Ankara 2024, 284 s.
Grafik Tasarım; Yasin Bora, Kapak Tasarım: Abdülbaki İşcan
İnceleme Komisyonu: Doç. Dr. Şeyma Büyükkavas Kuran, Dr. M. Atâ Çatıkkaş, Prof. Dr. Vahit Göktaş, Prof. Dr. Salahattin Kaymakcı, Prof. Dr. Salahattin Polat, Prof. Dr. Orhan Söylemez.
Kitabın künyesini yazarken yayımlayan kuruluşun adını yazmak istedik. Bulamayacağımızı bile bile. Önceki kitapları sırasında yaşadığı tecrübeler, Kastamonu resmî kurumları, yerel idareler, iş insanları, STK’lerden gördüğü bazı davranışlar sebebiyle eserini aile bütçesinden bastırmaya karar verdi. Diyanet İşleri Başkanlığında Diyanet dergisini yıllarca çıkarmış, kitapları Başkanlıkça yayımlanmış, hattatlığına saygı duyulan, restorasyon hizmetlerinde görev verilen bir sanatçıdır. Kitaplarını yayımlayan kuruluşa şeref kazandırır. Basılışında esirgenen ilginin, satın alma yoluyla telafi edilmesini bekliyoruz.
Parkinson hastalığı sebebiyle yazı hayatımızı mecburen sonlandırdığımız 1 Ocak 2024 tarihinden 15 gün sonra önüme gelen esere Takdim yazmaya yıllar öncesinde söz vermiştik. Ne kadar zorlanırsak zorlanalım, yazımızı tamamladık. Eserin hazırlanış hikâyesini, özelliklerini ortaya koyan bu Takdim aynı zamanda eserin tanıtımı için de kullanılabilirdi. XI-XII. sayfalar arasındaki bu yazıyı hemşehrilerimizle paylaşmaktan gurur duyuyoruz. Bu gururun daha büyüğünü de Mustafa Bektaşoğlu’nun hemşehrisi, dostu olarak…
“Yayımcılık ve yazarlık alanında yazılması en zor eserler genellikle sözlük, kaynakça/bibliyografya ve hayat hikâyesi/biyografi olarak bilinir. Çünkü, bu tür eserler basıldığı veya son nokta konduğu andan itibaren eskimeye başlar ve kesinlikle bazı eksik, yanlışları vardır. Yazılı ve sözlü kaynaklarda, insani zaaflardan dolayı istenilen bilgiler hiçbir zaman tam olarak bulunmaz. Nüfus bilgileri, ancak Cumhuriyet’in son yarısında yararlanılabilir duruma gelmiş, bu defa da özel hayatın gizliliği bahanesiyle bilim dünyasına neredeyse tamamen kapatılmıştır.
Tasvirini yaptığımız olumsuz tabloya rağmen, yine de Beylikler ve Osmanlı Devleti/İmparatorluğu dönemlerinden itibaren biyografi yazarlığına önem verildiğini; özellikle devlet yöneticileri, ulema/bilginler, şair ve yazarlar, musikişinaslar ile diğer sanatkârlar hakkında yazma eserler yazıldığını, sicillerin-defterlerin tutulduğunu belirtmek zorundayız. Tarihî eserlerde bu konuyu önemli ölçüde takviye etmiştir. Söz konusu eski ünlülerle ilgili eserler içinde Taşköprülüzade’nin kısaca Şakâîk’i (zeyl/eklerinden biri Şeyhî Mehmet Efendi’ye ait), Mehmed Süreyya’nın Sicill-i Osmanî’si (zeyli M. Zeki Pakalın), Bursalı Mehmet Tahir’in Osmanlı Müellifleri, Hüseyin Vassâf’ın Sefîne-i Evliya-yı Ebrâr’ı ile İbnülemin M. Kemal İnal, Reşat Ekrem Koçu, İbrahim Alâaddin Gövsa, Sadettin Nüzhet Ergun, Ekmeleddin İhsanoğlu ve Mustafa İsen’in kitapları ilk olarak akla gelenlerdir. Günümüzde, 100 yıllık Cumhuriyet dönemini de kapsayan, pek çok biyografi, ansiklopedi, ansiklopedik sözlük yayımlanmıştır, yayımlanmaktadır her alanda.
Cumhuriyet döneminde illerin, ilçelerin sözlü ve yazılı kültürünü araştırma, derleme yayımlama çalışmaları çerçevesinde, yetiştirilen ünlülerin tespitine de önem verilmiş, resmî kurumların yanında gönüllü kişiler de bu hizmetlerde görev almışlardır. Tosya’da öncülüğü Hüseyin Sıdkı Köker’in (1900-1970) yaptığı görülmektedir. Onu takip eden Tosyalı araştırmacılar (İsmail Ergi, Metin Yüksel Karakaş gibi) içinde Mustafa Bektaşoğlu (d. 1959), Diyanet İşleri Başkanlığı ve TDV’deki yirmi yılı aşkın yayın tecrübesi ve hattatlık, müzehhiplik özel eğitimin verdiği özgüvenle özellikle 2000’li yıllarda Kastamonu ve Tosya’nın yeni, fedakâr kültür eri, yazarı oldu. Kendisini Prof. Dr. Abdulkerim Abdulkadiroğlu (1943-2006) vasıtasıyla tanıdığımda (2002-2004) ağabeyim Özdemir Tan’la Gurur Kaynağımız Kastamonulular adlı biyografi ansiklopedimizin yayın hazırlıklarını yapıyorduk. Kendisinin de on yıldır Tosya Ansiklopedisi adlı bir çalışmaya başladığını belirtip belirlediği Tosya ünlüleriyle ilgili bilgileri paylaşabileceğini söyledi. Gerçek Müslüman bir bilim mensubu böyle olmalıydı. Nitekim 10 cilt boyunca katkısını sürdürdü. Biz de kendisine Tosyalı ünlülerle ilgili önümüze ne geldiyse verdik. Tosya Ansiklopedi işi öylesine büyüdü ki, kitap çalışmalarını aksatmaya başlayınca Tosyalı ünlülerle yetinmeye karar verdi. Önce Hat Sanatı ve Tosyalı Hattatlar (2005) ile karşımıza çıktı. Artık yolu açıktı. Anadolu’da Türk İslam Sanatı (2009), Anadolu Şehrinin Su Yapıları (6 cilt, 2013), Osmanlı’dan Günümüze Kur’an-ı Kerîm Yazan Hattatlar’la (2015) yazarlığının olgunluk dönemi meyvelerini verdi. 2019 yılında emekliye ayrıldıktan sonra çalışmalarını iki eser üzerinde yoğunlaştırdı: Tosya’nın Mümtaz Simaları ve yine 2024’te İzmir’de yayımlanacak olan İzmir Camileri. Elinizdeki kitabın 51. sayfasını okumak lütfunda bulunursanız Tosya ve Kastamonu kültürüyle ilgili ne kadar önemli hazırlıklarının olduğunu göreceksiniz. Allah, sağlıkla ömrünü uzatsın, çalışmalarını tamamlamak nasip etsin.!
Tosya’nın Mümtaz Simaları’nın 35 yıllık bir emekle ortaya çıktığını Ön Söz’de okuyunca hiç şaşırmadık. Çünkü, benzeri bir süreci biz de Gurur Kaynağımız Kastamonulular’da enine boyuna yaşamıştık. Bilgiye, belgeye ulaşmada engel üzerine engel çıkarılıyordu. İşin en zor tarafı da ünlüleri/mümtaz simaları belirlemedeki ölçütlerdi. Osmanlı dönemi şahsiyetleri için böyle bir sıkıntımız olmadı ama Cumhuriyet dönemi şahsiyetlerinde zaman zaman sorunlar yaşadık. Ayrıca; Kastamonulu kim, Tosyalı kim sorularına da sağlam, inandırıcı cevaplar vermek gerekiyordu. Bektaşoğlu, kitabına aldığı mümtaz simaları, bıraktıkları eserler ve yaptıkları hizmetleri değerlendirerek belirlediğini belirtiyor. Onları yazarlar, şairler, düşünürler, hattatlar, siyasetçiler, akademisyenler, amirler-memurlar, tarihe mâl olmuş bilge kişiler gibi bir meslek, ünvanlarına göre sınıflandırdı. Mesleklerinde ilklere, sanatkârlara da yer vermeyi ihmal etmedi. Belirlediği şahsiyetleri, mümtaz simaları; meslek ve ünvanlarına göre değil, ansiklopedi düzeninde, soyadı-ad başharfine göre sıralamayı uygun buldu. Eşine ithaf ettiği kitabının görsel malzemesinin taranmasına, grafik tasarımına (Abdulbaki İşcan, Yasin Bora) özen gösterdi. Fotoğraf sanatçılığının avantajlarını iyi değerlendirdi. Kapağı görür görmez söylediğim sözü tekrarlamak istiyorum; “sade ve asil.”
Kitapta 264 mümtaz şahsiyetin yer aldığı görülmektedir. Bu durumda Kastamonu’nun ilçeleri arasında Tosya, 1936’da Kargı bucağını ilçe oluşu dolayısıyla kaybetmesine rağmen Taşköprü’yle birlikte kültürü en zengin ilçemiz olduğunu bir kez daha kanıtlamış olmaktadır. Bektaşoğlu’nun hâlen üzerinde çalıştığı Türk Musikisi ve Tosyalı Musikişinaslar, Hüseyin Sıdkı Köker ve Tosya Üzerine Çalışmaları ve Beş Kuşak Bektaşoğlu Ailesi eserleri tamamlandığında Tosyalı ünlüler sanıyorum öne çıkmış olacaktır. Ne var ki, yazarlık işi hiçbir zaman bitmiyor. Bektaşoğlu, Tosyalı mümtaz simalara ya yeni isimler eklemek ya da verdiği bilgilere, belgelere ek yapmak ihtiyacını daima duyacaktır. Bu yazarlık, araştırmacılık mesleği kronik hastalığın ta kendisidir. Bir kez yakalandınız mı ölünceye kadar peşinizi bırakmayacak, siz de bu durumdan hem şikâyet edecek hem de memnun gülümseyeceksiniz. . Bektaşoğlu, bu gerçeği en iyi bilenlerden, ikinci baskının hazırlıklarına başladı bile…
Bu satırları okuduğunuzda, kitap okuruyla buluşmuş ve bazı kitaplıklarda yer almış, Tosyalı Mümtaz Simalar’dan rahmetli olanların ruhları mutlaka şad olmuştur. Biyografi kitaplarının en önemli yararları; ululara, tarihe saygı yanında gençlere, çocuklara iyi örnekler sunmak, onlara yeni hedefler göstermektir. Her şahsiyet, gençlere yeni moda deyişle “yaşam koçu, rol model “olabilecektir.
Bektaşoğlu’na teşekkür, kutlama sözleri şüphesiz az gelir. Bir yazara en güzel teşekkür kitabını okumak, okutmak, satın alıp bir kitaplığa kazandırarak edilir. Yazar imza günlerinin de anlamı, önemi bu davranışta gizlidir. Eser, Türk İslam bilim dünyasına, Kastamonu ve Tosyalılara hayırlı olsun…”
Yazar görevini yerine getirdi. Sıra, eserin değerini bilecek, madden ve manen destekleyecek resmî, özel kuruluşlar ile bilim sanat âşığı hemşehrilerimizde,.. Bektaşoğlu’nu, önce Türk İslam bilim dünyasına sonra da Kastamonu kültürüne yaptığı bu değerli hizmet dolayısıyla kutluyor, daha nice eserler vermesi için Allah’tan sağlıklı bir ömür niyaz ediyorum.