147'lik Fuat Sezgin - 2

Abone Ol

Bir insan düşünün;

Hiçbir haklı gerekçe olmaksızın aşkla yaptığı işinden atılsın!

Hiçbir haklı gerekçe olmaksızın yıllarını verdiği ilmi ve akademik çalışmalardan el çektirilsin!

Hiçbir haklı gerekçe olmaksızın ömrünü adadığı enstitüsüne, enstitüdeki asistanlarına ve öğrencilerine hasret kalsın!

Bir insan düşünün;

Aşığı olduğu vatanında garip ve parya muamelesine maruz kalarak sevdalısı olduğu memleketinden ayrılmak zorunda kalsın!

Bir insan düşünün;

Kendisine bunca haksızlığı, zulmü reva gören darbe yönetimi yüzünden terk-i diyar eylemek zorunda kaldığı vatanından uzaklarda yine vatan ve millet sevdasıyla ilmi çalışmalarını sürdürsün… Hem de daha fazla azim, daha fazla gayret, daha fazla aşkla…

Ve gittiği ülkede öylesine büyük itibar görsün ki, vatandaşlık teklifi de dahil bütün imkanlar ve dünyalık makam mevkiler ayakları altına serilsin. Serilsin de… O yine milletinden, ülkesinden vazgeçmesin ve yapılan tüm teklifleri elinin tersiyle itsin!

Bugünlerde moda oldu ya “ Türkiye bir mühendis, bir doktor, bir bilmem ne kaybetti; Amerika, İngiltere, Almanya bir çöpçü kazandı” vatansızlığı! Alın size vatanseverlik örneği!

Fuat Sezgin Hoca, sevdalısı olduğu memleketinden, aşığı olduğu ilim yuvasından ayrılıp yabancı ülkelere gitmek zorunda kaldığında da, sonrasında da ne memleket sevdasından ne ilim aşkından zerre sapmamıştı!

Bu inanç, azim, kararlılık ve elbette gayret Fuat Sezgin’ i dünyanın zirvesinde bir Bilim Tarihi uzmanı yaptı.

Ömrünün yarım asırdan uzun bir zamanında günde 17 saatten fazla çalışan, rivayetlere göre 27 dili çok iyi derecede bilen, İslam Bilim Tarihi alanında çığır açtığı gibi bilim tarihi alanında bize dayatılan tüm argümanları ters yüz eden Fuat Sezgin; maziden aldığı ışık ve ilhamla geleceğe bir yön çizdi.

1950’ li yıllara kadar; Osmanlı’ yı harem, zevk-ü sefa, şatafat ve ilkellikten ibaret, İslam dünyasını cehalet kuyusunun dibinde debelenen zihniyet olarak gören, bilen bir topluma geçmişindeki şanlı tarihini göstermekle kalmadı, şımarık ve kibirli Avrupa’ ya da ulaştığı medeniyetin basamaklarının Türk ve İslam Medeniyeti olduğunu ikrar ettirdi!

Fuat Sezgin’ in söylediği bir söz çok ibretliktir; “İslam medeniyetinin büyüklüğünü Türklere anlatmak Batılılara anlatmaktan daha zor!”

On yıllar boyunca vatanından uzakta kalan Fuat Sezgin Hoca milenyumun başlarında Türkiye’ ye kavuştuğunda, ülkesinde yaptığı ilmi ve akademik hizmet ve eserlerle ne büyük bir vatansever olduğunu gösterdi.

Dönemin Başbakanı Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan tarafından 2019 yılı “Fuat Sezgin Yılı” olarak ilan edildi. Ve Erdoğan o zaman çok önemli bir söz söyledi: “Bundan sonra bize düşen bu eşsiz mirasa sahip çıkmaktır!”

Müslüman bilim adamlarının 800 buluş ve icadını birebir modelleme ile ortaya koyan, İslam Bilim Tarihinin bütün hatlarını ve alanlarının ortaya konulduğu çeyrek asırlık bir çalışmanın ürünü olan ve uzun yıllar seviyesine hiçbir bilim insanının çıkamayacağı 17 ciltlik dev eseri Türk – İslam dünyasına kazandıran Fuat Sezgin’ in artık ilkokuldan üniversiteye okul müfredatlarında yer almasının zamanı gelmedi mi? Fuat Sezgin’ i sadece hamaset yüklü süslü püslü cümlelerle anmak yerine, eserleri ve çalışmalarıyla gençliğe ilham olmasını sağlamak gerekmiyor mu?

Söze noktayı Fuat Sezgin Hoca koysun:

“BÜTÜN HÜCRELERİMİN DİNLENMEYE ÇOK FAZLA İHTİYACI OLDUĞUNU HİSSEDİYORUM. FAKAT BUNU HİSSETTİĞİM HER AN İSLAM DÜNYASININ HÂLİHAZIRDAKİ DURUMUNU GÖZ ÖNÜNE ALARAK, DİNLENMEYE HAKKIMIN OLMADIĞINA KENDİMİ BİR KEZ DAHA İKNA EDİYORUM. BEN KABİRDE DİNLENECEĞİM."

Rahmet ve minnetle...