Kaybedilen İskenderunspor maçının ardından üzerimize çöken “Karadeniz’de gemilerimiz batmış” hal, lig sonuncusu da olsa Uşakspor karşısında deplasmanda alınan bol gollü galibiyet ile ortadan kalktı şükür, deniz kadife gibi…
“Nazar çıktı” diyelim.
Dahası, daha da önemlisi, puan sıralamasındaki rakiplerimizin aldıkları skorlara bakıldığında haftanın “tek” kazançlı takımı GMG Kastamonuspor oldu…
Toplamda 13 puanlık kazanç, duy da, gör de inanma.
“Isparta” ve “Erzincan” mağlup oldu, “Diyarbakır” ve “Iğdır” berabere kaldı, adak adasan bu kadar denk gelmez yeminle…
“Teker yola girdi”.
(Uşakspor’un grup sonuncusu, evinde oynadığı tüm maçlarda mağlup, topu tüfeği aldığı bir galibiyet ve bir beraberlik ile küme düşmenin en büyük adayı olduğuna kanmayalım…
Kükreyeceği tutabilirdi, iki golleri var sonuçta kalemizde, geride kalan 12 maçta attığı toplam gol sayısı kadarını kaydetmiş oldular tek maçta.)
Cumartesi geceki “Almanya-Türkiye” maçını izlerken zihnimde hep “GMG Kastamonuspor” döndü durdu, Milli Takım’ın “kadro hikayesi” ve “oyun modeli” tam da emsal, sabah uyandığımda zihnim kaldığı yerden devam etti yolculuğuna…
“Genç, inanılmış, uyumlu kadro” ve “diklemesine hızlı oyun”.
Milli Takım’ın “top oynatmadığı” Almanya, misal, günümüzde dünya futbolunun zirvesinde olan “Erling Haaland” ve “Jude Bellingham” gibi iki genç yeteneği Dortmund’dan “City” ve “Madrid” kulüplerine sunmuş bir ülke…
Dortmund’un önünde “Bayern” var daha düşünsenize.
Hep dilimizde, “kadro hikayesi” olan ve “diklemesine hızlı oynayan” GMG Kastamonuspor, olmazsa olmaz…
Başarının güzergahı bu.